Buradasınız
İnançlarımızın Sömürülmesine Hayır!
Ankara’dan bir inşaat işçisi

Geçen gün diyanetin internet sitesinde isyan etmemek gerektiğini, maddi ve manevi sıkıntıların kader olduğunu belirten bir cuma hutbesi yayınlandı. İnsanlar, dini değerlerinin bu şekilde kullanılmasına ve hutbede söylenenlere tepki gösterdiler. Diyanet ne derse desin biz örgütlü işçiler maddi ve manevi sıkıntıların kader değil patronların kâr hırsından kaynaklanan sıkıntılar olduğunu biliyoruz. Çünkü aldığımız ücretler günden güne eriyor. Her geçen güne yeni hak gasplarıyla uyanıyoruz. Patronlar emeğimizi sömürüp haklarımızı ellerimizden alarak zenginliklerini katlıyorlar. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bunları görmeyelim, bilmeyelim, mücadele etmeyelim diye ellerinden geleni yapıyorlar. Egemenler, ideolojik aygıtları ve kurumlarıyla bizlere sürekli kendi çıkarlarına olan düşünceleri aşılıyorlar. Değerlerimizi, inançlarımızı, zevklerimizi ve insani duygularımızı kullanarak bizleri kandırmaya çalışıyorlar. Bunlardan en çok kullandıkları ise dini inançlarımız oluyor. Bunun farkında olan emekçiler de yok değil elbette. Çalıştığım yerde bununla ilgili şahit olduğum bir örnekle devam etmek istiyorum.
Bizim arkadaşlardan cuma namazına düzenli giden iki kişi vardı. İkisi beraber cumaya gittikten sonra onlara hutbenin konusunu sorduk. Hutbede iktidarın politikalarını döne döne öven vaazlar verildiğini anlattılar. Tabi iktidarın politikaları nedeniyle maddi manevi pek çok sıkıntılar çeken inşaat işçileri olarak bu duruma tepkiliydiler. Bir sonraki hafta ise isteksiz bir şekilde gittiler. Bu sefer de benzer hutbeler dinleyince öfkeleri daha da arttı. Bundan sonra cuma namazına gitmemeye karar verdiler. Molada oturup bu konuyla ilgili konuştuk. Arkadaşlardan biri, imamların hükümetin sözcüleriymiş gibi konuştuklarını söyledi. Ayrıca “elini kaldırıp amin desen bir dert demesen bir dert” diye ekledi. Böylesi bir duruma düşmek öfkenin yanında gerginliği de getiriyor. Bu yaşananlar bana üniversitede yaşadığım benzer bir olayı hatırlattı. Aynı şekilde ben de cuma namazında aynı durumla karşılaşmıştım. Beni de büyük bir öfke sarmıştı.
Bütün bunlar gösteriyor ki egemenler medyayı, kurumları ve dini duygularımızı kullanarak aslında bize zehir şırınga ediyorlar. Bizleri bertaraf etmek ve kendi düzenlerini korumak için kandırmaya çalışıyorlar. Ama bütün bunlara kanmayan, tepkili olanlar da var. İnancımız ne olursa olsun kazanılmış haklarımıza nasıl sahip çıkmak zorundaysak, inançlarımızın kullanılmasına da o derece karşı çıkmalıyız. Mesela 1960-70’li yıllarda grev ve direniş olduğunda “Allah’ını seven direnişçilere yardım etsin” diye minareden çağrı yapan imamlar vardı (https://uidder.org/serefeden_yukselen_ses.htm). Böyle bir ortamı elbette işçi sınıfının örgütlü gücü yaratmıştı. Bugün de bizler örgütlü olup mücadele bayrağını yükseltmezsek patronlar, emeğimizin yanında değerlerimizi, inançlarımızı, duygularımızı da sömürmeye devam ederler. Buna karşı durabilmek için mücadele saflarını sıklaştıralım.
Farklı Ülkeler Aynı Sorunlar
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...