(01.11.2011) İşçi arkadaşlarım, sizlerle çalışmış olduğumuz bir işyerindeki yaşadıklarımızı paylaşmak istiyoruz. O gün işçi alımlarının yoğun olduğu bir dönemde biz de işe başlamıştık. İşimiz pencere sistemleri idi. Metal sektörüydü ve ağır bir işti. Erkekler üç vardiya, kadınlar da iki vardiya şeklinde...
(01.11.2011) Bu sabah fabrikada işçi arkadaşlarımla yapılan zamlar üzerine konuştuk. Yapılan zamlar bizim fabrikadaki işçilerin canını fena halde acıtmış olacak ki, nihayet kendi sorunlarını konuşmaya başladılar. Önce elektriğe, suya zam geldi. Sonra ekmeğe, yumurtaya, sigaraya zam geldi.
(31.10.2011) Televizyon programlarından birinde, Pakize Suda, sokakta halk arasında dolaşıp gündeme dair bir soru soruyordu: Arap Baharı nedir? Cevaplar çok ilginçti: “Bir baharat çeşididir”, “bir çiçek çeşididir” diyenlerden “ilk kez sizden duyuyorum”, “bir şey ifade etmiyor” diyenlere kadar farklı cevaplar...
(30.10.2011) Geçtiğimiz günlerde Van’da meydana gelen depremde yüzlerce kardeşimiz hayatını kaybetti, binlerce aile evsiz kaldı. Kimi bu depremin ardından ırkçı hezeyanlarla kışkırtıcı ve çirkin yüzlerini gösterdi, kimi depremzedelere yardım için canhıraş çalıştı. Kurtulanlar can telaşında.
(30.10.2011) Günlerdir düşünüyordum. Bir insan yıkılmış bir şehrin enkazı altında kalan insanlara nasıl olur da koli koli taş gönderebilir? Hangi vicdan 13 yaşındaki Yunus’un, 14 günlük Azra’nın kaderine üzülmeden, yardım elini uzatmak yerine intikam duygusuyla o insanlara taş gönderir?
(28.10.2011) Ben sizlere benim sendikamı da saran bürokratik sendikacılık anlayışından bahsetmek istiyorum, ama inanın nereden başlayacağımı bilemiyorum. Kendime ve işçi kardeşlerime mi daha çok kızayım, sendika yöneticilerimize mi, bilemiyorum. Çünkü derler ki cehaletin olduğu yerde bürokrasi olur.
(26.02.2020) Merhaba dostlar, bizler yaklaşık sekiz aydır Kampana Deri’de sendika hakkımız için direnen kadın işçileriz. Mücadelemiz ilk günkü kararlılığı ve inancıyla sürüyor. İşe sendikalı olarak geri dönme talebimize kulaklarını tıkayan patronumuza, eylemlerimizle cevap vermeye devam ediyoruz.
(28.10.2011) Satırlarıma başlamadan önce bizi bu duruma düşüren patronumuza gönülden teşekkür etmek istiyorum. “Saçmalama arkadaş” sözlerini duyar gibiyim. Hayır saçmalamıyorum. Neden mi? Çünkü biz direniş çadırında değil, direniş okulundayız.
(27.10.2011) Olağan genel kurul diyen başlığıma aldanmayın. 16 Ekim 2011 genel kurulu olağanüstü bir havada gerçekleşti. Her ne hikmetse Gebze yönetimi ve genel merkezin yüksek bürokratları, kurul toplantısını Gebze’nin dışında, gözlerden uzak bir mekân olan Delta Otelde yaptı.
(27.10.2011) Van’da meydana gelen depremde yüzlerce insan öldü yüzlercesi de göçük altında. Depremin ilk günü akşamına kadar kurtarma çalışmalarını halk kendi imkânlarıyla yürüttü. Akşam başbakan Van’a geldi, incelemelerde bulundu. Ardından bakanlar, milletvekilleri ve medya ekipleri bölgeye üşüştüler.
(27.10.2011) Bu kareyi görünce aklıma hemen şu deyim geldi: “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!” Neden mi? Bu yaştan sonra “sadece gayesi kitap, dergi ve gazete okumak olan” annelere okuma yazma öğrenmesi için destek veren MIP çok güzel bir projeye imza atmış. Tam bir sermaye projesi.
(27.10.2011) Dostlar, ne kadar acı bir olay olduğunu hepimiz bilsek de şüphesiz ki orada o acıları yaşayanlarla aynı acıyı hissetmemiz mümkün değildir. Van depremiyle birlikte yine aynı manzaralar çıktı karşımıza, bir an gözlerimin önüne Gölcük depremi, Avcılar depremi, daha yaraları sarılmayan Japonya...
(25.10.2011) Bu hafta sonu derneğimizin Sefaköy temsilciliğinde, nükleer silahların ve nükleer santrallerin yol açtığı felaketleri konu alan bir belgesel izledik. Belgeselin bitimiyle birlikte belgeseli izlemeye gelen çeşitli sektörlerden işçilerle sohbetler ettik. Kapitalizmin neden olduğu nükleer tehlikenin...
(25.10.2011) Kartal ilçesine bağlı Kurfalı Mahallesinde, 22 Ekim Cumartesi günü “Nükleer Santraller Derhal Kapatılsın” standımızı kurup, işçi ve emekçilerden imza topladık. Cevizli UİD-DER temsilciliğinden afişlerimiz,...
(25.10.2011) 23 Ekim Pazar günü derneğimizin Sarıgazi temsilciliğinde kahvaltı yaptık, ardından bir film izledik. Kahvaltıdan sonra işyerlerinde yaşadığımız sıkıntılarımızdan bahsettik. Düşük, geç ödenen ücretlerden uzun çalışma saatlerine, iş güvencesinin olmamasından örgütsüzlüğümüze kadar her konuda...
(24.10.2011) Her gün ülkenin dört bir yanından iş kazasında ölen ya da yaralanan kardeşlerimizin acı haberlerini alıyoruz. Son olarak Gebze’de bulunan RM Depolama adlı arşiv deposunda, taşeron işçisi olarak çalışan Yılmaz Özaydın’ın feci şekilde can verdiği haberi geldi.
(23.10.2011) Dünyada her yıl yüz binlerce çocuk açlıktan ve hastalıklardan yaşamını yitiriyor. Sırf kâr hırsı için nükleer santraller kuruluyor, bunlarda yaşanan kazalar sonucunda yüz binlerce işçi ve emekçi hayatını kaybediyor, doğa yaşanmaz hale geliyor. İşçilerin geçmişte kazanılmış hakları ellerinden...
(24.10.2011) Elektrik, doğalgaz ve ulaşımın ardından sigara, alkol, cep telefonu ve otomotive de zam yapıldı. Peki, bu zamlar medyaya nasıl yansıdı? Doğrusu elektrik, doğalgaz ve ulaşım zammıyla ilgili ne Erdoğan’dan ne...