Buradasınız
Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan

Eski bir Afrika atasözü şöyle der: “Aslanlar kendi tarihlerini yazana dek, av hikâyeleri hep avcıları övecektir.” Sarayların, saltanatların, tahtların sahibi egemenler, uzun yıllar kalemin de tek sahibi olurken tarihi eğip büküp, kendi pencerelerinden yazmışlardır. Ancak zalimin zulmüne boyun eğmeyenler, yaşadıkları deneyimleri ve çıkardıkları sonuçları bir şekilde geleceğe aktarmayı ve yaşatmayı bilmiştir. Destanlar bu deneyimlerin nesilden nesle, ustadan çırağa, kulaktan kulağa aktarılarak geleceğe ulaştırılmasının araçlarındandır. Tıpkı yüzyıllar öncesinden günümüze uzanan Köroğlu Destanı gibi. Gelin destanımıza ve verdiği öğüde kulak verelim.
Bir zamanlar Bolu’da en az padişahlar kadar ünlü bir bey hüküm sürermiş. Rivayete göre Bolu Beyi denince akla çok güzel, rüzgâr gibi, yıldırım gibi atlar gelirmiş. Lakin Bolu Beyinin Osmanlı Padişahıyla arası iyi değilmiş. Bir gün aralarını düzeltme fırsatı çıkmış Beyin karşısına, Padişah kendisinden soylu bir at istemiş. İşte Anadolu’dan Rumeli’ye, Azerbaycan’dan ta Sibirya’ya uzanan Köroğlu destanı da böyle ortaya çıkmış.
Bolu Beyi, dünyaya nam salmış at yetiştiricisi Koca Yusuf’u yanına çağırmış. Atların hastalıklarını iyileştiren, soylarını güzelleştiren, yetenekli bir seyis başı olan Yusuf, Beyin emri üzerine tüm atları dikkatlice incelemiş. İleride yıldırım gibi bir küheylân olacağına inandığı ancak pek de iyi görünmeyen bir tay seçip Bolu Beyi’ne götürmüş. Bey, seyisin kendisiyle alay ettiğini düşünüp Yusuf’un gözlerine mil çektirmiş. Destan o ki kör olan Koca Yusuf, Beye götürdüğü tayla birlikte acı içinde evine dönmüş. Oğlu Ruşen Ali, babasının başına geleni görünce deliye dönüp Beyin karşısına dikilmek, hesap sormak istemiş. Ağacı kökünden sökecek kadar güçlü olan Ruşen’e demiş ki babası: “Öç almanın zamanı değildir oğul, zamanını ben sana söylerim.” Baba oğul seyislikle ilgili yetenek ve tecrübelerini ortaya koyarak tayı yetiştirmeye, güç biriktirmeye, öfkelerini bilemeye başlamışlar. Ne zaman ki hazırlıkları tamam olmuş, o zaman harekete geçmişler. Bir ordu olup çıkmışlar Beyin karşısına. Kırat’ına binen Köroğlu, o günden sonra, sadece kibirli Bolu Beyinin değil cümle zalimlerin, beylerin korkusu, emekçilerin dostu olmuş.
Yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını, kendilerinde sonsuz kudret olduğunu zanneden günümüzün Bolu Beylerine, zalimlerine bakalım. Öyle bir zamandan geçiyoruz ki kelimeler kapitalist düzenin efendilerinin zalimliklerini anlatmakta kifayetsiz kalıyor. Filistin’de kadın, genç, çocuk yüz binlerce insan bir kan gölünün ortasında acılar çekiyor, öldürülüyor. Peki, Libya, Afganistan, Suriye, Yemen ve Ukrayna’da yaşananlar farklı mı? 6 Şubat depremlerini hatırlayalım. Aradan geçen koca bir yıla rağmen deprem bölgesindeki emekçiler hâlâ en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyorlar. Toplumsal eşitsizliğin katlanılmaz boyutlarından doğa katliamlarına, hak isteyenin sesinin boğulmak istenmesinden işçi ve emekçilerin birbirine düşürülmeye çalışılmasına kadar her alanı kaplayan bir kötülük ile karşı karşıyayız! Modern Bolu Beyleri “gün bizim günümüz” düşüncesiyle kötülüğün sınırlarını zorluyorlar. Belki de zalimlik hiçbir zaman bugünkü gibi yüceltilmedi, bugünkü kadar yaygınlaşmadı.
Bu tablo karşısında kabına sığamaz hale gelen gençler, her şey bir çırpıda gerçekleşsin, değişsin istiyor. Daha genç yaşlarında “hiçbir şey değişmiyor, değişmez” diyebiliyor. Fakat toplumsal değişimler bir çırpıda gerçekleşmez. Bu değişimi yaratacak şartların olgunlaşması gerekir. Dünya üzerinde zulme, kötülüğe dur diyebilecek tek güç örgütlü işçi sınıfıdır. Tek tek işçilerin sahip olmadığı bir kudret vardır işçi sınıfında. Sadece işçi sınıfı kapitalizmi yıkıp, sınıfların, sömürünün olmadığı bir dünya kurabilir. Sadece işçi sınıfı bunca zulmün ve kötülüğün hesabını sorup başka bir toplumsal yaşamın kapılarını açabilir. Sabırla çalışan ve Kırat’ın olgunlaşmasını bekleyen Koca Yusuf oğlu Köroğlu gibi, bugünün destanlarını işçi sınıfının içinden çıkan bugünün çalışkan Köroğluları yazacaktır. Nâzım Hikmet tam da bu nedenle işçi sınıfı için “destanımızda yalnız onların maceraları vardır” der. “Onlar ağır ellerini toprağa basıp doğruldukları zaman”ın geleceğini anlatır.
Köroğlu destanı, zalimliği mahkûm eder ve yiğitliği yüceltir. Ve şöyle öğütler: Zulmü affetme, unutma, zalimi yenebileceğin güne kadar gücünü biriktir. Biz de destanın öğüdüne kulak verelim. Ne umutsuz, ne karamsar ne de tez canlı olalım. Sabırla örgütlülüğümüzü büyütelim. İşçi sınıfının bir neferi olarak arı gibi çalışalım, saatimizi bekleyelim. Sınıfımızın ayağa kalkıp zulmün karşısına dikileceği günlere hazırlanalım.
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....