Buradasınız
Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
Gıda, barınma, ulaşım, sağlık gibi yaşamın sürmesi için gereken tüm ihtiyaçları da kapitalistlerin ihtişamlı bir hayat sürmesini sağlayan zenginlikleri de emeğimizle biz işçiler üretiyoruz. Yaşam bizim emeğimiz sayesinde devam ettiği halde dünya nimetlerinden en az payı biz alıyoruz. İşçi sınıfıyla kıyaslandığında bir avuç azınlık olan zenginler topluluğu ise hem en büyük payı alıyor hem de nasıl yaşayacağımızı onlar belirliyor. Yani sermaye sınıfı kaç lira ücret alacağımızı, neyle besleneceğimizi, çocuklarımızın eğitiminin kalitesini, nasıl kentlerde yaşayacağımızı, kısacası her şeyi belirliyor. Yaşamımızda karşı karşıya kaldığımız zorlukların, toplumsal sorunlarımızın kaynağında onlar bulunuyor. Peki, nasıl oluyor da milyarlarca insan bu durumu, bu adaletsizliği kabul ediyor?
Sermaye sınıfının en büyük başarılarından biri işte budur: Kendi çıkarlarını tüm toplumun çıkarları gibi göstermek, kendi fikirlerini bize kabul ettirmek, bizi ikna etmek! İşçi sınıfının önderleri bir toplumdaki egemen fikirlerin egemen sınıfın fikirleri olduğunu boşuna söylememişler. İşçi ve emekçiler patronların istediği gibi düşünmeden, eşitsizliği, adaletsizliği, sömürüyü olağan kabul etmeden bu düzen bir gün dahi ayakta kalamaz. Bu nedenle doğduğumuz andan itibaren sürekli egemen sınıfın fikirleriyle büyütülürüz. Okullarda, ailemizde aldığımız eğitim, kitaplar, gazeteler, televizyonlar, sosyal medya ve daha pek çok araç egemen sınıfın fikirlerinin topluma benimsetilmesi için kullanılır. Sonuç olarak milyonlarca işçinin “bence…” diyerek dile getirdiği, inandığı fikirler aynı kalıptan çıkmış gibidir, çoğunlukla kendi sınıf çıkarlarına terstir. Gerçekte egemen sınıfın fikirleridir.
Mesela bu topraklarda “örgütlenme” işçilerin çoğunluğuna uzak bir fikirdir. Özellikle 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinden sonra örgütlenmek kışkırtıcılıkla, teröristlikle bağdaştırılarak suç olarak benimsetilmiştir. Ama dikkat edelim, sadece işçiler için bu böyledir. Yani patronların örgütlenmesiyle ilgili hiçbir problem yoktur. Onlar derneklerde, sendikalarda, odalarda, kulüplerde istedikleri gibi örgütlenirler. Bu örgütleri aracılığıyla daha da güçlenerek, birlikte hareket ederek işçileri baskı ve kontrol altına alırlar. Mesela asgari ücreti, toplu sözleşme ücretlerini kendileri belirlerler. Ücretlere zam yapılırsa ülke ekonomisinin kötüye gideceği, enflasyonun artacağı yalanlarını yayarlar. İşçilerin eylemlerinin televizyonlara, haberlere yansımasını engellerler, işçi katliamlarını kendilerinin sorumlu olmadığı dramatik kazalar olarak sunarlar…
Örgütlenme fikrine uzak olsalar da savaş, yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı gibi sorunların büyümesi işçileri kaçınılmaz olarak örgütlenmeye iter. Tek başlarına bir şey yapamayacaklarını, ancak birlik olurlarsa sorunlarını çözebileceklerini yaşayarak görür işçiler. Ama sermaye sınıfının zehirli fikirleri bilinçleri bulandırmaya devam eder: “Aranızda kışkırtıcılar, teröristler var”, “patron fabrikayı sizin için çalıştırıyor, nankörlük etmeyin!” “Eylem yapamazsınız, yasal değil”, “Sendika yevmiyenizi kesecek, emeğinize el koyacak”, “haklı olsan bile arkandan kimse gelmez, kimseye güven olmaz!” Bu gibi düşünceler egemenlerin zehirli fikirlerinin yansımasıdır.
Grev ya da direnişe çıkan işçiler genellikle aynı şeyi söylerler: “Öncesinde birbirimize güvenmiyorduk. Grev, direniş nedir bilmiyorduk. Eylem yapan insanları gördüğümüzde uzak duruyorduk. Ama şimdi başka türlü düşünüyoruz.” Bu sözler birlikte mücadeleye girişen işçilerin bilinçlenmeye, patronlar sınıfının yalanlarının etkisinin zayıflamaya başladığının işaretidir. Tarihimizde bunun sayısız örneği var. Mesela bundan 54 yıl önce gerçekleşen 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi bu örneklerden biridir. Bu başarılı direniş, o dönemin en güçlü örgütlenmesi olan DİSK Maden-İş ve sınıfın öncüleri sayesinde yani örgütlülük sayesinde hayat bulmuştu. Örgütlülük bir panzehir gibi işçileri egemen sınıfın zehirli fikirlerinden uzaklaştırarak kendi sınıflarının çıkarlarına göre hareket etmelerini sağlamıştı.
İşçi sınıfı ne kadar örgütlüyse kendi sınıfının fikirlerini o kadar çok sahiplenir. Çünkü işçi sınıfının fikirleri onun mücadele örgütleri aracılığıyla işçilere taşınır ve eyleme dönüşür. Mücadele örgütümüz UİD-DER’de, sınıf örgütlerimizde, sendikalarımızda bir araya gelelim, kendi sınıfımızın fikirlerini benimseyelim, kendi sınıf çıkarlarımıza göre hareket edelim. Bunu başarabildiğimizde sadece hak elde etmekle kalmaz, bu adaletsiz düzeni değiştirecek iradeyi de kuşanmış oluruz.
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- İşçi Dayanışması 193. Sayı Çıktı!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Yoksulluk Azaldı mı?
Son Eklenenler
- Bugün 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Savaşın, çatışmaların, ekolojik krizin, yoksulluğun, şiddetli gelecek kaygısının yarattığı göç ve mültecilik sorunu giderek derinleşiyor. Yüz milyonlarca emekçinin içine çekildiği bir kriz olarak yeni acılara...
- İşçi Dayanışması'nın 159. sayısında yayınladığımız "Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası" yazısını, Zetkin'in ölümünün 91. yılı vesilesiyle bir kez daha yayınlıyoruz.
- Verdikleri mücadelenin sonunda işçilerin sendikal yetkiyi alarak fabrikaya geri dönmesi elbette önemli bir kazanımdır. Fakat sendikalı çalışmanın, işçilerin ihtiyaç duyduğu gerçek örgütlenmenin yerini tutacağını düşünmek doğru değildir. İşçilerin...
- Geçenlerde bir haber okudum. İsveçli bir patrona ülkesinde dolar milyarderlerinin sayısının katlanarak artması sorulunca şöyle cevap vermiş: “Servetimizin iyi sonuçları oluyor, biz istihdam sağlıyoruz. Mesela ben bir dadı, temizlikçi ve bahçıvan...
- 15 Mayısta Çiğli Belediyesi işçileri, 20 Mayısta ise Bayraklı Belediyesi işçileri eylemler gerçekleştirerek işten atmaları ve maaş kesintilerini protesto ettiler. İnceoğulları İnşaat bünyesinde Aydın-Denizli otoyolu inşaatında çalışan 60’a yakın...
- İşçi sınıfının yumruklarını birleştirip bir balyoz gibi burjuvazinin kafasına indirdiği, kapitalist kâr düzeninin egemenlerine “zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok” dediği 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 54. yılındayız....
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Mersin İl Temsilciliği 17 Haziranda Özel Mersin Dizge Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Ekonomik sıkıntılardan en çok etkilenen kesimlerden birinin özel sektörde çalışan...
- Yeter, karanlıkta kaldığın/ Yeter, zulümle yaşadığın/ Kaldır şu başını, dik dur/ Özgürlük senin de hakkın!
- Tarih, sadece geçip giden zamanın kaydı değildir. Yarına uzanan bir yankısı, yarını şekillendiren bir yanı vardır. Tarih ders kitaplarında, okullarda anlatılanlardan ibaret de değildir. Sınıfların da bir tarihi vardır. Sınıfımızın tarihine...
- Ankara Etlik Şehir Hastanesi’nde çalışan taşeron temizlik işçileri yoğun çalışma koşullarına rağmen ücretlerinin düşük olmasına karşı 12 Haziranda eylem yaptılar. SES İstanbul/Aksaray Şubesine üye işçiler 12 Haziranda İstanbul Tıp Fakültesi...
- Patronlar sınıfı, sömürüyü daha katmerli hale getirmek için her yola başvuruyor. Her dönem üretimi arttırmak adı altında sömürüyü derinleştirmek üzere işlerine geldiğinde yasalara başvuruyor, işlerine geldiğinde yasaları tanımıyorlar. Canları nasıl...
- 13 Kasım 1970. DİSK gazetesinin Çukurova ekinde şöyle bir başlık yer alır: “Sınıfımızın Yiğit Savaşçısı RIZA KUAS Yurda Dönüyor”. Haber şöyle devam eder: “İki böbreği de çalışmadığı için Londra’da bir böbrek hastanesinde suni böbrek makinesine...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişinin 54. yılı kapsamında “Şanlı 15-16 Haziran İzinde, Ekmek Adalet Hürriyet Mücadelesine” başlığıyla çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştiriyor. 12 Haziranda...