Buradasınız
Ulaşacağımız Binlerce İşçi Bizi Bekliyor!
Gazi Mahallesinden bir işçi
Biz bilinçli işçiler her fırsatta işçi arkadaşlarımıza bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz. Anlattıklarımızın özü ise “bu düzen değişmeli” ve “insanlık kurtulmalı bu illetten”! İşçiler yaşam koşullarından duydukları rahatsızlıkları her sohbette dile getiriyorlar. Çözüm noktasında ise şu an anlattıklarımız sanki hiç olmayacak bir şey gibi geliyor onlara. Ama yine de gerek sınıf tarihimizden gerekse de bugün verilen mücadelelerdeki kazanımları anlatırken, hafifçe gülümsüyor yüzleri. Öyle bir karanlığa gömülmüşüz ki, yanı başımızdaki olan bitenden habersiz yaşıyoruz. Sanki dünyanın her yerinde yaşam güzel de bir tek Türkiye’deki işçilerin durumu kötüymüş gibi düşünüyoruz. Ya da bizim yaşadığımız bölgelerdeki fabrikalar kötü de başka başka yerlerdeki fabrikalarda durum çok güzel.
Biz mücadele eden işçiler bunun böyle olmadığını çok iyi biliyoruz. İşçilerin sorunları, sektörleri farklı olsa bile hep aynı. Eğer biz bir şeyler yapamazsak bu böyle ve hatta daha da kötüleşerek devam edecek. Bizler felâket tellalı değiliz! Ama bu düzenin insan hayatını hiçe saydığını iyi biliyoruz. Aslında bunu sadece biz değil hepimiz yaşam ve çalışma koşullarımızdan çok iyi biliyoruz. Şunu da çok iyi biliyoruz ki, bizim gibi düşünen ve bir şeyler yapmak gerektiğini, bunun böyle gitmeyeceğini kafasında canlandırmaya çalışan binlerce işçi dostumuz var. Bugün yaptığımız çalışmalarla bu işçilere ulaşmaya çalışıyoruz. Çünkü bizler, yani mücadele eden işçiler gökten zembille inmedik. Bizler de işçi sınıfının içinde sıradan yaşayan işçilerdik. Yüreğinde bu umudu taşıyan işçi arkadaşlarımız ellerini uzatarak bizi karanlıktan aydınlığa çıkarttılar. Demek ki bu gerçekleşebiliyormuş, demek ki bu mümkünmüş. Bizler de bu kavgayı daha güçlü bir şekilde yürütebilmek için, bizlerin yolunu gözleyen işçilere canla başla ulaşmaya çalışmalıyız. Unutmayalım ki hayat bereketli bir topraktır, nasıl emek verirsek karşılığını öyle alırız. Eğer mücadele edersek kazanma şansımız var, ama mücadele etmezsek daha baştan kaybetmişiz demektir.
İmkânsız Diye Bir Şey Yok!
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...