Buradasınız
İşçinin Galatasaraylı Falcao ile İmtihanı
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin en büyük takımlarının transferleri çok konuşuldu. Özellikle Galatasaray’a transferi düşünülen bir forvet oyuncusu vardı ki adeta haftalarca gündemde kaldı. Takip edenler bilecektir. Bu kişi Radamel Falcao. “Ha geldi ha gelecek” derken sonunda transfer gerçekleşti. Falcao’yu karşılamak için havaalanına 25 bin taraftar gittiği söyleniyor. Taraftar görüntüleri dünya basınında dahi yer buldu. Benim çalıştığım fabrikada da bu konu uzun süre gündemde kaldı.
Bir arkadaşımız karşılamaya katılan taraftarın sayısına hayret ederek, “ya bir grev olsa, işçi haklarıyla ilgili bir eylem olsa bu kadar işçi gelmez, fakat Falcao’yu karşılamaya gidiyorlar” dedi. Bir başka arkadaş işçilerin kendi çıkarlarını umursamadığını söyledi. Bir diğeri “kafamız futboldan başka şeye çalışmıyor, sanki Falcao bize ekmek veriyor” dedi. Gerçekten böyle mi peki? İşçiler kendi sorunlarına duyarsız mı? Kafamız gerçekten futboldan başka bir şeye çalışmıyor mu? Kuşkusuz mesele duyarsızlığımız, umursamazlığımız ya da kafamızın sadece futbola çalışması meselesi değil.
Peki, neden bunca sorunla boğuşurken bu sorunların çözümüne değil de, futbola odaklanıyoruz? Çünkü işçi sınıfı olarak örgütsüz bir kitleyiz. Karşımızdaysa patronlar sınıfı var ve son derece örgütlü hareket ediyorlar. Tıpkı Falcao örneğinde olduğu gibi. Patronlar sınıfı medya aracılığıyla hayatımızın her alanını kuşatmış durumda. Futbolla, dizilerle, filmlerle, reklamlarla işçilerin hayatına her fırsatta sızıyorlar. Bu nedenle futbolcuların transfer haberleri, bu transferlerden aldıkları dudak uçuklatıcı transfer ücretleri günlerce, haftalarca medyada yer alıyor. İşçilerin gündeminin merkezine yerleştiriliyor. Mesela Falcao’nun transfer haberi gündeme ilk düştüğünden beri ulusal medya, sosyal medya ve internet bu haberlerle çalkalandı. Adeta Falcao’yla yatıp Falcao’yla kalktık. Medya şişirdikçe şişirdi. En ufak bir hak talebiyle bir araya gelmek isteyen işçiler, polis engeliyle karşılaşırken, havaalanına giden 25 bin kişiye ufacık bir zorluk çıkarılmadı.
“Türk futboluna” bu kadar ilgi gösteren medyanın ya da egemenlerin tavrı söz konusu işçilerin hak arama mücadelesi olduğunda ne oluyor? Transfer haberlerine günlerce yer veren medya, işçileri ya görmezden geliyor ya da taraflı bir şekilde karalama kampanyasına girişiyor. İşçiler grev ya da direnişe çıktığında “marjinal” ilan ediliyor, grevleri “milli güvenliği bozucu nitelikte” olduğu gerekçesiyle yasaklanıyor. Kitlesel olarak işçiler meydanlarda taleplerini yükseltmesin diye meydanlar işçilere kapatılıyor, yasaklanıyor. Kısacası patronlar sınıfı, işçi sınıfının algılarını çarpıtmak, bilincini bulandırmak, kendi sorununa kafa yormasını ve bu sorunların çözümü için bir araya gelmesini engellemek için her yolu deniyor. Bunu kimi zaman baskılarla, yasaklamalarla kimi zaman da futbolla yapıyor.
Algılarımızın felçleştirilmesi, zihnimizin bulandırılması için hazırlanan bu sinsi tuzaklara karşı uyanık olmak boynumuzun borcudur. İşçi sınıfı olarak bizler bu durumu ancak geçmiş işçi kuşaklarının deneyimlerinden gereken dersleri çıkararak, bir arada, omuz omuza durarak değiştirebiliriz. Hem geçmişimize hem de geleceğimize sahip çıkmanın tek yolu bundan geçiyor.
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...