Buradasınız
Sınıflar, Siyaset ve Genel Oy Hakkı
Siyaset ya da politika kavramı yönetmek, devlet ve toplumsal hayata dair alınan kararları belirlemek anlamlarına sahiptir. Yani siyaset/politika yapmak, toplumsal hayatı ilgilendiren kararlar ve devletin nasıl yönetileceği hakkında söz söylemek, hak iddia etmek ve belirleyici olmayı istemek demektir. Özetle insan, toplum, sınıflar ve devlet varsa orada siyaset de vardır ve bu yüzden siyasetin dışında kalan hiçbir şey yoktur.
Modern döneme kadar siyaset yapmak yalnızca egemen sınıfların hakkıydı. Egemenler, toplumu yönetilip yön verilecek bir sürü olarak görürlerdi. Arapça bir kavram olan siyasetin at bakıcısından (seyis) gelmesi tesadüf değildir. Ama zamanla toplum gibi kavramların taşıdığı anlam da değişir ve içeriği genişler. Kapitalist sistemin gelişmesiyle ortaya modern sınıflar çıkmıştır. Bir tarafta sermaye sınıfı (burjuvazi) öte tarafta ise işçi sınıfı vardır. Burjuvazi devletle birlikte siyaset yapma hakkını da ele geçirmiş ve tüm siyasal mekanizmaları kontrol etmeye başlamıştır. Siyasal yönetim süreçlerinde söz söylemek isteyen işçi sınıfı ise, demokratik hakların genişlemesi ve genel oy hakkının elde edilmesi için büyük mücadeleler vermiştir.
Dolayısıyla genel oy hakkı, tarihin en eski dönemlerinden itibaren var olan bir hak değildir. 300 yıl geriye gitsek, dönemin yönetici elitlerine, hükümdarlarına genel ve eşit oy hakkından bahsetsek, ne olurdu? Mesela tarlalarda çalışan kadınların seçme ve seçilme hakkı olması gerektiğini söylesek muhtemelen küstah bir kahkahayla karşılaşırdık. Tarihin aynasına baktığımızda, bugün bize son derece doğal görünen genel ve eşit oy hakkı için fırtınalı bir mücadele görür, bu hakkın işçi sınıfının mücadelesiyle kazanıldığını fark ederiz.
“Demokrasinin beşiği” sayılan İngiltere’de de oy hakkı çeşitli uğraklardan geçti. İlk ortaya çıktığında sadece mülk ya da servet sahibi erkekler oy kullanabiliyordu, yıllar sonra bu hak vergi veren erkeklere de tanındı. Bu bile büyük bir gürültü kopmasına yetmişti. Kadınlar ise gerek İngiltere’de gerekse de tüm dünyada eşit ve genel oy hakkına çok daha geç sahip olabildiler. 20. yüzyılın başında sadece birkaç ülkede seçme hakkına sahiptiler. 1917’de Rusya’da işçi sınıfının iktidarı ele geçirmesiyle birlikte çok şey değişti. Kadınlar, tarihte ilk kez seçme hakkının yanı sıra seçilme hakkına da kavuşmuş oldular. Özellikle 2. Dünya Savaşından sonra genel ve eşit oy hakkı neredeyse tüm ülkelerde tanındı.
Peki, nasıl oldu tüm bunlar? 1800’lü yılların ilk yarısında İngiltere’de işçi sınıfı, uzun iş saatlerine, düşük ücretlere ve işsizliğe karşı önemli bir mücadeleye girişti. Grev silahı keşfedilmiş, sendikalar kurulmuştu. Ancak yetmiyordu! İşçi sınıfı toplumsal gidişata müdahale etmenin yolunun siyaset yapmaktan geçtiğini fark etti. Sendikalar Halkın Bildirgesi adını verdikleri talepler etrafında toplandılar. Parlamento üyesi olmak için “zenginlik” veya “toprak sahibi olma” zorunluluğunun kaldırılmasını ve oy hakkı talep ettiler. Parlamentoya yüzbinlerce kişi tarafından imzalanan bir dilekçe sundular ve bunu büyük mitinglerle, grevlerle desteklediler.
İşçi sınıfının siyaset sahnesine bir sınıf olarak çıktığı bu yıllarda, Avrupa adeta kitlesel grevler ve devrimlerle sarsılıyordu. Her ne kadar bu devrimler bastırılmış olsa da artık zaman eski zaman olamazdı! Sermaye sınıfı, iktidarını kaybetmekten duyduğu derin korku neticesinde demokratik hakları tanımak zorunda kaldı. Bu süreçte kitlesel işçi partileri ve sosyalist partiler yasal olarak kurulmaya başlandı, sendikalar ve grev hakkı yasalaştı, işçi örgütleri, işçi basını üzerindeki kısıtlamalar gevşetildi ve çeşitli sınırlamalar olsa da en azından tüm reşit erkekler için genel ve eşit oy hakkı kazanıldı. Oy hakkı mücadelesine devam eden kadınlar ise sonraki yıllarda büyük bir emekle bu hakkı sermaye sınıfından söküp almayı bildi.
Şunu bilmeliyiz ki hiçbir hak yoktur ki uğruna mücadele edilmeden kazanılmış olsun! Oy hakkı da bunlardan biridir. Şöyle bir düşünelim, sömürü ve zorbalığa karşı bunca mücadeleyi veren işçiler oturup beklemeyi tercih etselerdi herhangi bir hak elde edebilirler miydi? Peki ya “değişmesini isterim ama nasıl olacak ki?” diyerek bir kurtarıcının gelip onları kurtarmasını bekleselerdi, tarih nasıl bir seyir izlerdi? Tek başına kalan ve tek başına düşünen işçiler, değişimin gerçekleşebileceğine inanmazlar. İşçiler, örgütlü olur ve siyasal sınıf bilinci kazanırlarsa bu inançsızlığı yenerler! Özetle işçi sınıfı kendi örgütleri üzerinden bağımsız bir güç olarak siyaset sahnesine yeniden çıkıp toplumsal gelişmelere müdahale edebilecek güçtedir. Zaman, örgütlenme, işçi sınıfı siyaseti ve mücadele zamanıdır!
Perulu Emekçilerin Mücadelesi Sürüyor!
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...