Buradasınız
Taşeron İş Kazası Demektir, Yasaklansın!
Gebze’den bir işçi-öğrenci
Pek çok işçi çocuğu okullar kapanır kapanmaz çalışmak zorunda kalıyor. Ben de bir işçi çocuğu olarak, okullar kapandıktan hemen sonra bir iş bularak çalışmaya başladım. Bu yaz Polipro adında plastik geri dönüşümü yapan bir fabrikada, taşeron bir işçi olarak çalıştım. Fabrikada yaklaşık 50 işçi var. İşe yeni başlayan işçilere ayakkabı, iş kıyafetleri gibi ekipmanlar ilk hafta verilmiyor. Eğer işçi ilk hafta dayanabilir de çalışmaya devam ederse, ancak öyle veriliyor. Çünkü çalışma koşulları oldukça ağır. Günde 10 saat çalışılıyor, elbette ayrıca fazla mesai olmazsa. Yüksek ses, yoğun kimyasal duman, toz ve yoğun iş temposu tüm fabrikaya hâkim. Tahmin edersiniz ki ücretler de oldukça düşük.
Ben ilk haftamı doldurduktan sonra, fabrikanın iş güvenliği eğitimine katılarak sertifikamı aldım. Eğitim 5 dakika sürdü denebilir. Aslında iş güvenliği eğitimi almadım desem yeridir. Birkaç test yapıldıktan sonra, fabrikadaki en önemli iş güvenliği sorununun yüksek ses olduğu söylendi bizlere. Oysa durum bundan çok farklıydı. İşçilerin önemli bir bölümü iş kazası geçirmişti. Kolu kopan, parmaklarını yitiren, eklemlerinde ve belinde sağlık sorunları yaşayan işçiler vardı. Demek ki uzmanın dediği gibi tek başına kulaklık takıp sesten korunmak değildi güvenlik sorunu. Göz banyosu yazan yerde elektrik trafosu vardı. Sınırların çok ötesinde ses ve duman vardı. Bu dumanı tahliye edecek havalandırma nerdeyse çalışmıyordu. Makineler oldukça eski ve bakımsızdı. Bazı makinelerin güvenlik sensörlerinde elektrik kaçağı vardı. Hatta elektrik kaçağından biri beni de çarpmıştı. İş güvenliği uzmanı maaşını patrondan aldığı için bu sorunlara bir yere kadar müdahale edebiliyor. Çünkü bütün sorunları düzeltip, işçilerin sağlığı için önlemleri arttırırsa işinden olma tehdidiyle karşılaşıyor.
Taşeron firmalarda iş güvenliği önlemleri neredeyse hiç alınmıyor. Patronlar tarafından, iş kıyafetleri, maskeler, kulaklıklar, fabrika içine temiz hava girişini sağlayan havalandırmalar hep bir maliyet unsuru olarak görülüyor. Üretimi arttırmak için sensörler devre dışı bırakılıyor. Üretime bir dakika bile ara vermeye tahammülü olmayan patronlar, molaları sırayla kullandırıyor. İş güvenliği koşulları olmadan, dinlenmeden çalışmak iş kazalarını daha da arttırıyor. Bir de iş güvenliği uzmanlarının ücretlerini patrondan aldıkları, bizimle aynı patronun işçisi oldukları halde iş güvenliği denetimlerini yapmaktan ve önlemleri aldırmaktan “sorumlu” kişiler olduklarını eklersek, iş kazalarının neden bu kadar arttığı ortada.
Patronlar bizlere sadece makinenin bir parçası gözüyle bakıyorlar. İş koşullarının sağlığımıza zarar vermesini engellemek için bir şey yapmıyorlar. Bizler için bu kadar hayati bir sorun olan iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı mücadele etmemiz gerek. Çok önemli bazı talepleri yaygınlaştırarak işe başlamalıyız. İş güvenliği uzmanlarının ücretlerinin patronlardan değil, sendikaların veya meslek örgütlerinin denetimindeki bir fondan karşılanmasını savunmalıyız. Taşeron iş kazası ve ölüm getiriyor. Taşeron çalışma yasaklansın! Artık patronlar için sakatlanmak ve ölmek istemiyoruz!
Ben Alan Kurdî
AKP İşçilere Değil Patronlara Çalıştı!
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...