Buradasınız
Bitcoin Deyip Geçme!
Kripto para denilince akla ilk olarak bitcoin gelse de dünyada binlerce kripto para çeşidi var. Türkiye’de yaklaşık 6 milyon kadar insanın kripto para yatırımı olduğu tahmin ediliyor. Pek çok işçi elindeki üç kuruşu arttırabilmek için bitcoin ve benzeri kripto paralara yatırım yapıyor. Hemen her fabrikada çay ve yemek molalarında, servislerde elindeki cep telefonuna gömülmüş vaziyette aldığı coinlerin durumuna bakan işçileri görmek mümkün. Adeta ganyan bayinin kişiselleşmiş bir biçimi söz konusu. Bu durum işçilerin çoğu için normal, alışıldık bir durumdur. Ama aslında bu işin çok ilginç yanları var. Mesela kripto para piyasasını çok yakından takip eden işçilerin çoğu sıra siyasete geldiğinde siyasetten anlamadıklarını ya da siyasetle ilgilenmediklerini söyleyebiliyorlar. Oysa bitcoin ya da genel adıyla kripto para demek zaten siyaset demek!
İşçi Dayanışması’nda sıklıkla siyasetle yaşamımızın tüm alanları arasında kopmaz bir bağ olduğunu vurguluyoruz. Kapitalist sistemin yarattığı savaş, iklim krizi gibi büyük sorunlarla ekmeğimizin küçülmesi arasında doğrudan bir bağ olması gibi! Çünkü kapitalizm, tüm ülkelerin küresel üretim zinciriyle birbirine bağlandığı bütünleşmiş bir dünya ekonomisi yaratmıştır. Ekonomi ise siyasetten bağımsız değildir. Siyasal alandaki tüm gelişmeler ekonomiyi, ekonomi de siyaseti etkiler, belirler. Yani ekonomi konuştuğumuzda aslında siyaset konuşuruz!
Dünya siyaseti ve ekonomisi de bizim soframızdaki ekmeği belirler. Dolayısıyla bitcoine yatırım yapan biri istediği kadar “ben siyasetle ilgilenmiyorum” desin, siyaset onun bitcoine yatırdığı üç kuruşla yakından ilgilenir! Mesela enflasyonun yükseldiği, para biriminin hızla değer kaybettiği ülkelerde insanlar gelirlerini koruyabilecekleri bir yol arayışına giriyorlar ve popülerliği artan kripto paraya yöneliyorlar. Türkiye’de ise siyasi iktidarın uyguladığı yoksullaştırma politikası nedeniyle reel ücretleri düşen işçiler; mücadele ederek ücretlerini arttırmak yerine, “iyi kazandırdığı” propagandası yapılan bitcoin gibi kripto paralara yöneldiler. Hatta bir ara bankalardan kredi çekerek bitcoine yatıranlar bile oldu. Sayıları azalsa da kriptoya yönelim sürüyor. Bir nevi dijital saadet zinciri gibi işleyen kripto para borsasında bir coine ne kadar çok insan para yatırırsa o coinin değeri o kadar çok artar. Oysa bir işçi önderinin (Marx) dediği gibi “hiçten hiç doğar.” Yani paradan para kazanılıyormuş gibi görünebilir ama gerçekte biri kazanıyorsa bir diğeri muhakkak kaybediyordur. Üstelik kripto para piyasası tek bir ülkeyle sınırlı olmayan küresel bir piyasadır. Yani tüm dünyada yatırım yapan kişilerin piyasaya girmesi veya çıkması coinlerin değerini etkiler. Nitekim geçtiğimiz Kasım ayında 67 bin doları aşan bitcoin şimdilerde 20 bin dolar bandına gerilemiş durumda.
Küresel kripto para piyasası başta ABD olmak üzere dünya ekonomisinin başını çeken ülkelerin politikalarından etkileniyor. Mesela geçtiğimiz yıl Eylül ayında Çin Merkez Bankası kripto paralarla yapılan tüm işlemleri yasaklama kararı aldıktan sonra bitcoin yüzde 5 değer kaybetmişti. Keza ABD Merkez Bankası FED’in faiz artışına gitmesi kripto para piyasasını olumsuz etkiledi. 2020 krizi patlayıp pandemiyle birleştiğinde, ekonomik çöküşü önlemek için FED piyasaya trilyonlarca dolar sürmüştü. Şimdi piyasadaki dolarları toplamak ve enflasyonun yükselmesini dizginlemek için faiz artırımına gidiyor. Üstelik FED’in faiz arttırma kararının ardından Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya pek çok ülkenin merkez bankaları da benzer kararlar aldılar. Hâl böyle olunca da düne kadar faizlerin sıfır veya düşük olduğu ülkelerde şimdi insanlar paralarını hem daha güvenli gördükleri hem de kazanç sağlayabilecekleri alanlara taşıyarak kripto para gibi riskli yatırımlardan kaçıyorlar. Dünyadaki ekonomik ve siyasal gelişmeler, yeni katılımların düşmesi, olanların çıkma eğilimi göstermesi kripto paraların değerinin düşmesine neden oluyor. Peki FED neye göre faiz arttırıyor ya da piyasaya para sürüyor? Çin Merkez Bankası neye göre ve neden kripto para işlemlerini yasaklıyor? Tüm bunlar egemenlerin kendi çıkarlarını güderek hareket etmesinden yani siyasetlerinden bağımsız değildir.
Kapitalizmin yarattığı ekonomik kriz, savaş, pandemi gibi sorunlar, devletlerin ve iktidarların aldığı kararlar, izlediği politikalar kripto para piyasası dâhil her şeyi ama her şeyi belirliyor. Dolayısıyla “ben siyasetle ilgilenmiyorum” diyerek kabuğumuza çekilemeyiz. “Ekmeğimin derdindeyim” diyen işçi, bilmelidir ki egemenlerin aldığı ekonomik ve siyasi kararlar nedeniyle ekmeği küçülüyor! Öyleyse bitcoinden medet ummak, “ben siyasetle ilgilenmiyorum” demek yerine siyaset yapalım ama kendi siyasetimizi yani işçi sınıfının siyasetini yapalım! Bunun için de örgütlenmek, bir araya gelmek, dayanışma içinde olmak zorundayız!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
Son Eklenenler
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Aralık ayı yıllık enflasyonunu yüzde 44,38, 12 aylık ortalama enflasyonu ise yüzde 58,51 olarak açıkladı. Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 15,75...
- Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi, 3 Ocakta basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında kamu işçilerinin toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecine, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ve Harb-İş üyesi işçilerin yaşadıkları ekonomik...
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...