Buradasınız
Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?

Lüks arabalara, gökdelenlere, plazalara, internette gördüğü şatafatlı yaşamlara bakıp “insanlar bu kadar çok parayı nereden buluyorlar?” diye soranımız olmuştur. Öyle ya, gece gündüz çalışarak çok para kazanılmadığını, değil lüks bir hayat sürmek en temel ihtiyaçların bile karşılanamadığını her işçi yaşayarak deneyimlemiştir. O halde kim bu lüks hayatları sürenler ve bu kadar çok parayı nereden buluyorlar?
Emekçiler, ne kadar zor kazanıldığını anlatmak için “para ağaçta yetişmez” derler. Ama sermaye sahipleri için durum farklıdır. Günümüzde işçi sınıfı onlar için adeta para ağacıdır. Çünkü zenginlerin servetinin kaynağı işçi sınıfının emek gücüdür. İşçi sınıfı dediğimiz de, kimi işsiz, kimi vasıfsız, kimi vasıflı, kimi taşeron, kimi kadrolu, kimi sendikalı, yakasının beyazı ve mavisiyle sen, ben, o yani biz milyonlarız. İşçiler çalıştıkça patronlar kârlarını ve sermayelerini büyütürler. Kârlarını daha da yükseltmek için emek üretkenliğini arttıracak yollara başvururlar, çalışma koşullarını ağırlaştırırlar. İşçilerin ürettikleri zenginliğin çok küçük bir kısmını onlara ücret olarak öderken geri kalana el koyarlar. Sistem işledikçe bir yanda devasa miktarda servet birikir diğer yanda yoksulluk, işsizlik ve sefalet birikir. Örneğin Türkiye’de zenginler daha da zenginleşirken yoksulluk giderek büyüyor. Nüfusun yüzde 85’inden fazlası yoksul. Hâlihazırda üç asgari ücretli yan yana gelse üçü birlikte 76 bin liraya ulaşan yoksulluk sınırını aşamıyor. Dünyada da durum aynıdır: İşçiler çalışıp yoksullaşırken sermaye sınıfı adeta para ormanlarında kaybolmuştur.
Peki, işçiler bu gerçeklerin ne kadar farkında? Elbette yoksul olduğumuzun farkındayız. Peki, neden yoksul olduğumuzun, tüm zenginliği ürettiğimizin farkında mıyız?Patronlar sınıfı, işçilerin bu gerçeğin farkına varmaması için elinden gelen her şeyi yapar. Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı gerçekleri ters yüz eder. Üretim yaptırdığı fabrikanın, diktirdiği gökdelenlerin, plazaların sahibinin kendisi olduğunu söyler. Çalıştırdığı işçilere “hakkı olan ücreti” verdiğini söyleyerek sömürüyü gizler. İşçilerin örgütlenmesini engelleyerek ücretlerini düşürür, iş güvenliği önlemlerini almayarak maliyetleri kısar, böylece kârına kâr katar. Buna karşılık birlikte üreten işçiler kapitalist sistem tarafından bölünür, parçalanır. Örgütsüz işçiler kapitalistlerin tuzaklarına düşer; ırk, din, dil temelinde ayrışırlar. Sınıf atlama, zenginleşme, günün birinde kendi işinin sahibi olma, kör talihi yenip parayı bulma hayalleriyle aldatılırlar. Üretimi işçiler yapmasına rağmen caddelerde, camekânlarda, meydanlarda kendi ellerinden çıkan ürünlere, zenginliğe bakıp “bu kadar çok parayı nereden buluyorlar?” diye sorarlar.
İşçilerin ürettiği ürünler camekânlarda, AVM’lerde, sanal marketlerde toplumun karşısına ünlü markalar olarak çıkıyor. Kimse bu markaların ardında yatan emek sömürüsünden ya da koca koca gökdelenlerin, rezidansların, AVM’lerin işçilerin kanı pahasına yükseldiğinden söz etmiyor. Bu markalara saygınlık kazandırmak için türlü reklam/sponsorluk faaliyetleri organize ediliyor. Sömürücü egemenler, marka sahibi, başarılı, saygın iş insanları sayılıyor. İşçi sınıfının sırtından kazandıkları lüks yaşamı “bileklerinin hakkıyla” kazanmış rol modeller, başarılı iş insanları oluyorlar. Bu yalanlara göre, zenginliğin esas kaynağı, üreticisi olan işçiler ise kader yüzlerine gülmediği için ya da kafalarını yeterince kullanamadıkları için bir türlü parayı bulup da yoksulluktan kurtulamıyorlar!
Etrafımız sayısız ürünle, muazzam zenginliklerle dolu. Fakat ekmek alacak parası olmayan, çocuklarını besleyemeyen, gençlerine iş bulamayan, kirasını ödeyemeyen, yaşlılarını tedavi ettiremeyen yüz milyonlarca insan var. Öyleyse kapitalist sömürü düzeni insanlığa nasıl bir gelecek vaat edebilir? Böyle bir düzenin varlığını sürdürmesi işçi sınıfının çıkarına olabilir mi? Üstelik kapitalist sistemde sermayenin kâr hırsını, azgın sömürü güdüsünü dizginleyecek hiçbir fren mekanizması yoktur. İşçiler birleşip sömürüye karşı mücadele etmedikçe hiçbir kapitalist çok kazandığını düşünüp sömürüye artık yeter demeyecektir. Daha fazlası için doğayı ve emek gücünü yağmalamaya devam edecektir. Kapitalistlerin rekabeti beraberinde savaşları da getirecektir.
İşte bu nedenle işçi sınıfının hakkını yine işçi sınıfı birlikte örgütlenerek, bilinçlenerek, mücadele ederek alacaktır. Gelin bu bilinçle adım atalım, gücümüzü 1 Mayıs meydanlarında birleştirelim; düşük ücretlere, yoksulluğa, sefalete karşı taleplerimizi birlikte haykıralım. Kapitalist sömürüye karşı mücadelemizi büyütelim.
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
Son Eklenenler
- DİSK, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 55’inci yılında anma etkinlikleri düzenledi. İstanbul’da Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasının yanı sıra DİSK Bölge Temsilciliklerinin olduğu Mersin, Eskişehir, Edirne, Samsun,...
- Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkına yönelik katliamını sürdüren İsrail devleti, şimdi de İran’a saldırarak savaşı yeni cephelerle büyütüyor. Batılı egemenlerin desteğiyle yürütülen bu savaş şimdiye kadar on binlerce masum insanın canını aldı,...
- Engellilerin Haklarına Erişim Platformu ve Türkiye Körler Federasyonu, 14 Haziranda Ankara’da “Büyük Engelli Buluşması” düzenledi. Platform ve federasyon üyesi yüzlerce engelli emekçinin bir araya geldiği eylemde engelliler, haklarının ellerinden...
- Sabahın ilk anlarına değin usulünce bekledikleri güneşin, en uzun huzmeleri mahallerinden içeri girdiğinde onlar çoktan bulut gibi yüklenmişlerdi. Öyle üstünkörü değil, öyle aniden değil, yarım yamalak değil; biriktirmiş de planlamış da gelmişlerdi...
- Geçtiğimiz günlerde ana-baba-oğul UİD-DER’li iki dostumu konuk ettim, içten bir sohbet eşliğinde zaman su gibi aktı. Bu vesileyle hem eskiye hem bugüne dair düşündük, konuştuk. Onlar gittikten sonra aklımda şu soru yankılandı: Nasıl oldu da aynı...
- İzmir Kemalpaşa’da grevde olan Petrol-İş üyesi Temel Conta işçileri, patronun grev kırıcılığını tespit ettirmek için açtıkları davanın duruşması öncesi Bayraklı Adliyesi Ek Binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. İstanbul Şişli Belediyesi...
- İnsanların kardeşçe yaşayacağı bir dünya özleyen, böyle bir dünyayı kurabilecek tek güç olan örgütlü işçi sınıfının mücadelesine inanan, o mücadelede yer alan nice şair, yazar, sanatçı var. Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal bu sanatçılardan ikisidir....
- Tuzla’da bulunan Reckitt Benckiser’de Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler 27 Mayısta greve çıktılar. Bizler de UİD-DER’li işçiler olarak grevci işçileri mücadelelerinde yalnız bırakmıyoruz. Grevlerinin 17. gününde işçi kardeşlerimizi tekrar...
- İsrail devleti Ekim 2023’ten bu yana Filistin halkına yönelik bir soykırım gerçekleştiriyor. Egemenler kimi zaman bu katliamı sözde kınadıklarını belirtseler de İsrail’le her türlü ekonomik ve politik ilişkiyi sürdürmeye devam ediyorlar. Egemenlerin...
- ABD Başkanı Trump, göçmen karşıtı politikalarını sürdüyor. Göçmenleri hedef alarak açık bir savaş ilan eden Trump’ın ABD’sinde, göçmen işçi ve öğrencilerin vizeleri iptal ediliyor, göçmen işçiler tutuklanıyor ve sınır dışı ediliyorlar. ABD’li...
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi bundan tam 55 yıl önce bu topraklardaki işçi sınıfının tarihine altın harflerle yazıldı. O tarihten bu yana örgütlü işçi sınıfı bu iki günü anarak yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. 15-16 Haziran, örgütlü işçi...
- 12 Haziran, Birleşmiş Milletler tarafından 2002 yılında Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilan edildi. Ne yazık ki o zamandan bu zamana çocuk işçiliğin azalması bir yana, 1800’lü yıllara benzer koşullar yaratıldı. Patronlar için tatlı kârlar...
- KESK Ankara Şubeler Platformu ve emekten yana siyasi partiler 11 Haziranda, ABD Büyükelçiliği önünde siyonist İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırımı, Türkiye limanlarından İsrail’e askeri malzeme taşınmasını, Gazze’ye insani malzeme...