Buradasınız
Kimi Örnek Almalı, Kimin Yolundan Gitmeli?
Ünlü bilim insanı Albert Einstein şöyle der: “Bir örnek oluşturmak, başkalarını etkilemenin ana yolu değildir, tek yoldur.” Buna, her insanın yaşamında mutlaka örnek aldığı birileri olduğunu da ekleyelim. Rol model, usta, ilham kaynağı, mentor, idol vb. İnsanın kişiliğini ve kimliğini oluşturma süreci olan gençlik yılları, kimin örnek alındığının hayati öneme sahip olduğu yıllardır. Peki, işçi sınıfının gençleri (emekçi gençlik) kimi örnek almalı, kimin yolundan gitmeli?
Bill Gates, Steve Jobs, Mark Zuckerberg, Elon Musk… Birkaç nesil onların “başarı hikâyeleriyle” büyüdü, büyüyor. En zenginler listesindeki bu isimlerin “sıfırdan zirveye” tırmanış hikâyeleri, “10 adımda nasıl başarılı ve zengin olunur?” tavsiyeleri özellikle gençleri çok etkiliyor. Emekçi bir ailenin çocuğunun onlar gibi sınıf atlayarak, multimilyoner olmasının mümkün olup olmadığını bir kenara bırakalım. Bu “yenilikçi dâhileri”, “insanlık için çalışan maceraperestleri” örnek gösterenler, kargayı bülbülmüş gibi satmaya çalışıyorlar. Gerçekte bu bir avuç insan zenginlik basamaklarını tırmandıkça eşitsizlik uçurumu genişliyor. Onların zenginlik dağı, işçi sınıfından çalınan emek üzerinde büyüyor. Öyleyse soralım: Sömürünün ve eşitsizliğin temsilcileri işçi sınıfının gençlerine örnek olabilir mi?
Son yıllarda imrenilen kişiler arasında sosyal medya fenomenleri de var. Youtube, Instagram, TikTok, Twitch gibi sosyal medya mecralarında boy gösteren bu kişiler gençliğin yeni rol modelleri… Türkiye'de de giderek artan bir ilgi var. Sosyal medyada en çok vakit geçiren ülkelerin sıralandığı listede Türkiye, günde ortalama 3 saatle dünyada 4. sıraya yerleşti. Milyonlarca takipçisi olan bir avuç fenomen reklam gelirleri üzerinden hatırı sayılır paralar kazanırken takipçileri onları izliyor, onları konuşuyor, onlara imreniyor, onlar gibi bir hayat yaşamak istiyor. Öte yandan bütün bu fenomenler, iki gün içerik üretmezlerse takipçilerinin yeni bir fenomen bulmakta gecikmeyeceğini biliyorlar. Ekran önünde gülücük saçıyorlar ama kayıt bittiğinde kendisini yalnız hissettiğini belirtenlerin, hatta bu gibi çelişkilerden kaynaklı ruhsal olarak hastalanan, depresyona giren ve intihar edenlerin sayısı hiç de az değil. Gençlerin önüne örnek olarak bunlar konulabilir mi?
Kapitalizm, insanları delirtme noktasına getirerek yaşamı çekilmez hale getirmiştir. Neredeyse her toplumsal sorun kısa zamanda bir kriz boyutuna varıyor.Ekonomik kriz, siyasi kriz, iklim krizi, gıda krizi, göçmen krizi, savaşlar, işsizlik, depresyon, geleceksizlik… İnsanlık çoklu krizler sürecinden geçerken, bu zemin kaçınılmaz olarak kimlik sorunuyla birleşiyor. Bugünkü gibi büyük altüst oluş dönemleri insanların kimyasını bozuyor, çılgın ve kötücül karakterlere özenmek bir trend haline gelebiliyor. Mesela işsiz, gelecekten umudunu yitirmiş, kendini aşağılanmış hisseden ve giderek lümpenleşen gençlerdeki kimlik bunalımı ağırlaşıyor. Kendini aşağılanmış ve değersiz gören, kimlik bunalımının açmazındaki bu gençler, Hitler gibi faşist liderleri bile kendilerine örnek alarak hayatlarındaki boşluğu doldurmaya ve anlam sorununu çözmeye çalışıyorlar. Hitler’in ruhsuzluğu, caniliği unutuluyor, güçlü oluşuna hayranlık besleniyor. Gençlerin doğasındaki değişim arzusu ve isyancı ruh ırkçı/faşist hareketler eliyle iğdiş ediliyor. Tarih çarpıtıldığı gibi insanlığın geleceği için büyük bir tehlikenin zemini döşeniyor. Tüm dünyada faşist hareketler güç kazanıyor, göçmen düşmanlığı ve militarizm yükseliyor.
Kapitalizm tam bir cinnet toplumu yaratmıştır ama egemenler bu düzen değişmesin diye her yola başvuruyorlar. Durmaksızın, insanlığın sömürüsüz ve sınıfsız toplum geleceğine, hayallerine ve mücadelesine saldırıyorlar. Ama insanlığın sömürüden kurtulma mücadelesinin önüne dün de geçemediler, bugün de geçemeyecekler. Sömürüsüz ve özgür bir dünya kurma mücadelesi, geçmişten günümüze akıp gelen devasa bir nehirdir. Sayısız kuşak insanlığın ortak çıkarları için, bir yeryüzü cenneti yaratmak için mücadele vermiştir, bugün de vermeye devam ediyor. Biz onlara insanlığın çalışkan evlatları diyoruz. Ve insanlığın bu çalışkan evlatlarının içinde nice bilim insanı, aydın ve sosyalist işçi var. Bir tarafta gözünü kâr hırsı bürüyen Bezoslar, Musklar ve insanlığın düşmanı faşist Hitlerler, öte tarafta tüm insanlığın kurtuluşu için yiğitçe çalışan, mücadele edenler… Tarih, Roma’da köleliğe isyan bayrağını açan Spartaküs ve işçi sınıfına kurtuluşun yolunu gösteren Marx gibi işçi önderlerini yüceltmiş, Hitler gibi diktatörleri ise mahkûm etmiştir! Özgür ve sömürüsüz bir dünya mücadelesinde kimi örnek almamız ve hangi yola girmemiz gerektiği belli değil mi?
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...