Buradasınız
Sağır Değiliz, Dilimiz Var, O Halde Konuşalım!
Sancaktepe’den bir metal işçisi
Eskiden 15-20 dakikalık çay molalarımızda biraz olsun dinlenir, arkadaşlarımızla bir-iki kelam ederdik. Şimdi gördüğüm kadarıyla dinlenmenin yerini çoğunlukla iki büklüm olup cep telefonuna sarılmak, sohbetin yerini de sosyal medyada arkadaşlarıyla yazışmak, internette “sörf yapmak” almış. Yanlış anlamayın cep telefonuna, sosyal medyaya, teknolojiye karşı değilim ama bu durumun bizi iyice duyarsız hale getirdiğini, etrafımızdan kopardığını düşünüyorum. İşyerinde çay molasında bu konuyla ilgili bize ders verecek bir olayla karşılaştım.
Her zamanki gibi öğleden sonra yine çay molasına çıkmıştık. Tüm arkadaşlar cep telefonlarına sarılmışlar, birbiriyle hiç konuşmadan oturuyorlar. İşyerinde çalışan sağır dilsiz bir işçi arkadaşımız var. O, işçi arkadaşları bu şekilde görünce isyan edercesine ellerini ve kollarını sallamaya başladı. Bir taraftan da kendini zorlayarak bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Arkadaşlara yaklaşarak cep telefonlarını işaret ederek “kaldırın, konuşun” diye işaret etmeye başladı. Onu gören arkadaşların bazıları telefonu bırakıp onunla işaret diliyle konuşmaya çalıştı. Diğerleri ise telefonun içerisinde kaybolmaya devam etti.
Olayı görünce “ne büyük tezat” dedim. Sağır değiliz, dilimiz var, sesimiz çıkıyor ama birbirimize karşı sağır ve dilsiz olmuşuz! İşyerimizde önümüzdeki aylarda toplu sözleşme dönemi başlayacak. Ama arkadaşlarımız kendilerini ilgilendiren bu süreçle ilgili doğru dürüst sohbet bile etmiyorlar. Kapitalizm yani patronların düzeni işte bunu istiyor! Sorunlarımızı görmeyelim, çözüm aramayalım, yan yana gelmeyelim, birbirimizle derdimizi, tasamızı paylaşmayalım istiyorlar. Sosyal medyayı, interneti kullanalım ama onların içerisine hapsolmayalım. Sorunlarımızı paylaşalım ve çözümü için birbirimizle konuşalım, fikir alışverişinde bulunalım. Biz konuşmazsak patronlar konuşur ve istediklerini bize kabul ettirirler. Buna izin vermeyelim!
Peki, Şimdi Nolacüü!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.