Buradasınız
Gücümüz Birliğimizden Gelir!
Ankara’dan bir kadın işçi
Direnen Haliç romanı, İstanbul’da Haliç’in kıyısındaki üç fabrikanın direniş hikâyelerini, direnişçi işçilerinin yaşantılarını anlatır. 1960-70’li yıllar Türkiye’de sınıf mücadelesinin yükseldiği yıllardı. Romanın yazarı Nejat Elibol da 70’li yıllarda Sungurlar Kazan Fabrikasında işçi olarak çalışmış. Kitapta yükselen sınıf mücadelesinin etkileri öncü işçi Birol ve diğer işçiler üzerinden çok güzel anlatılmış. Her sayfada işçilerin tek tek işçiler olmaktan işçi sınıfı olmaya uzanan yolculuklarını okuyoruz.
Hepimiz kendimizden bir parça buluruz kitabı okuduğumuzda. Kendimizi oradaki işçilerin yerine koyar, fabrikada, direniş çadırında onlarla birlikte soluk alıp veririz. Kitapta mücadele eden işçilerin nasıl değiştiğini anlatan çok güzel örnekler var. Mesela işçiler direnişte olan işçilere destek olmak ve demokratik hakların korunması için sendikalarıyla birlikte miting düzenleme kararı alırlar. Yazar binlerce işçinin katıldığı mitingde işçilerin aklından geçenleri ve içinde bulundukları ruh halini anlatıyor. İşçiler o zaman da aynı bugün olduğu gibi mücadeleye katılana, direnişe çıkana kadar yalnız olduklarına inanıyorlar. Ellerinden bir şey gelmeyeceğini düşünüyorlar. O gün miting alanında ise birlikten aldıkları güç ve inançla hareket ediyorlar. Mitingin heyecanı, omuz omuza mücadele ettikleri işçi arkadaşlarından aldıkları güven onlara yılların korkularını ve sıkıntılarını unutturuyor.
“Yollar bütünüyle işçi ile dolu. Fabrikalarından çıkıp gelmişler. İlk defa başları öne eğik değil. Utanmadan bakabiliyorlar. Biraz da gurur duyarak. Hakları da yok değil hani. Güçlerinin farkına varıvermişler birden.”
“Dört ay önce elini taşa kaptıran tornacı Hasan, elinin acısını unutmuş. Kendinden kopup giden parmakları koymuyor artık ona. Kendisi demir çekme fabrikasında çalışır. Topkapı’da sekiz aydır grevde olan buzdolabı fabrikası işçileri; moralleri yerine gelmiş. Adam sayılmadıkları bir toplumda adam olmanın tadına varıyorlar.”
“Pil fabrikasından matkapçı Hüseyin! Fabrika temsilcileri istemiş gelmelerini. O gün herkes yürüyüş kolunda hazır olacak demiş. Gelip gelmeyenlerin listesini çıkaracağız. Hüseyin de kalkıp gelmiş. Yok listesinde adı geçsin istememiş. Bu kadar kalabalığın arasında olunca bir güven geldi ona. İçindeki tedirginlik kayboldu.”
Emekçi kadınlar da var miting alanında, fabrikalardan, direniş çadırlarından gelmişler. O güne kadar muhtemelen hiç duymadıkları bir özgüvenle bakıyorlar etraflarına, cesaret dolular.
“Tekstil fabrikası kadın işçilerinden Fatma! Kocası yürüyüş kolunun ta önlerinde kalmış. Mademki sendikamız istiyor, katılırım ben de. Çocukları komşuya bırakmış; kocasıyla birlikte çıkmışlar evden. Fabrikaları yürüyüş kolunun farklı yerlerinde olduğu için ayrılmışlar birbirlerinden.”
Öncü işçilerden Birol mitingde de en ön sıralarda. Sesinin son gücüyle bağırıyor, kendi sesinin binlerce işçinin sesine karıştığını, onun ayrılmaz bir parçası olduğunu hissediyor:
“Birol, o eski Birol değil artık. Yepyeni bir yaşama adım atmış gibi hissediyor kendisini. Ruhun yücelmesi olgunluğuna varması dedikleri bu herhalde. Kafasında bölük pörçük düşünceler elle tutulur bir gerçekliğe dönüşmüştü. Tabanız biz, deyip durduğunda anlamıyorlardı ya; işte taban! İşte bunun elle tutulur yanıtı. Bizi buraya getiren ortak bir bağ olmalı.”
Yıllar önce işçilere böylesine güçlü hissettiren, fabrikaları işgal ettiren, patronları hop oturtup hop kaldıran işçilerin birliklerine duydukları güvendir. Ne yazıyordu 15-16 Haziran’da yollara dökülen işçilerin pankartında? “Gücümüz Birliğimizden Gelir!” Bizi bir araya getiren ortak bağ işçi oluşumuz, çıkarlarımızın bir olması, insanca yaşayacağımız daha güzel bir dünya düşlememizdir. Yeni bir dünya kurmak için verdiğimiz mücadele; günlük yaşamımızın hay huyundan, çekilmezliğinden, küçük hesaplarımızdan çekip çıkarır bizi. Emeğimizi yepyeni bir dünya kurma mücadelesine akıttığımızda değişip, gelişiriz. Daha kuvvetli, daha cesaretli, yalnız kendini değil başkalarını da düşünen işçiler oluruz. Kapitalizmin bencilleştirici etkisinden kurtulup arınır, birlik olmanın gücüne ve güzelliğine ulaşırız. UİD-DER Müzik Grubunun dediği gibi, “umudu yitirme, birliğini örgütle!”
- Sömürü Düzenine Paydos Örgütlü İşçilerle Gelecek
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- “Mübadele Öyküleri” İzmir’den Anlatıyor…
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
- Genç İşçi Xu Linzi
- İşçi Sınıfının Tarihe Tanıklık Eden Ozanları
- Bal Arıları, Bülbül ve Açgözlü Dev
- Yaşamı Geliştirenler: Haliç’in Direnen İşçileri
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...