Buradasınız
Cazip Ülke, Karın Tokluğuna Çalışan İşçiler
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Ekonomideki kötü gidişat sürüyor ve ücretlerimiz günden güne eriyor. Patronlar sınıfı ise bu durumdan en az zararla sıyrılmak, krizin faturasını işçilere ödetmek istiyor. Onların hizmetkârları olan hükümetler ise Türkiye’yi patronlar için dikensiz gül bahçesine çevirmeye çalışıyor.
G20 toplantısı için Arjantin’e giderken uçakta gazetecilere açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ekonomi ve maliye alanında uygulayacakları politikaları anlattıktan sonra eklemiş, “Türkiye yabancı sermayedarlar için bir daha hiçbir zaman bu kadar cazip olmayacak” diye. Bu açıklamayı yapan Berat Albayrak zirve boyunca diğer ülkelerin ekonomi bakanlarıyla, ekonomistlerle, patronlarla ve şirketlerin temsilcileri ile bir araya geldiğine göre, bu görüşmeler esnasında Türkiye’nin patronlar için bu dönem nasıl hiç olmadığı kadar cazip olduğunu detaylarıyla anlatmıştır herhalde. Eh ne de olsa kötüye giden ekonomiyi kurtaracak sıcak paranın yabancı sermayeden gelebilmesi için onları cezbetmek gerek.
Peki, bakalım Türkiye bir patronun yatırım yapması için gerçekten çok cazip bir ülke mi? Bir kere patron için en önemli şey kâr, daha çok kârdır. Düşük maliyetlerde daha fazla üreterek cebini şişirmek ister. Çok cazip olması için ilk şart ucuz işçi çalıştırması lazım. Görüyoruz ki Türkiye bu şartı fazlasıyla sağlıyor. Altı milyondan fazla işçinin açlık sınırının çok çok altında olan asgari ücretle çalıştığı bir ülke düşünün. Gerçekten çok cazip değil mi?
İkinci şart ve en önemli şart; bir patron fabrikasında sendikalaşma, örgütlenme falan istemez. Çünkü birleşen işçiler hesap sormaya, hakkını aramaya başlar. Bu bir patron için çok sakıncalı bir durumdur. Hatta birinci şartın oluşmasına da engeldir. E, Türkiye’de de örgütlülük, sendikalılık oranı çok düşük olduğuna, hatta sendikalaşmak isteyen işçiyi patron rahatça kapının önüne koyabildiğine göre demek ki bu açıdan da çok cazip.
Üçüncü şart; patronlar öyle grevdi, eylemdi bu tür hak arama yöntemlerinden hiç hazzetmezler. Sendikalı olsa bile işçiler asla greve falan çıksın istemezler. Bunlar işçinin en önemli mücadele silahıdır. Grev hakkı yoksa sendikalı olmanın çok bir önemi yoktur. Hepimiz de biliyoruz ki Türkiye’de grevleri ıvır zıvır olarak gören bir hükümet var. Artık neredeyse her grevi yok milli güvenliği bozuyor, yok efendim halk sağlığını tehlikeye atıyor gibi bahanelerle yasaklıyorlar. Grev hakkını fiilen işçinin elinden alıp onları patronlar karşısında kolsuz kanatsız koyuyorlar. Demek ki birinci şartın sağlanması için bu şart da tamamdır. Bu bakımdan da çok cazip bir ülkeyiz.
Son olarak patronlar çeşitli hibelerden, teşviklerden fazlasıyla yararlanmak ister. Vergi vermekten kaçınırlar. Bizim ülkemizde patrona teşvikte sınır yok maşallah. Vergi indirimi mi dersin, düşük faizli kredi mi dersin yoksa bizden kesilen paralarla oluşturulmuş işsizlik fonundan para aktarmak mı dersin her türlü ballı teşvik patronlara peşkeş çekiliyor. Bu açıdan bakıldığında da çok cazip bir ülkemiz varmış. Cazip ülkemiz var olmasına var da, patronlar için her şey. Biz işçilere ise bu şartlarda ancak karın tokluğuna çalışmak düşüyor. Ekonomi kalkınacak diye resmen sermayeye peşkeş çekiliyoruz. Peki, bu hep böyle mi gidecek, bu durumu hep kabul mü edeceğiz?
Aman, Şahit Yazmasınlar!
İşçi Hakları ve Mücadele Maratonu!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...