Buradasınız
Suçlu Biz İşçiler miyiz?
Bağcılar’dan bir işçi

Koronavirüs salgınını bahane ederek büyük bir ekonomik krizin var olduğunu gizlemeye çalışan patronlar sınıfı, kriz derinleşip sonuçları ağırlaştıkça yeni bir dil tutturmaya başladılar. İşsizliğin, yoksulluğun bu dönemde katlamalı biçimde artmasının sebebi koronavirüs, korona salgınının bu kadar uzamasının sebebi de “halkımızın tedbirlere uymaması” oluverdi! Bunu başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün AKP sözcüleri dillendirmeye başladılar. Medyada özellikle bu içerikte haberler almış başını gidiyor. Özellikle yandaş medyanın bu haberlerini izlediğimde bu kadar da olmaz dediğim çok oluyor. Tedbir olarak önerilen de sosyal mesafe, maske kullanımı ve kalabalıklar oluşturmama. Medyada servis edilen haberler de bu konular üzerine hazırlanmış. Birkaç örnek vermek istiyorum. “Maske takmayan vatandaştan pes dedirten savunma.” “Korona dinlemediler, yüzlerce kişi sosyal mesafe kurallarını hiçe sayarak düğün yaptı.” “Korona tedbirlerini hiçe sayan vatandaşlar sahillere aktılar, piknik yaptılar.” Haber programlarının yüzde doksanı bu haberlerden oluşuyor. Hele aynı içerikte bir haberi daha izlediğimde şok oldum. Haber koronadan ölen sağlıkçılarla ilgiliydi. Koronadan bugüne kadar ölen sağlık çalışanlarının kaç kişi olduğunu söyleyen spiker, sonra da sahilde dolaşan insanların görüntüsünü ekrana getirerek “ölen her sağlık çalışanının sebebi işte böyle sorumsuz vatandaşlardır. Sizler dışarıya çıkıp böyle kalabalıklar oluşturdukça sağlık çalışanlarımız ölüyor. Tedbirlere vatandaşlarımız uymuyor” diye konuştu. Oysa efendileri ne kadar tedbirlere uyuyorlar, sıra buna gelince hiç ses yok. Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesinde yüzbinlerce insan bir araya geliyor, bu görüntüleri zafer nidasıyla verenler korona tedbirlerinden hiç bahsetmiyorlar. Düğün, nişan yapmak bu dönemde yasak deyip düğünleri basıp binlerce lira ceza kesiyorlar. Fakat AKP milletvekili 1500 kişilik düğün yapıyor üstelik belediye başkanı, emniyet müdürü gibi kuralları uygulaması ve denetlemesi gereken görevliler de düğüne katılıyor. Sonra da suçlu biz oluyoruz. İnsanın bu ne ikiyüzlülük, bu ne pişkinlik?” diyesi geliyor.
Koronavirüs salgınını kullanarak insanları korkutanlar, hastalığın çok ölümcül olduğundan bahsedenler, bizi tedbirlere uymamakla suçlayanlar, sıra kendi iktidarlarını sağlamlaştırmaya gelince korona morona takmıyorlar. Biz işçiler haklarımız için toplanmak, miting yapmak, grev yapmak istesek anında korona var deyip yasaklıyorlar. İşyerlerindeki durum da bu verdiğim örneklerden pek farklı değil. Lafa geldiğinde sağlığımızı düşündüklerini söyleyen patronlar molaları bile yasaklıyorlar. Ama çalışma alanlarında dip dibe çalışmamız hiç sorun olmuyor.
Bizleri işsizliğe, yoksulluğa iten bu düzenin kendisidir. Salgın bahane edilerek ücretler düşürüldü, çalışma koşulları zorlaştırıldı, milyonlarca işçi işsiz kaldı. Günlük 39 lira gibi bir rakama geçinmemizi istiyorlar. Bütün bunların sebebi kendi sömürü düzenleri değilmiş gibi çıkıp bir de bizleri suçluyorlar. Hatta bu propagandayı biz emekçileri birbirine düşman etmek için kullanıyorlar. Sanki bizlerin sağlıklarını çok düşünüyorlarmış, bütün önlemler bizlerin daha sağlıklı yaşaması içinmiş gibi yalan söylüyorlar. Bu yalanlara karnımız tok. İşçiler olarak tek dertleri kendi düzenleri olan egemenlerin ve sermaye medyasının bu yalanlarına kanmayalım. Onların tedbir adı altında getirdikleri yasakların amacı sağlığımızı korumak değil, biz işçilerin birleşerek bu haksızlıklara karşı mücadele etmemizin önüne geçmektir. Zaten bu dönemde birlikte mücadele etmekten de başka şansımız yok!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...