Buradasınız
Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
“Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır. Eşitlik istediğimde buna karşı duranlardır. Sizler burada, Amerika’da dini inançlarıma saygı bile duymadınız ve benim gidip sizin için savaşmamı mı istiyorsunuz?” Bu sözler efsanevi boksör Muhammed Ali’ye ait. O sadece iyi bir boksör değildi, aynı zamanda ırkçılığa ve haksız savaşlara karşı duruşuyla ezilen dünya halklarının gönlünde taht kurmuştu.
Muhammed Ali olmadan önceki adıyla Cassius Clay, İkinci Dünya Savaşı yıllarında ABD’de doğdu. ABD, dünyanın en gelişkin kapitalist ülkesi olduğu kadar ırkçılığın, eşitsizliğin, kölecilik kalıntılarının iç içe geçerek en yoğun yaşandığı ülkeydi. Doğduğu eyalet olan Kentucky, ırkçı saldırı ve uygulamalarda ilk sıralarda yer alıyordu. Öyle ki siyah tenli insanların toplu taşıma araçlarındaki koltuklarda oturma, beyazlarla aynı tuvalet ve lavaboları kullanma, bir restorana aynı kapıdan girme hakları bile yoktu. Irk ayrımcılığına bizzat maruz kalan Clay, ırkçılığa ve eşitsizliğe duyduğu öfkeyle büyüdü. 1960’da henüz 18 yaşındayken Olimpiyat şampiyonu, 1964’te ise dünya ağır sıklet boks şampiyonu oldu. Müslüman olduğunu açıkladı, adını Muhammed Ali olarak değiştirdi, “kölelik ismi” olarak nitelendirdiği eski ismini bir daha kullanmadı.
1960’ların sonları ABD’nin Vietnam’da yürüttüğü emperyalist savaşa karşı öfkenin ve beraberinde gelen protesto dalgasının yükseldiği yıllardı. ABD işçi sınıfı, özellikle de gençlik, savaşı kışkırtan egemenlere büyük öfke duyuyor, savaş karşıtı hareket gelişip güçleniyordu. Muhammed Ali, savaşın azgın bir şekilde yürütüldüğü 1967’de orduya alınmak istenince bunu reddetti. Bu cesur tutumu zorba egemenlere açıktan kafa tutmak anlamına geliyordu. Egemenler tarafından tertiplenen linç kampanyalarına maruz kalan Muhammed Ali, beş yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Bu arada pasaportuna el konulup, üç yıl bokstan men edildiği gibi boks lisansı da askıya alındı. Yani gerçekleri haykırdığı ve gerçek suçluları teşhir ettiği için cezalandırıldı. Ama bu ceza onu yıldırmak bir yana öfkesini biledi, daha mahkemeden çıkarken yukarda aktardığımız sözleri söyledi ve ABD’li emekçilere cesaret veren tutumunu sürdürdü.
O, dünyadaki milyonlarca insan gibi ABD’nin Vietnam’da yürüttüğü savaşın haksız olduğunu düşünüyor, kendi ülkesinde siyahlara ayrımcılık yapan egemenlerin orada da bir kıyıma giriştiğini söylüyor, buna karşı durmak gerektiğini savunuyordu. Genç bir dünya şampiyonu olarak şanı, şöhreti, kazanabileceği milyon dolarları bir kenara bırakmış, ABD egemenlerinin suratına haykırmayı tercih etmişti: “Benim düşmanım sizsiniz!” İşte Muhammed Ali boks ringlerindeki performansından çok daha fazlasıyla, bu saygın ve örnek tutumu sebebiyle derilerinin rengi, konuştukları dil ne olursa olsun dünyanın bütün emekçilerinin gönlünü kazanmıştır. “En iyisi” unvanını belki de en çok bu tutumu sayesinde almıştır. Neticede Muhammed Ali gibi tanınmış kişilerin yanı sıra işçilerin, emekçilerin, gençlerin, yani “sıradan” insanların protestoları, grevleri ve eylemleri sayesinde ABD orduları Vietnam’dan çekilmek zorunda kalmıştır.
Toplumun iki temel sınıfa; işçi sınıfı ve sermaye sınıfına bölündüğü, insanın insana kul köle edildiği kapitalist düzende yaşıyoruz. Bu düzende hâlâ derilerinin rengine, konuştukları dile, dini inançlarına göre insanlar ayrımcılığa uğruyor. Yapay kutuplaştırma ve düşmanlaştırma politikaları körükleniyor, dünya halkları birbirine düşürülüyor. Dünyamız bugün bir savaş sürecinde bulunuyor ve ABD, Rusya, Ukrayna, İsrail, İran, Çin, Yemen, Suriye gibi pek çok kapitalist devlet bu savaşın bir biçimde içinde yer alıyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna işçi ve emekçileri birbirine kırdırmak için zehir saçıyorlar.
Bizlerse Muhammed Ali’nin haykırdığı gibi adalet, eşitlik, özgürlük özlemi içinde olanlarız. Egemenlerin sesini boğmaya çalıştığı emekçileriz. Adaletsizliği, sömürüyü, emperyalist savaşı sineye çekmeyi, baskı ve zorbalığa boyun eğmeyi reddedenleriz. İnsanlığın sömürüden, zorbalıktan, ayrımcılıktan kurtuluşu fikrinin, mücadelesinin genç neferleriyiz. Biliyoruz ki kapitalist sömürü düzenini ve yarattığı tüm sonuçları işçi sınıfının örgütlü mücadelesiyle ortadan kaldırabiliriz ve kaldıracağız!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
Son Eklenenler
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...