Buradasınız
İş Güvencesine Yeni Saldırı
AKP hükümeti, OHAL düzeni altında işçi haklarına dönük saldırılarını arttırarak sürdürüyor. Bu kapsamda yasal düzenlemeleri artarda hayata geçiriyor. İş mahkemeleri kanununda yapılması planlanan değişiklik iş hukukunda işçilerin aleyhine önemli değişiklikler öngörüyor. Hazırlanan yasa taslağında işçilerin başta iş güvencesi olmak üzere pek çok hakkı saldırı altında. Adana Barosuna bağlı Avukat Abbas Bilgili’nin konu üzerine Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan “İşe iade davaları yok mu ediliyor?” makalesi, İş Mahkemeleri Yasa Tasarısı taslağının içeriğine ilişkin önemli veriler sunuyor. Bilgili’nin söz konusu makalesini yayınlıyoruz:
“Önümüzdeki günlerde yasalaşması beklenen İş Mahkemeleri Yasa Tasarısı Taslağı, iş hukukunda köklü ve önemli değişiklikler öngörüyor. İşçi kesiminden bu yönde bir değişiklik isteğinin olmadığı, işverenlerin ise bu tasarıya olumlu baktıkları biliniyor. “İş mahkemeleri yasa tasarısı taslağı”nda eleştirilecek çok sayıda hüküm olmakla birlikte, burada sadece pratikte “işe iade davaları” olarak bilinen “iş güvencesi” konusunda yapılmak istenenlere bakmak önemli.
13 yıllık uygulama
İş güvencesi, emek mücadele sürecinde uzun yıllar sonra işçiler lehine önemli bir kazanımdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23. maddesi ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 158 sayılı sözleşmesinde uluslararası dayanak bulan iş güvencesi, bizde 15 Mart 2003 tarihinden itibaren yürürlüğe girebilmişti. Yaklaşık 13 yıllık uygulama sonucunda iş güvencesine ilişkin önemli sorunlar yaşanmakla birlikte, çok önemli kazanımlar da söz konusu oldu. “İş Mahkemeleri Yasa Tasarısı Taslağı”ndaki düzenlemeler gerçekleşirse, işçilerin iş güvencesi ile elde ettiği kazanımların büyük kısmı yok olacak. Çünkü bu tasarıda İş Kanunu’ndaki iş güvencesi hükümlerinde kapsamlı değişiklik yapılmış olacak ve işçiler olumsuz etkilenecek. Bu olumsuz etkileri kısaca özetleyelim.
- Tüm işçi alacakları ve işe iade davalarının açılabilmesi için, öncelikle arabulucuya gidilmesi zorunlu hale getiriliyor. Buradaki “zorunluluk” kanımızca anayasaya aykırı olmakla birlikte, üzerinde durmak istediğimiz yönü, iş güvencesinin (işe iade davasının), işe iadeden çıkıp parasal pazarlığa dönüşeceği. İşe iade davasının parasal sonuçları da olmakla birlikte, bu davalardaki birincil amaç iş güvencesidir, parasal sonuçlar ikincil sonuçlardır. Zorunlu arabuluculuk ile işe iade davalarındaki birincil amaç olan iş güvencesi, ikincil amaçlara kurban edilmiş olacak ve iş güvencesinin ruhu ve özü yok olacaktır. İşe iade davalarında arabuluculuk olacaksa, kanımızca bunun sadece “işçinin işe başlatılıp başlatılmayacağı” yönü ile sınırlı olması gerektiğidir. Çünkü iş güvencesinin amacı işe iadedir.
- Mevcut uygulamada işe iade davasını kazandığı halde işe başlatılmayan işçiye boşta geçen dört aylık sürenin ücreti ve diğer hakları ödeniyor ve bu dört aylık sürede işçi çalışmış gibi sigorta primleri de SGK’ye ödeniyor. Tasarıya göre ise dört aylık ücretin ismi “tazminat” olarak değiştirilerek, dört aylık çalışmış gibi sayılan süre tamamen yok ediliyor. Dört aylık süre yok edilince, sigorta primlerinin ödenmesi de söz konusu olmayacak. Yani işçinin dört aylık süresi mevcut uygulamaya göre tamamen ortadan kalkıyor. “Ücret”in adı “tazminat”a dönüştürüldüğü için, “diğer haklar” denilen “ücretin ekleri” de işçinin kayıp hanesine yazılıyor.
- Dört aylık sürenin toplam hizmete eklenmesi söz konusu olmayınca, bu sürenin kıdem tazminatına, ihbar tazminatına ve yıllık izin ücretine yansıması da söz konusu olmayacak, işçinin üç kalem alacağı olumsuz etkilenecektir.
- Mevcut uygulamada, işe iade davasını kazandığı halde işe başlatılmayan işçinin iş güvencesi tazminatı (işe başlatmama tazminatı), kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve kullanmadığı yıllık izinlerin ücreti “işe başlatılmadığı tarihteki ücret” üzerinden hesaplanıyor. Oysa tasarıya göre “işe başlatılmadığı tarihteki ücret” üzerinden değil, “geçersiz sayılan fesih tarihindeki ücret” üzerinden hesaplanması öngörülüyor. Bu durumda da işçinin dört kalem alacağında geriye gidiş yani kayıp söz konusu. Aynı husus kıdem tazminatı tavanı açısından da söz konusu olup ücreti kıdem tazminatı tavanını aşan işçileri de olumsuz etkileyecektir.
Parasal pazarlık
Ücretin adı tazminat
Dört kalemde kayıp
İşçilerin mevcut haklarını kısarak geriye götüren ve iş güvencesinin özünü ve ruhunu yok eden bu tasarının yeniden ele alınmasını temenni ediyoruz ve en azından Meclis’te görüşülürken düzeltilmesi için olumsuzluklara dikkat çekmek istiyoruz.
İngiltere’de Metro İşçileri Grevde
Haddehane’de İş Cinayeti
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
Son Eklenenler
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...