Buradasınız
Emekçi Kadının Kariyeri, Mücadelesidir!
Sarıgazi’den UİD-DER’li bir otomotiv işçisi anne

Her yerde duyarız “kadın olmak çok zor bu dünyada” diye. Bir kadın işçi olarak söylüyorum: Evet doğru, patronların hüküm sürdüğü bir dünyada kadın olmak çok zor. Nasıl zor olmasın ki? Koşturmacayla başlar her günümüz. Sabahın kör karanlığında kalkacaksın, çocuk varsa çocukların kahvaltısı, okul hazırlıkları derken, günün ilk ışıklarıyla başlayacak maraton. Sabah sabah yorgun bir bedenle evini arkanda bırakacak ve düşeceksin fabrika yollarına. Hele bir de servisin yoksa yandın. Dikil ayakta varacağın yere kadar. Hınca hınç dolu belediye otobüslerinde, tutunacak bir yer arayacaksın, düşmeden nasıl giderim işe diye. Saatinde ulaşabildiysen işe iyi. Ustabaşından ya da vardiya amirinden paparayı yemeden yorgun bir bedenle başlayacaksın işe. Buradaki maraton, patronunu daha zengin etmek içindir. Eh… Aybaşı geldiğinde sana da bir kırıntı düşecek elbet. Karnın doyacak ve onların tezgâhlarında ömür tüketmeye yetecek kadar bir yaşam harcı. Artık 8 mi, 10 mu, 12 saat mi çalışacaksın bilinmez. Yasa masa hak getire. Yasa dediğin, patronun iki dudağından çıkan sözden ibaret. Kim takar haftalık çalışma saatini? Kal dediler mi kalacaksın ve çalışacaksın. Çünkü senin varlığının temel nedeni onlar için budur. İşçisin, çalışacaksın ve patronunun ihtişamlı yaşamı için kâr üreteceksin.
Ne kadar takatin kaldı bilmem ama mesai bitiminde artık “özgürsün”. Ne kadar zamanın kaldıysa, cebinde ne kadar paran var ise istediğini yapabilirsin artık. Yapabilir miyiz? Mümkün mü? 12 saatlik çalışmanın ardından, yolda geçen zamanı da eklersek ne kalıyor ki geriye? Bir de asgari ücretten kira, faturalar derken cepte para kalmış mıdır dışarıda vakit geçirmek için? Sen hiç hayal kurma, eve gitmekten başka bir şansın yok ki. Evde daha yapılacak işler var. Akşam yemeği, ev işleri, çoluk çocuk seni bekler. Hem sen “kariyer” sahibi bir kadınsın. Ne diyor bu düzenin temsilcisi olan AKP iktidarının sözcüleri: “Annelik en büyük kariyerdir!”
Şu satırları yazarken bile yoruldum anlattıklarımdan. Yazdıkça da öfkem bir kat daha arttı. Oysaki yazdıklarım sadece küçük bir kısmı yaşadıklarımızın. Her kadın bilir ki bunun kat be kat fazlasını yaşıyoruz. 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken bir kez daha öfkelendim bu düzenin efendilerine, medyasına, ikiyüzlülüklerine. “Kadınlar Günü”ymüş! “Hangi kadın?” diye sorarız biz mücadeleci işçi kadınlar? Yaşadıklarımızın zerrece bir benzerliği yokken, patronlar sınıfının kadınlarıyla bizleri nasıl da aynı kefeye koyup bilinçlerimizi bulandırıyorlar. Hangi burjuva kadın bizler gibi sabahın köründe kalkıp, akşamın kör karanlıklarında, ağzı bir karış açık geliyor evine? Gelse gelse eğlenceden gelirler... Ya da hangisi işe giderken “acaba bugün çocuğumu kime bıraksam” diye düşünüyor? Hangisi akşam evde boş buzdolabının önüne geçip kara kara düşünerek “bu gün ne pişirsem acaba” diye düşünüyor? “Çocuğum işsiz kaldı, eşim işten çıkarıldı” diye kahırlanan bir burjuva kadın gördünüz mü? Gittiğimiz hastanelerde, saatlerce muayene olmayı bekleyen, kuyruklarda sersefil olan bir burjuva kadın göreniniz oldu mu? Ya da cam silerken düşerek ölen, ya da iş kazasında evladını kaybeden? Saymakla bitmez…
Düzenin cambazları, ekranlarda karşımıza geçip, utanmadan emekçi kadınların yaşadıkları sorunları sanki sermaye sınıfının kadınları da yaşıyormuş gibi, bütün kadınları aynı kefeye koyuyorlar. Öfkem bundandır. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü sahiplenmem bundandır. Bu günü yaratan dokuma işçisi kadınlar, daha iyi çalışma ve yaşam koşulları için mücadele ettiler, bizlere de bu mücadeleyi miras bıraktılar. Emekçi sınıfın kadınları, bu mirasa sahip çıkmalıdırlar.
İşçi Dayanışması’nın 83. sayısında yazdığı gibi: “Emekçi kadınların doğuracağı çocuklar için mütevazı düşleri, ümitleri var. Evlatları mutlu ve huzurlu olsun, işsiz kalmasın, yoksulluk yüzü görmesin istiyor emekçi kadınlar.” Bundan daha güzel, daha onurlu bir kariyer olabilir mi? Emekçi kadınlarımızı birlikte mücadele etmeye, çocuklarımıza savaşsız, sömürüsüz bir dünya bırakmak için mücadeleyi birlikte büyütmeye davet ediyorum. Biz UİD-DER’li mücadeleci kadınlar biliyoruz ki, emekçi kadınlar mücadeleye katılmalı ki, özlem duyduğumuz dünyayı, kadınıyla erkeğiyle inşa edebilelim.
Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
Son Eklenenler
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...