Buradasınız
Emekçi Kadınlar Savaş da İstemiyor Düşmanlık da!

Savaşlar neden olur? Kimdir ölen, acı çeken? Evi başına yıkılan, yerini yurdunu terk etmek zorunda kalan kimdir savaşlarda? Çocuğunu, sevdiğini, kardeşini kaybeden kimdir? Savaşın kazananı, kaybedeni kimdir?
Savaşları çıkaranların asıl niyetleriyle emekçi halka söyledikleri hep farklı oldu. Egemenler, kendi çıkarları için oluk oluk kan akıtırken “vatan sağ olsun” dediler. Yoksulluğun acısına ölümün acısını da ekleyen bir anneyse “vatan benim evladımdı, neyleyim vatanı evladım sağ olmadıktan sonra” diye haykırdı acıyla. “Daha 19 yaşındaydı. Nasıl kıydınız yavruma, ben saçının teline kıyamazken? Nasıl vurdunuz gözünden, ben öpmeye kıyamazken? Yavrumu vurduranlar, kardeşi kardeşe vurduranlar, siz hiç yavrunuzu toprağın altına koydunuz mu? Çocuğunuzun üstüne toprak attınız mı? Yavrum, diyerek taşı toprağı kucakladınız mı?” diye sordu diğeri. Elbette cevap belliydi…
Savaşa en hevesli olanların, yani iktidarda olanların, zenginlerin, patronların burnu bile kanamazken, yoksul emekçi çocukları öldürülüyorlar. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında 100 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Cenazesi olmayan, ağıt sesleri yükselmeyen tek bir yoksul ev kalmamıştı savaş bittiğinde. Patronlar, egemenler, ünlü generaller keyifle ne kadar çok güç ve zenginlik kazandıklarını hesap ediyorlardı. Her iki savaşın sonunda da kazananlar zenginler, kaybedenler yoksullar olmuştu. Eşleri, evlatları cephelerde ölen emekçi kadınlarsa acı içinde yaşam savaşı vermek zorunda kaldılar. Yokluğu, açlığı, acıyı dibine kadar yaşadılar. Geri kalan evlatları için emperyalist savaşlara karşı mücadelenin ön saflarına geçtiler.
Şimdi de Ortadoğu’da yürüyen bir savaş var ve savaşın ateşi her geçen gün büyüyor. IŞİD gibi cani örgütleri ortaya çıkaran bu savaşın arkasında güç ve zenginlik peşindeki kapitalistler ve emperyalistler var. Onların çıkarları için her gün yüzlerce insan hayatını kaybediyor. Yüz binlerce insan yerini yurdunu terk etmek zorunda kalıyor. Savaşın acısını en çok kadınlar yaşıyor. IŞİD denen gözü dönmüş örgüt binlerce kadına tecavüz etti, ediyor. Buna itiraz eden kadınları vahşice öldürüyor. En son 19 kadını daha bu nedenle öldürdüler. Kadınlar, 9-10 yaşındaki kız çocukları bile köle pazarlarında satılıyor. Bu zulümden ve ölümden kaçabilenlerse gittikleri ülkelerde pek çok zorlukla karşılaşıyorlar. Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilerin halini hepimiz görüyoruz. Kucağında küçücük bebekleriyle sokaklarda dilenmek zorunda kalan, çocuğunun karnını doyurabilmek için çöplerden yemek toplayan kadınlar gözümüzün önündeler. Savaşın ateşinden kaçabilmek için ikinci, üçüncü eş olmayı kabul etmek zorunda kalan, fuhuşa zorlanan binlerce Suriyeli kadın var.
AKP ve Erdoğan Suriye’ye girmek için sonunda IŞİD’i bahane ettiler. IŞİD aynı zamanda içeride de çatışmaları kışkırtmanın gerekçesi oldu. Seçim sonuçları kesinleşip AKP’nin tek başına iktidar olamayacağı ortaya çıkınca arı kovanına çomak sokuldu, arka arkaya kanlı provokasyonlar yaşandı. Sonunda çatışmalar yeniden başladı. AKP ve Erdoğan bilerek ve isteyerek ülkeyi ateşe attı, attıyor.
Şimdi halkı bu savaşın gerekli olduğuna ikna etmek için her gün konuşmalar yapıyorlar. Davutoğlu çıkıp “Evlatlarımızı feda etmeye hazırız” diyor. Ama evlatlarının ölüm haberini alan analar onların eşleri değil. Kendi tuzu kuru evlatlarını sırça saraylarda yaşatırken, bizim evlatlarımızın canına göz dikiyorlar. Ölü sayısı arttıkça oy sayısının artacağını hesap ediyor, savaş çığlıkları atıyorlar. Emekçilerin barış çığlığı ise hiçbirinin umurunda değil.
Emekçi kadınlar; zenginlerin, egemenlerin çıkarları için yürütülen bir savaşta evlatlarını kurban vermek istemiyor. Bursa’da asker cenazesinde öfkeli ve acılı kadınlar “Erdoğan oğlunu askere yolla” diye haykırıyorlar. Emekçi kadınlar kendilerine “Üç çocuk yetmez beş çocuk doğurun” diyenlere “savaşlarda çocuklarımızı kurban etmeniz için mi doğuralım?” diye soruyorlar. “Bizim evlatlarımız ölürken sizinkiler nerede? Bizim evlatlarımız atılan kurşunları sayarken sizinkiler kasalarda para sayıyor!” diyorlar.
Emekçi kadınlar, gözünü iktidar hırsı bürümüş egemenlerin emelleri uğruna çocuklarını feda etmeyecek. Kardeşin kardeşe vurdurulmasına izin vermeyecek! Biz emekçi kadınlar her yerde haksız ve emperyalist savaşa karşı olduğumuzu haykıracağız. Dünyanın tüm emekçilerinin bizim evlatlarımız, tüm sömürücülerinin düşmanımız olduğunu anlatacağız. Kapitalistler için dökecek tek bir damla kanımız da feda edecek evladımız da yok!
Suçlu Kim?
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
Son Eklenenler
- 1 Mayıslarda dünya işçi sınıfı, kapitalist sömürüye, emperyalist savaşlara karşı alanlara akın etmiş, dünya taleplerini, kapitalist sistemden kurtulma özlemini dile getirmiştir. Bu sistemin efendilerinin, dünya işçi sınıfına savaş, yoksulluk, ağır...
- İşçi sınıfı örgütlü olduğunda gücü ve cüreti büyüktür. Örgütsüz olduğu durumlarda ise ne yazık ki sınıf bilinci geriye gider. Örneğin çevremizdekilerden arada bir duyarız: “Aman boş ver! Malmış mülkmüş hepsi hikâye... Bak Sabancı’nın oğlu bir...
- 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybeden emekçiler, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla Taksim Kazancı Yokuşunda bir araya gelinerek anıldı. “Yaşasın 1 Mayıs” pankartının açıldığı anmaya sendikalar, emekten yana kurumlar, siyasi partiler ve UİD-DER...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...