Buradasınız
Sendikalarımıza Sahip Çıkıp, Güçlendirelim!
Tuzla’dan metal işçileri

Tuzla’da metal fabrikasında çalışıyoruz. Çok yoğun bir tempomuz var. Her bölümde az işçiyle çok iş çıkarıyoruz. Yani bizim orada sömürü çarkı tıkır tıkır çalışıyor. Gerçi şu aralar Ramazan nedeniyle biraz yavaşlama oldu ama bu geçici bir durum. O kadar stok yaptık ki, ürün koyacakları yer kalmadı. Maden işçisi kardeşlerimizi ölümüne çalıştırırken yaptıkları gibi bizim de başımızda “hadi hadi” diyenler var. Sürekli üretimi artırmak için bağırıp çağırıyorlar. Fabrika yönetimi arka arkaya toplantılar yapıp işçilere hakaretler yağdırıyor. Geçtiğimiz aylarda üretim müdürü hepimizi toplayıp “başınızda bir çoban mı olması gerekiyor, koyun sürüsü müsünüz?” diye bağırıp çağırdı. “Burada ya bana, ya amirlerinize uyacaksınız, ya da kapı orada, kimseyi zorla tutmuyoruz burada” diye de tehdit etti. Bütün bunları böyle rahatça, arsızca söyledikleri, bizi koyun yerine koydukları bu fabrikada son aylarda en az 4 iş kazası oldu. Ayrıca yaşanan 3 iş kazasında kadın arkadaşlarımız yaralandı. Bir kadın arkadaşımızın kolunun birkaç yerinden kırılmasına sebep olan kazada sözde kamera kayıt yapmıyormuş. Oysa bizleri izlerken ve çalışmıyorsunuz diye tehdit ederlerken kameralar gayet güzel kayıt yapıyor.
Bizimki gibi birçok fabrikada yıllardır yaygınlaşmış bir uygulama var. İşçileri işçilerle baskı altında tuttukları, bizi yine birbirimize kırdırdıkları bir uygulama. İçimizden bazı işçi arkadaşlarımızı seçiyorlar. Bunların çoğu çok genç işçiler. Bir kısmı 20 yaş civarlarında ama aslında daha çocuklar. Ne işçi olduklarının farkındalar ne kime hizmet ettiklerinin ne de yarın başlarına ne geleceğinin. Bu bir grup yeniyetmeyi işçilerin başına takım lideri diye koyuyorlar. Arkasından da bunları toplayıp bir gaz veriyorlar. Birbirlerine karşı kışkırtıyorlar. Bunları aşırı hırslandırarak yarışa sokuyorlar. Yöneticilerin gazıyla daha yüksek mertebeye çıkacağını sanan, işçiliği bilmeyen, anasının-babasının evinde geçim derdi olmayan bu gençler diğer işçi arkadaşlarını yaşına başına bakmadan “hadi, hadi” “şuna bak mal mı bu, mal gibi durma” ve daha başka bir sürü hakaretler ederek, işverenin çıkarına harıl harıl çalıştırıyorlar. Hatta hangi takım daha fazla üretim yapacak, hangisi diğerini geçecek yarışına sokuyorlar. Buna tepki gösteren, itiraz eden hemen tutanak yiyor. Ya da başka başka nedenler bulup o bölüm ona zehir ediliyor. Eskiden ustabaşı olana şimdilerde “takım lideri” deniyor. İtiraz edenin başındaki “takım lideri” denilen işçi o arkadaşını başka yere sürmek, daha da olmadı attırmak için dolaplar çeviriyor. Takım lideri diye bizim başımıza getirilen gençlerden biri aklı başında, iyi bir delikanlı çıktı da bu rekabete katılmadı. Bölümünü hızlı çalıştırmadı, istenen sayıyı, yüksek sayıları çıkarmamakta direndi diye takım liderliğinden aldılar.
İşin başka bir tarafı daha var. O da “takım lideri” denilerek diğer işçi arkadaşlarından kopartılan bu gençler de bizimle aynı sendikadalar. Hepimiz sendikalıyız ama ne yazık ki yeterince örgütlü değiliz. Sendika eğitim yapıyor ama işçilerin hepsini katmaya uğraşmıyor. Kaç kişi duyarlı davranıp giderse onunla yetiniyor. Zaten duyarlı, biraz bilinçli bir işçi bu yarışın parçası olmuyor. En azından dili döndüğünce yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyor. Asıl bilinçlenmesi gerekenleri bilinçlendirmek, daha fazla örgütlü yapmak gerekirken o zahmete sendikacılarımız katlanmıyor. Zaten neredeyse herkes sendika üyesi, aidatlar yatıyor. Arada bir de uğrayıp şöyle bir işçiye göründüler mi onlara yetiyor. Sendikacıların bazılarının işçinin içme suyu yokmuş, arka arkaya iş kazaları yaşanıyormuş, yemekleri çok kötüymüş, yemekhanede çok sıra bekliyormuş, işçilerin arasında kardeşlik yokmuş bunları düzeltelim, bunları için mücadele edelim gibi bir derdi yok.
Bu anlattıklarımız sendikalı olmanın örgütlü olmak anlamına gelmediğini gösteriyor. Bizler de bu fabrikada çalışan işçileriz ve bunun farkındayız. Sendikalıyız ancak henüz sendikamızla güçlü bir mücadele veremiyoruz. Biz de kendi aramızda bunu nasıl başaracağımızı konuşuyoruz. Fabrikadaki arkadaşlarımızın birliğini beraberliğini güçlendirirsek sendikamızı da güçlendiririz. İşte o zaman işçi birlik olur hakkını söke söke almaya başlar. İşçi hakkını aramaya başladı mı, sendikacı da mecbur ya mücadele eden işçiye sahip çıkacak ya da bir gün gelecek bıçak kemiğe dayanacak. İşte o zaman bizler diğer fabrikalardaki işçi kardeşlerimizle birlikte bu sendika ağalarını enselerinden tuttuğumuz gibi sendikalarımızdan atacağız. O sendika ağaları bir zamanlar işçi olduklarını unutmuş olabilirler ama bizler işçi olduğumuzu unutmadık.
İşçi Sınıfının Lokomotifi UİD-DER
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...