Buradasınız
Tehlikeli Olan Ne?
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Otomotiv sektörüne plastik araba parçaları üreten bir fabrikada çalışıyorum. Covid-19 salgınıyla birlikte çalıştığımız fabrikada bir panik havası vardı. Televizyonlardan, internetten yayılan korku ve panik havası hemen herkesi çok etkiledi. Toplum tam anlamıyla bir korku tüneline doğru itiliyordu.
Virüsün hayatımıza girişinin üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. Virüs bir yıldır hayatımızın her alanına sızdı. Virüsle yatıyoruz, virüsle kalkıyoruz. TV ekranlarından seçim sonuçları açıklanırmışçasına tüm dünyada koronavirüse yakalananlara ilişkin rakamlar veriliyor. “Aşıyı bulmak üzereyiz, aşıyı bulduk” açıklamaları yapılıyor farklı ülkelerin liderleri tarafından. “İkinci dalga geldi. Yarın belki üçüncü dalga gelecek” gibi haberler medyadan servis ediliyor ve bu konu uzun bir süre daha gündemde kalacak gibi gözüküyor.
Virüsten korunma adı altında çeşitli “önlemler” ve dünya çapında yaptırımlar uygulanıyor. “Temizlik, maske, mesafe” diyorlar. Ancak tam da bu noktada biz işçilerin çalışma hayatındaki, sosyal hayatındaki uygulamalarla bu söylemlerin gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu görüyor ve yaşıyoruz. Aklıma gelen bazı şeyleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Örneğin; doktorlar haber bültenlerine çıkıp “bağışıklık sisteminizi güçlendirin” diyorlar. Peki, ama “bağışıklık sistemi nasıl güçlenir?” diye bir soru beliriveriyor insanın aklında. Cevabı çok basit aslında. İyi beslenme, vücudu tüketircesine çalışmadan yeterince dinlenmek, uyumak gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde asgari ücret belirlendi ve yine sefalet ücreti olmanın ötesine geçemedi. Asgari ücret alan bir işçi aldığı üç kuruşla bağışıklık sistemini güçlendirmek için gıda tüketimini nasıl yapacak? Bu mümkün müdür? Aldıkları maaş yetmediği için işçiler, uzun ve yorucu çalışma saatlerine, mesailere katlanmak zorundayken, tükenmiş bir beden hem gereken besinden, hem de dinlemekten yoksun kaldığında bu hem koronavirüse hem de başka hastalıklara da davetiye çıkarıyor. İşte tam da bu nedenle koronavirüs bir yoksul hastalığı haline gelmiştir. Sizce de bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için derhal ücretlerin yükseltilmesi ve çalışma saatlerinin düzenlenmesi gerekmiyor mu?
İşçileri ücretsiz izinlere, günlük 39 liraya mahkûm edenler, esnek çalışmanın önünü açarak yaygınlaşmasını sağlayanlar, kuralsız ve güvencesiz bir şekilde, orman kanunlarıyla çalışma ortamı yaratan uygulamaların önünü açan siyasi iktidar, her fırsatta patronların imdadına koşuyor. Çıkarılan torba yasalarla işçi sınıfının kazanılmış hakları sağından solundan kırpılarak yolunmuş kuşa çevriliyor. Artık bunu yapmaları için bir bahaneleri daha var, koronavirüs! Bazen düşünüyorum virüs mü daha tehlikeli yoksa bu yasaları yapanlar ve yaptıranlar mı diye.
Fabrikadaki arkadaşlarımla çay molasında bu konuyu konuşuyorduk. Bir arkadaşım “sosyal mesafe diyorlar fabrikalarda yan yana çalışıyoruz. Üretim yaparken sosyal mesafe yok. Ama işçi arkadaşımla dışarda bir yerde oturup çay içip, sorunlarımızı konuşurken ‘sosyal mesafe kurallarına uyalım’ diye uyarılar geliyor ve ardından yasaklar ortaya çıkıyor” dedi. Bir başkası ise “evde kalmak hayat kurtarır diyorlar. Evde doğal gaz yanıyor, fatura katlanıyor. Mutfak masrafı artıyor. Tabi zenginlerin böyle bir sorunu yok, ama biz işçiler bunları düşünmeden yapamıyoruz. Biz ‘işçileri düşünenlere’ tekrar seslenelim, evde kalalım ama faturaları ve gıda masrafımızı kim karşılayacak? Artık ‘sizleri düşündüğümüzden bu yasakları koyuyoruz’ gibi cümleler karın doyurmuyor. Gerçekten işçinin karnı aç” diyerek tepkisini dile getirdi. Bir diğeri ise Çalışma Bakanının ‘bu ülkede yoksulluk sorunu yoktur’ sözlerine atıfta bulunarak “gözlerimizin içine bakarak bizimle dalga geçiyorlar. Kendileri için yoksulluk sorunu yok. Asgari ücretle geçinsinler bakalım nasıl oluyor. Bir elleri yağda bir elleri balda. Onlara konuşmak kolay” dedi. Sohbet uzayacaktı ki mola saatinin bittiğini haber veren zilin sesiyle üretimin yolunu tuttuk.
Tüm dünyada koronavirüs yeni yasakların, kazanılmış haklara dönük saldırıların çok yönlü bir aracı haline getirildi. Bizler işçiler olarak şunu çok iyi bilmeliyiz ki gerçeklerin üzeri örtülüyor. Karnımızı kuru ekmekle doyurmamız beklenirken, zihnimizi ve ruhumuzu yalanlarla şişiriyorlar. Ancak bu böyle devam etmeyecek. Bunca yalana, talana dur demenin tek yolu biz işçilerin birlikte hareket etmesinden geçiyor. Üreten nasırlı ellerimiz hakkımızı almak için kenetlendiğinde karşımızda bizi durduracak hiç bir engeli tanımayacağız.
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- 29 Mayısta Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önündeki oturma eylemine polis saldırdı ve 12 kişiyi gözaltına aldı. Öğretmenlerin gözaltına alınması pek çok ilde yürüyüşler ve açıklamalarla protesto edildi....
- Kocaeli Dilovası’nda kurulu bulunan Gürdesan Gemi Makineleri fabrikasında çalışan 300 işçi imzalanan Toplu İş Sözleşmesini protesto ederek iş durdurdu. Özçelik-İş Sendikası Gebze Şubesi ile işveren arasında imzalanan TİS’in kendilerinden habersiz...
- Gebze OSB’de faaliyet gösteren Fransa merkezli Mersen İstanbul Sanayi Ürünleri AŞ işçileri, grevlerinin 40. gününde Taksim Meydanı’ndan Fransa’nın İstanbul Başkonsolosluğu önüne protesto yürüyüşü düzenledi. Grevde yaşadıkları sendikal hak...
- 6 Şubat 2023’te gerçekleşen depremlerin ardından siyasi iktidar sözde deprem konutları inşa etmek üzere yasal düzenlemeler yaptı. Bu yasaya dayanarak bölgede yaşayanların rızası olmadan pek çok yaşam alanını “rezerv alan” ilan etmeye başladı,...
- 26 Mayısta Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının çağrısıyla sendikanın Ankara İl Temsilciliği önünde bir araya gelen öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığına yürüdü. MEB önünde basın açıklaması yapan öğretmenler, taban maaş hakkı ve çıkarılacak olan...
- Tüm Emekliler Sendikasının çağrısıyla, 25 Mayısta İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya, Eskişehir, Tarsus, Burhaniye ve Fatsa’da meydanlara çıkan emekliler “Açlığa ve Sefalete Hayır” diye haykırdı. Bursa’da Kent Meydanında gerçekleştirilen mitingde UİD-...
- Çorum’un Dodurga ilçesinde ODAŞ Yel Enerji’nin işlettiği Alpagut kömür madeninde çalışan işçilerin sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta başlattığı direniş şirketle varılan anlaşma üzerine sonlandırıldı. Dev Maden-Sen, sosyal medya hesabından yaptığı...
- Sağlık alanındaki sorunlar kartopu gibi büyümeye devam ediyor. “Ekonomik krize çözüm” olarak ümüğümüzü sıkan iktidar, Orta Vadeli Program ve son olarak açıkladığı “kamuda tasarruf paketiyle” gerçek niyetini bir kez daha gösterdi. Kamuda tasarruf...
- 1 Mayıs yani işgününün kısaltılması, sömürü düzeninin son bulması mücadelesi bizimle yani bugünün işçi kuşakları ile başlamadı. Tam 138 yıl önce Amerikan işçi sınıfı attı o ilk adımı. İşte o tarihten sonra bu mücadele günü Amerika’dan Avrupa’ya,...
- Çorum/Dodurga’da ODAŞ Yel Enerji’nin işlettiği Alpagut kömür madeninde çalışan Dev Maden-Sen üyesi işçiler direnişlerini yeraltında sürdürüyorlar. İşçilerin aileleri ise yer üstünde direniş nöbetine başladı. Rize’de Fındıklı Ziraat Odası ile Esnaf...
- Perfetti Gıda’da sendikalaşma mücadelesi verdiği için işten atılan, bu haksızlığa boyun eğmeyi reddeden ve direnişe geçen işçinin gölgesinde oturduğu, gölgesinde sohbetlerin koyulaştığı, sınıf dayanışmasının güçlendiği ağacın dallarının kesilmesi...
- Türkiye’de ekonomik krizin derinleşmesiyle faturanın işçi sınıfına kesilmesi, çalışma koşullarının ağırlaşması, reel ücretlerin düşmesi giderek daha fazla sayıda işçinin sendikalaşmasını beraberinde getiriyor. Ne var ki yasal bir hak olan...
- Yerel seçimlerin ardından pek çok belediyede işten atma saldırıları başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan İZENERJİ ve İZDOĞA işçileri işten atma saldırısına karşı oturma eylemi başlattı. Bursa Gemlik’te sendikalaştıkları için işten...