Buradasınız
Mor Kınalar
Pendik’ten bir kadın işçi
Her yörenin kendine has, birbirinden güzel, içli türküleri vardır. Türkülere yansıyan yaşanmışlıklar, insanlarda türlü düşünceler, duygular uyandırır. Geçmişin her tür ağırlığı, çilesi, sevinci türkülere sığınıp dinleyicilerinde yeniden anlam bulur. Kimi derdini anlatır, kimi sevincini, kimi ise isyanını haykırır türkülerle. En çok da analarımız dilinden düşürmez türküleri. Çoğunlukla ortalık yerlerde değil, kendi içinde dinlenir, söylenir. Çocukluğum annemin güzel sesinden türküler dinleyerek geçti. Her söyleyişinde hiç bitmesin isterdim. Duygular geçiverirdi annemin sesinden benim minik kalbime. Meğer annem derdini, mutluluklarını, içini dökermiş türkülerle. Bana usul usul bir şeyler anlatır fakat esasını pek de bilemeden dinlerdim. O türkülerden biri vardı ki kendimi bildim bileli dinlerim, içimde acı ve hüzünler bırakırdı. Yıllar sonra öğrendim o türkülerin hikâyelerini. Onca acı, onca çile barındırdığını.
Bu memlekette hangi kapıyı çalsanız annem gibi nice emekçi kadının hüzünlü hikâyeleriyle karşılaşırsınız. Kimi küçük yaşta gelin olmuş, kimi gelin olduğunu bilemeden oradan oraya, gurbete savrulmuş. Kiminin ise yavrularına kıymış egemenler, yok denilmiş, kayıp edilmiş niceleri. Şiddet, taciz ise cabası. İşte o hikâyelerden birini anlatır, annemin yumuşacık sesinden dinlediğim Denizli yöresinden derlenen “Ağ Elime Mor Kınalar Yaktılar” türküsü. 12 yaşında başlık parası için satılan bir çocuk gelinin acılı hikâyesidir bu.
Ağ elime mor kınalar yaktılar
Kaderim yok gurbet ele sattılar
On iki yaşımdı gelin ettiler
Ağlar ağlar gözyaşımı silerim
Of offf….
Çocukluğumda “kına dediğin kırmızı olur hiç mor kına olur mu” diye gülerdim anneme, küçük yaşta evlendirilen kız çocuklarının elindeki kınanın mora döndüğünü bilmeden. Çocukluğunu yaşamadan büyümek zorunda bırakılan kız çocuklarını bilmeden. Annemin narin, içli ve dalgın bakışları ise aklımda bir kıymık gibi dururdu. Kol kırılır yen içinde kalır derler ya, işte acılar da yıllarca dört duvar aralarına hapsedilmiş. Kimse derdini dökememiş, söyleyememiş, sesini çıkaramamış. Fakat bu dertler türkü olmuş dökülmüş dillerden. Bu türküler nice dertli kadının tesellisi olmuş. Ağızdan ağıza duygu katılmış ve anlam herkesin kalbinde büyümüş, türkünün ruhunda nice kadının sesi oluşmuş.
Günümüzde keşke tüm bu acılar geride kaldı diyebilseydik. Bir daha türkülere konu olmasın acılar… Fakat öyle bir durum yok. Dün Denizli’nin 12 yaşındaki kız çocuğu, bugün Ayşeler, Fatmalar, Berivanlar ve savaş nedeniyle yerinden yurdundan edilmiş Suriyeli, Iraklı kız çocukları. Derinlerde acılar birikiyor, dün aynı dili konuştuğumuz bir hemşeri ve ya komşu kızı, bugün kentin dehlizlerinde sesi duyulmayan bir göçmen ya da fabrikalarda haksız ve hukuksuz çalıştırılan milyonlardan biri olabiliyor.
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
Emekçi Kadınız, Aciz Değil Güçlüyüz!
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...