Buradasınız
Günaydın
Tuzla’dan bir kadın işçi

Biz işçi-emekçiler her gün bir önceki günün tekrarını yaşayarak ömür tüketiyoruz. Sabahları yorgun yüzlerle kalkıp dinlenemeden makine başında soluğu alıyoruz. Yanımızdaki işçi arkadaşımıza “günaydın” demeye, halini hatırını sormaya üşeniyoruz ve en insani tepkilerimizi git gide yitirip adeta robotlaşıyoruz.
Çalıştığım fabrikada kadın işçi arkadaşlarımdan birine Her sabah “günaydın” dediğimde bana cevap vermediğini fark ettim. En sonunda dayanamayıp yanına gittim ve biraz şakayla karışık “vallahi dayanamıyorum. Söyleyeceğim kusura bakma. Sana her gün ‘günaydın’ diyorum bana dönüp bir kere cevap vermedin, üstelik de çok üzgün görünüyorsun. Bir şey mi oldu?” Şaşkınlık içinde suratıma baktı. “Kusura bakma. Bilerek yaptığım bir şey değil. Kafam çok dalgın o yüzden aslında” dedi. Biraz dertleşince onun bu kadar dalgın olmasının sebeplerini de öğrenmiş oldum. Onun da birçok işçi kardeşimiz gibi mutsuzluğunun sebebi geçim sıkıntısı ve çocuklarıyla zaman geçirememesiydi. Yaşamış olduğumuz bu mevzudan sonra arkadaşım, beni her gördüğünde önce kendisi “günaydın” demeye başladı ve her gördüğünde de selam vermeyi ihmal etmedi. Sabahları beni gördüğünde günaydın demekle kalmadı “çay içer misin?” diye sormaya bile başladı. Sonrasında sıklıkla birlikte vakit geçirmeye başladık.
Biz işçi emekçilerin yaşamı çile ve kahırla dolu. Geçim sıkıntısı bize soluk almak için alan bırakmıyor. Sosyal yaşantımız yok. Ailemizle ve çocuklarımızla vakit geçirmeye zaman bulamıyoruz. Sürekli bu sorunları düşünmekten çevremize duyarsızlaşmaya başlıyoruz. Sevdiklerimizle daha iyi şartlarda yaşamak için çalışıp para kazanıyoruz ama ne kadar çalışsak da yetmiyor. Ömrümüz maalesef sadece patronlar için üreterek ve onların kârına kâr katarak geçiyor.
Altun ışıltılı kumları kıyıların
Emeğin çiçekleri
Hep onlar için
Hep onlar için takvimlerin mutlu günleri
İçimizin karanlığı
Soframızın öksüzlüğü
Hiç gülmemesi yüzlerimizin
Hep onlar için
Ama bu düzen böyle gelmiş böyle de gitmez. Ben ve benim gibi mücadeleye inanan insanlar tuttu mu yanındakini kolundan, kattı mı mücadeleye her şey değişir. Birlikte omuzlarsak güçlükleri, bilinçlenip örgütlenirsek aşamayacağımız engel, zorluk yok. İşçi arkadaşlarımızı bu umutsuz düzenden çıkarıp aydınlık gelecek günlerin yolunu açmak için mücadeleyi büyütmeliyiz.
Biz yeni bir dünya kuracağız
Yeni, yep yeni bir dünya
Hele bir kalk ayağa
Hele bir tut yanındakinin elinden
Hele bir atıl kavgaya boylu boyunca
Bak göreceksin
Nasılda oynuyor yer yerinden
Bak göreceksin
Nasılda kuruluyor dünya yeniden
Yepyeniden.
İnsanlık Boyun Eğmeyecek!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...