Buradasınız
Hastane Köşelerinde
Samatya’dan bir sağlık işçisi

Sağlık, işçi hayatı için önemli bir konudur. Sağlığı iyi olacak ki işçinin, daha çok çalışıp, mesailere kalıp yaşamını kıt kanaat sürdürebilsin. Sağlığımız için hepimiz elimizden geleni yaparız ya da yapmaya çalışırız. Ama sağlık sektöründe işçi hasta olarak değil müşteri olarak görülür; daha çok müşteri, daha çok ilaç, daha çok ameliyat, daha çok para…
Hepimiz hasta olmamak için elimizden geleni yaparız. Kutu kutu ilaç yutmaktansa çeşitli otları kaynatarak kendi doktorumuz oluruz. Ama işin içine ameliyat olmak girince her şey değişiyor: Poliklinik köşelerinde sırada beklemek, o sıranın sana gelmesiyle doktorların seni oradan oraya göndermesi, bu stresin daha yeni başladığının habercisidir. Tüm evraklarını halledip “oh be” dersin, “işim bitti, gidip yatışımı yapıp ameliyatımı bekleyeyim” dersin ama… İşler hiç de böyle yürümez. Daha çok müşteri, daha az sağlık çalışanı, daha az yatak… Yatış kaydını yaparken birden sağlık çalışanının “bugün hiç yatağımız yok, yarın gelmeniz gerekiyor” demesi, hüsrana ve sinirlerin gerilmesine neden olur. Sinirimiz yüz ifademize de yansır. Zar zor yatak bulunur sonra, sorarız “acaba her şey bitti mi” diye. “Bu sefer sorun yok, yatak da buldum” demeye kalmadan doktor gelir: “Bugün ameliyatınız olmayacak, ameliyat olacak çok kişi var, siz de en son geldiniz, bekleyeceksiniz. İsterseniz eve gidin, yarın gelin…” der ve gider. Ama eve gidemem, gidersem ertesi gün geldiğimde ya yine boş yatak bulamazsam! Bu stresli bekleyiş böyle günlerce devam eder. Çoğu hasta işyerinin de baskısıyla ameliyat olmaktan vazgeçer. Ameliyat olanlar hemen eve gönderilir, çünkü daha sırada bekleyen çok hasta var. Gözetim altında tutulması gereken hasta, tedavisinin uygulanması yerine bir an önce eve gönderilir ki sonraki müşteriler gelsin.
Kapitalist sistem tarafından hastanede hasta olarak değil, müşteri olarak görülürüz. Sağlık, eğitim, ulaşım, barınma gibi temel haklarımızın parasız olması için örgütlenmeliyiz. Bizler hayatı var edenleriz!
THY Yönetiminin 24. Dönem Saltanatı
Hesap Etmeden Yaşamak
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...