Buradasınız
Emekçi Kadınlar: “Mücadelenin Sonu Selamettir!”
Derdimizi bir yakınımıza açtığımızda bize bugünlerin gelip geçeceğini, sabırlı olmamız gerektiğini söyler. Bu son derece insani bir durumdur. Peki, türlü vaatlerle iktidara yerleşen ve ülkeyi yönetenler, bizlere “sabredin” diyenler? Koronavirüs bahanesiyle işçilere, emekçilere saldırılar bitmiyor, zengin daha zengin yoksul daha yoksul oluyor. Biz “daha ne kadar sürecek bu böyle?” derken, Cumhurbaşkanı “müminin görevi yoklukta sabretmektir” diyor. Gebze’den bir grup emekçi kadın olarak bir araya geldiğimizde, buydu sohbetimizin konusu. Sizlere de aktarmak ve düşüncelerimizi, duygularımızı paylaşmak istedik.
Yıllarca fabrikalarda çalışan Elif, “Ekonominin uçtuğunu söylüyor, tüm kaynakları sermaye sahiplerine aktarıyor, sonra bize ‘sabredin diyor. Madem ekonomi uçuyor, neden sabrediyoruz?” diye sordu. Ayşe de katıldı bu sözlere: “Sabretmek de şükretmek de bize düşüyor. İnsan düşünüyor, neden hep en zor olan bize düşüyor? Sabredilmesi gereken şeyler de var elbette ama…” Demet girdi araya: “Rabbena hep bana demesinler. Ellerini vicdanlarına koysunlar. Biz hak diyoruz, adalet diyoruz, daha ne diyelim? Onların çocukları özel okullarda, kolejlerde, özel öğretmenlerle eğitimine devam ediyor. ‘Şükret haline, eskiden şu yoktu, bu yoktu, şükret!’ diyorlar. Allah’tan gelene, hastalığa, ölüme sabredilir elhamdülillah, devletten gelene, kuldan gelene sabredilmez, ona sabır denmez bence. Aldığımız bedava bir nefesimiz vardı. Maskeyle onu da paraya çevirdiler. Nefesi bir lira!”
Genç bir kadın işçinin anlattıklarını paylaştı Ceren: “Arkadaşımın çalıştığı fabrikada patron maske vermiyormuş. İşçiler parayla alıyorlarmış maskeyi. Dezenfektanı da denetimlerden sonra koymuşlar fabrikanın girişine. Arkadaşım diyor ki, ‘20 kuruşluk maskeyi vermeyen patron, kim bilir dezenfektan diye şişenin içine ne koyuyordur?’ Yani işçilere diyorlar ki, korona olma, çalış, devamsızlık yapma, sendikaya karışma, hak hukuk isteme, mesaiye kal! İşçiler diyor ki, ‘bizim sağlığımızı maskeye emanet ediyorlar ama onu da vermiyorlar.” Elif yine aldı sözü: “Patronlar bir kere de, ‘çok şükür kazancım bana yeter, benim işçim korona olmasın, hasta, yorgun çalışmasın, evine göndereyim. Gece vardiyası sağlığa zararlı, çağırmayayım, şükredeyim, sabırlı olayım’ demiyor. Bu durumda işçilere ‘sabret, şükret’ demek, ‘sesini çıkarmadan çalış’ demektir. Hakkını arama, her şeye boyun eğ demektir.”
Demet devam etti: “Şu an en büyük sorunumuz uzaktan eğitim. Hem bizim için, hem çocuklar hem öğretmenler için. Çocuklarımızın geleceğini düşündükçe büyük stres yaşıyoruz. Okuldan, disiplinden koptular. Zaten kiracı insanlarız, tek kişi çalışıyor. Önce ‘dolarla ne işin var?’ diyorlar, sonra da ‘git iki çocuğun için tablet al’ diyorlar. Üstüne üstlük ‘sabret’ diyorlar. Bune saçmalık! Neye sabredeceğiz?” Şeyma getirdi devamını: “Çevremdeki kimsenin ‘onlar da elinden geleni yapıyor, Allah razı olsun’ dediğini duymadım. Anneler diyor ki, ‘neden hiçbir önlem alınmadı?’ Özel okullarda, özel öğretmenlerle ders yapılırken korona sorun değil. Ama sıra bizim çocuklarımıza gelince sorun. İşçileri ücretsiz izne çıkarıyorlar. Çocuklar uzaktan eğitim alacak, faturalar kabaracak. Günde 39 lirayla bu aileler nasıl geçinecek?”
Demet şöyle anlattı düşüncesini: “Patronlar ve iktidar için koronavirüs bir nimet. Üretim devam ediyor. Ama sıra işçilerin çocuklarına gelince virüs var! Fabrikalar çalışırken işçiler para kazandırıyor. Ama devlet okulları açıkken para kaybediyorlar.” Ayşe ise bu süreçte aslında nasıl yaşadığımızı daha iyi fark ettiğini söyleyip devam etti: “Koronavirüsten sonra daha iyi anladım; eğitimde de sağlıkta da hiçbir şey yolunda değilmiş. …miş gibi, …muş gibi gösteriliyormuş her şey bize. Oğlumu okula götürdüğümde kapıda kadınları dinledim. Öğretmen bilgisayarı olmadığı için, velilerden aralarında para toplayıp kendisine bilgisayar almalarını istemiş. ‘Bilgisayarsız nasıl canlı ders anlatayım?’ demiş. UİD-DER’de öğrendiklerimi düşündüm. Kadınlara dedim ki, ‘tek başımıza kendi çocuğumuzun tabletini, eğitimini, formasını, çantasını düşünmekle nereye varabiliriz? Bu hepimizin sorunu. Gidin müdüre söyleyin öğretmene bilgisayar versin.’ Sonraki gün öğrendim ki kadınlar gidip bir güzel sıkıştırmışlar müdürü. Kütüphanede duran bilgisayarları öğretmenlere dağıttırmışlar. Nasıl mutlular! Onları görünce ben de çok mutlu oldum. Demek ki her zaman yapacak bir şey varmış.”
Biz emekçi kadınlar ve işçiler hakkımızı ararken sabrederiz. Çalışma koşullarımızın düzeltilmesi, toplu taşıma seferlerinin arttırılması, iş güvenliği önlemlerinin alınması, hastaneler açılması, çocuklarımızın eğitim hakkı için sabırla mücadele ederiz. Ama neden bize yapılan zulme sabredelim? Yoklukta değil yokluğu ortadan kaldırmak için vereceğimiz mücadelede sabrederiz. Çünkü mücadelenin sonu selamettir!
Kapitalizmin Fişini Çekelim!
Allah Allah Bu İşte Bir Tuhaflık Var!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
Son Eklenenler
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 19 Aralıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, DİSK’in 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair görüş ve önerilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına DİSK...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin...
- Son zamanlarda her şey pahalanırken işçi ve emekçilerin hayatının ne kadar ucuzladığını hep birlikte görüyoruz. İzmir’de bir anne 5 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip işe çıktığında, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında 1 ilâ 5 yaşındaki...
- Filistin’de bir yıldır süren savaşta 43 binden fazla insan katledildi. Sokaklarda çocukların sesleri yankılanırken şimdi bombaların gürültüsü ve sessiz çığlıklar yankılanıyor. Peki, Filistin’de bu kahredici savaşın tek sorumlusu Siyonist İsrail...
- Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan, farklı sendikalara üye doktor, hemşire, tıbbi sekreter, temizlik işçisi, paramedik, ATT gibi sağlık emekçileri olarak bir araya geldik. UİD-DER’de daha önce...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta GE Grid...
- 17 Temmuzdan bu yana direnişte olan Polonez işçileri, taleplerinin karşılanmaması üzerine Ankara’ya yürüme kararı aldılar. 7 Aralıkta “Anayasal Hak Yürüyüşü” başlattılar. İstanbul’da Çatalca ve Kartal’da, Kocaeli’de Gebze’de önlerine dikilen polis...
- Sendikalı oldukları için işten atılan ve 5 aydır işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Polonez işçileri, tüm yasaklara, baskılara, karalamalara rağmen mücadeleden vazgeçmiyor. İşçiler direnişlerinin 146. gününde Çatalca’dan Ankara’ya “...
- Sermaye sınıfının tatlı kârları uğruna işçileri sefalete, kölelik koşullarına mahkûm etmek isteyen siyasi iktidarsa MESS’e bağlı fabrikalarda bir kez daha “erteleme” adı altında grev yasağı ilan etti.
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 4’ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davanın 10...