Buradasınız
Tilkiden Kurnazı Yoktur Ama Pazar Onun Postuyla Doludur
Kocaeli/Gebze’den metal işçisi bir kadın

Korku canlılara has bir duygudur. Korkunun kaynağında tek başına olduğunu düşünmek, kendini güvende hissetmemek yatar. İnsanlar korkuya kapıldıklarında kendilerince bazı savunma mekanizmaları geliştirirler. Bunlardan bir tanesi de uyanık görünmeye çalışmaktır. Ama uyanık olmak başka, uyanık görünmeye çalışmak başkadır. Mesela uyanık görünen ve işyerinde başlatılan sendikalaşma sürecinde “en son ben üye olayım” diye düşünen bir işçi, gerçekte ne kadar uyanıktır? “Herkes sendikaya üye olsun, ben de olurum” diye düşünmek, aslında kendini diğer işçi arkadaşlarından ayırmak demektir. Yanındaki işçilere yeterince güvenememek demektir. Tek başına kalmayı, son adam olmayı, kimseye güvenmemeyi uyanıklık sanan bir işçi, aslında büyük bir yanılgı içindedir.
Elbette bu yanılgıların bir arka planı var. İşçiler sendikal haklarını kullandıklarında işten atılmakla korkutuluyorlar. Kapitalist sömürü sistemi rekabete dayalıdır ve dolayısıyla rekabet düşüncesini toplumda üretir, yeniden ve yeniden insanlara aşılar. “Kendinden başkasını düşünme” ya da “Her koyun kendi bacağından asılır” düşüncesi sürekli işçilere empoze edilir. Görünen o ki bu tip kandırmacalar aynı amaca hizmet etti yıllar yılı. Patronlar, işçileri yalnız ve örgütsüz bırakmak için durmaksızın yinelediler bu uğursuz propagandayı. İşçiler yalnız ve örgütsüz kaldıkça patronların saldırıları da sermayeleri de büyüdü.
Gün gibi ortada duran gerçeklik, “bu sistemde işçiysen uyanık geçinsen de nafile” diyor bizlere. Tek başına olduğun sürece sorunların üstesinden “uyanıklıkla” gelemezsin. Örgütsüz olmak bizi uyanık yapmaz, bize bir şey kazandırmaz. Tıpkı yalnız başına daha besleyici otları mideye indireceğini düşünerek sürüden ayrı dolaşan kuzu gibi olur akıbetimiz. Malum, yalnız kuzuyu kurt kapar! Ya da tilki misali, kendisini uyanık zanneder ama pazar tilkilerin postuyla doludur. Yalnızsan, istediğin kadar kurnaz ol, uyanık geçin, kendinden daha güçlülerin karşında duramazsın. İşte bu yüzden, bireysel uyanıklığımız bizleri patronlar karşısında tek tek av olmaktan kurtarmaz. Patronlar kendi sermayelerini güvencede tutmak ve arttırmak için daima uyanık davranırlar. Ama işçilere kurdukları tuzaklara kendileri düşmezler elbette. Ezeli rakipleriyle bile, gerektiğinde işbirliği yaparlar. Kendi çıkarları için bir araya gelir, örgütlenirler. Çünkü onlar bilirler ki asıl uyanıklık örgütlü olmaktır.
Patronlar bir sınıf olduklarının farkındalar. Örgütlü hareket ettikleri ve böylece uyanıklık katsayılarını yükselttikleri için saltanatlarını devam ettiriyorlar. Peki, biz işçiler bir sınıf olduğumuzun ne kadar farkındayız? Yeterince farkında olsak, tüm işçiler örgütlenmek ve güçlerini birleştirmek için uğraşırdı. Ama görünen o ki pek de farkında değiliz. Uyanık görünüyoruz ama uyanık değiliz. Çünkü patronlar karşısında yeterince örgütlü değiliz. Oysa örgütlü olmak bilincin açılmasıdır. Örgütlülük güç ve güven kaynağıdır işçi sınıfı için. Şöyle düşünelim, örgütsüz bir işçi tek başınadır, yalnızdır. Kuzeye dönse güney arkasında kalır, doğuya dönse batıyı göremez. Tehlikelere de açıktır, yanılgılara da. Kurnazlık edip, ayna tutarak arkasına bakmak onu geçici bir süre için koruyabilir. Ama örgütlü bir işçinin yanı daima kendi gibi işçi arkadaşları ile doludur. Sırt sırta verdiler mi her yönü görür, gelecek tehlikelere karşı daima tetikte olurlar. Tek bir yönü değil, her yeri görürler o zaman. Yani örgütlü olmak üçüncü bir göze sahip olmaktır. İşte bu yüzden asıl uyanıklık örgütlü olmaktır. Korkularının üstesinden birbirine güvenerek ve örgütlenerek gelen işçiler, tüm zorlukların üstesinden gelebilirler. Patronların sahte vaatlerine karşı uyanık olurlar. Çünkü örgütlülüğün getirdiği güven ve güçlü hareket ederler!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
Son Eklenenler
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...