Buradasınız
Bakan Çelik Yine İşçileri Suçladı
HDP, artan iş kazaları ve işçi ölümleriyle ilgili AKP’li Bakanlar Taner Yıldız ve Faruk Çelik hakkında TBMM’ye gensoru önergesi verdi. Başta Soma ve Ermenek olmak üzere meydana gelen iş cinayetlerini konu alan gensoru önergesinin gündeme alınması AKP’li vekillerin karşı oylarıyla reddedildi. Gensoru, madenlerde iş kazalarını önleyici politikalar geliştirilmediği ve tedbirlerin alınmadığı, işyeri denetimlerinin etkin olarak yapılmadığı, bakanların siyasi ve nüfuz sahibi çevrelerce yönlendirildiği ve mevsimlik tarım işçilerinin sorunları çözülmediği gerekçesiyle verilmişti.
Önerge sahibi HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Soma ve Ermenek’te ardı ardına meydana gelen iş cinayetlerinden sonra hayatını kaybeden işçiler için “sivil şehitlik” unvanı getirilmesini eleştirdi. Çelik, “İtibar para ile pul ile satın alınmaz. Milyon dolarların konuşulduğu bir Türkiye’de, 1150 odalı bir saray yaparsınız, bununla itibar kazandığınızı düşünürsünüz, ama milyonların açlık ve sefaletle karşı karşıya kaldığı bir ülke gerçeği ile karşı karşıya kalırsınız. Biz nice zalimin, padişahın seyri sefasını biliriz. Ama hiçbirine yar kalmamıştır” dedi. Demir Çelik, Ermenek faciasının ardından Faruk Çelik’in bir konuşmasında sarf ettiği “araya giren hatırlı kişiler yüzünden kusurlu maden ocaklarını çalıştırmak zorunda kalıyoruz” sözlerini hatırlattı.
HDP’li vekilin konuşmasının ardından verdiği gensoru önergesi AKP’li vekillerin oyuyla reddedildi. Oylamadan sonra AKP’li vekillerin tebriklerini kabul eden Faruk Çelik, gensorunun düşmesinin verdiği rahatlıkla konuştu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı (iş cinayetlerinden sorumlu bakan mı desek?) Faruk Çelik, mevzuat konusunda üstlerine düşeni yaptıklarını, AB ve ILO normlarına uyulduğunu, gerekli sözleşmelerin imzalandığını iddia etti. Konuşmasında, daha önce Türkiye’de olmayan 83 bin iş güvenliği uzmanını sertifikalandırdıklarını, yasa çıkardıklarını hatta 36 yönetmelik yayınladıklarını söyleyerek güya önlem aldıklarını dile getirdi. “Denetimler yapılmıyor” değerlendirmesinin de haksız olduğunu iddia ederek, 2010’dan bu yana maden ocaklarının en az iki defa teftiş edildiğini, cezalar kesildiğini, bazı madenlerin durdurulduğunu, bazılarına idari ceza kesildiğini, bazı inşaatların da durdurulduğunu söyledi.
Yani Bakan Faruk Çelik ne gerekiyorsa yapmış, yine de iş kazaları olmuş! O kadar kanun-yasa çıkardıktan sonra yine iş kazası oluyorsa bunda “çalışmama hakkına” sahip işçilerin kabahati varmış! Kapalı madenlere baba-oğul giriyorlarmış, hatta denetimciler yerin altında sigara izmaritleri bile tespit etmiş! Bakan Çelik şöyle buyurdu: “İşçimizin de duyarlı olması lazım. Can güvenliğini hiçe sayan anlayışta çalışma olmaz. Edirne’de ocak kapalı, işçi baba-oğul ocağa giriyorlar ve üretim yapıyorlar. Müfettişlerimiz bir avuç dolusu da sigara buluyorlar. Metan parlaması meydana geliyor. Bu yaklaşım, sağlıklı bir yaklaşım değil. İşçi çalışmaması gereken ocakta çalışıyorsa düşünmemiz gerekiyor.”
AKP’ye ve Bakan Çelik’e göre suçlu işçi! İşçi, işsiz ve aç kalmak yerine gidip çalışmış ve suçlu olmuş! Aynı Bakan, Ermenek’teki katliam meydana geldikten ve toplumda yoğun tepki oluştuktan sonra, yine Edirne’deki iş kazasını gündeme getirerek, işçileri madene indiren işvereni suçlamıştı. Aynı konuşmasında Çelik, Türkiye’de tehlikeli ve çok tehlikeli 680 bin işyeri bulunduğunu, bunlardan 470 bininin henüz iş güvenliği uzmanıyla sözleşme imzalamadığını dile getirmişti. Peki, demek ki neymiş? Patronlar canlarının istediği gibi hareket ediyormuş ve Bakan Çelik’in başında bulunduğu bakanlık da gerekli denetimleri yapıp gerekli önlemleri almıyormuş! Dolayısıyla kalkıp işçileri suçlamak ikiyüzlülükten, “işsiz ve aç kalın ya da ölün” demekten başka bir şey değildir.
Sıkıştığında topu patronlara atan Faruk Çelik, Soma’da gerçekleşen işçi katliamının ardından madenler için düzenleme yapacaklarını dile getirmişti. Ermenek’te bir başka katliam gerçekleşince “yasalara uymayan bazı patronlar var” diyerek topu yine patronlara atmıştı. Sonuç olarak, olan işçiye oldu, birçok iş arkadaşını madenlerde yitiren işçilerden binlercesi işsizlikle yüz yüze kaldı. AKP iktidarı işçilere çalışmama hakkını kullanmalarını tavsiye ediyor, ama işten atılmama güvencesini vermiyor.
Maden işçileri, geçinebilmek için yerin yüzlerce metre altında, iş güvenliği önlemleri, yaşam odaları, oksijen maskeleri vb. olmadan çalışmak zorunda bırakılıyor. Üstelik bu madenlerin çoğu devlet tarafından “bir yolu bulunarak-araya giren bir takım nüfuzlu adamlar vb aracılığıyla” özel firmalara devredilmiş durumda. Denetleme işini yapması gereken hükümetse işi baştan savma yapıyor, açma-çalıştırma ruhsatı prosedürlerini kâğıt üstünde gerçekleştiriyor. Devletin, madenin içini denetlemediği Soma’da ortaya çıkmıştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da, Ermenek’te istifayla ilgili basının sorduğu soruları yanıtlamış ve arkadaşlarıyla durumu değerlendireceğini ifade etmişti. Aradan geçen zamanda durumu değerlendirdiği ve sonucunda istifa etmeyi gerekli görmediği anlaşılıyor. Ancak Bakanların gensoru karşısında aldıkları tutum ve sözleri, bundan sonra da sadece sıkıştıklarında numaradan ah vah edip timsah gözyaşı dökeceklerini, tespit ettikleri birkaç günah keçisini cezalandırıyormuş gibi yapacaklarını, işçilerin ise ölmeye devam edeceğini gösteriyor.
Mersin’de Asgari Ücret Semineri
“Her Şey Allahtan”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
Son Eklenenler
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...