Buradasınız
Anne Senin Adın Bundan Sonra “Hayır, Maalesef, Olmaz” Olsun
Sancaktepe’den bir kadın tekstil işçisi
Büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. İşyerinde herkes zamlardan söz eder oldu. İnsanlar önceden molalarda telefonlarında oyun oynardı, tik tok izlerdi. Son zamanlarda ise nerede indirim var, hangi markette “halk günü” var, ona bakar oldu herkes. Haftanın ilk günü çıktığımız molada geçen konuşmaları aktarmak istiyorum sizlere. Belli ki, hafta sonu evin ihtiyaçlarını almak için alışverişe çıkan arkadaşların canı epey sıkılmıştı artan fiyatlardan. O yüzden pazartesi günü herkes barut fıçısı gibiydi. Tam molaya çıkmıştık ki, bir arkadaşımız aceleyle geldi ve “arkadaşlar Çağrı’da fairy deterjan 39 liraya düşmüş, kaçırmayın. Ben bir uygulama indirdim, marketlerdeki indirimleri öğreniyorum, size de söylerim” dedi. Bir anda herkes konuşmaya başladı. “Her şey zamlanıyor, ne olacak böyle?” sesleri yükseldi.
Bir kadın arkadaşımızın söyledikleri ise bizi hem güldürdü hem de içimizi acıttı. “Artık çocuğa hayır demekten yoruldum” dedi. Küçük kızı bir gün dayanamayıp “Anne, senin adın bundan sonra ‘Hayır”, göbek adın “Maalesef”, soyadın “Olmaz” olsun. ‘Hayır, Maalesef, Olmaz.’ Karanlıkta kalsam, bir sürü anne olsa, seni bu kelimelerden tanırım” demiş. Bir başka kadın işçi ise şöyle dert yandı: “Çocuk ‘ayakkabı ayağıma olmuyor’ diyor, ben ‘ince çorapla olur’ diyorum. Çocuk sonunda sinirlendi fırlattı ayakkabıyı, ‘olmuyor diyorum, sen ince çorapla giy diyorsun. Olmuyor işte, anlamıyor musun’ diye bağırdı. Ben yine de ‘bağını gevşet, ben onu kalıba veririm’ dedim.” Bu sefer diğer kadınlar da anlatmaya başladı. Çocuğun montu küçük geldiği için içerideki paylardan genişletmiş bir kadın arkadaşımız. Montun dış kısmının rengi güneşten, yıkamaktan açıldığı için bu sefer ton farkı oluşmuş. “Ama zaten karanlıkta gidiyor, karanlıkta dönüyor. Bu seneyi de böyle çıkartır artık” dedi kadın arkadaşımız. Herkes bütçesine göre çeşitli ihtiyaçlarını kısmak zorunda kalıyor. Örneğin bir kadın arkadaşımız üç aydır saç boyası almadığını söyleyerek “Boya olmuş 30 lira. Bana lüks geliyor artık, bu parayla çocuğa beslenme alırım” dedi.
Yanımıza başka işçiler de gelmişti. Bir abimiz bu konuşmalar üzerine dayanamayarak şöyle dedi: “Böyle olmaz, söylenerek olmaz. Herkes ayaklanacak, ayaklanmanın zamanı geldi. Belli yani, bu işin sonu yok. Sadece bu işyerinde değil, tüm Türkiye’de çalışanlar olarak işi bırakmanın zamanı geldi.” Daha önce AKP’ye oy veren bazı arkadaşlarımız “Erdoğan böyle değildi, şimdi niye böyle oldu? Bize oyun mu oynadı?”, “Madem birileri fırsatçılık yapıp haksız fiyat artışı yapıyor. O halde denetlesinler, niye engelleyemiyorlar? Demek ki işlerine geliyor topu başkalarına atmak. Anlayacağınız körler sağırlar birbirini ağırlar” yorumları yapmaya başladılar.
Son bir aydır, özellikle son günlerde çok arttı bu konuşmalar. Önceden AKP’ye oy verdiğini bildiğim işçi arkadaşlardan daha fazla duyar oldum böyle cümleleri. Gidişata bakılırsa daha da çoğalacak böyle konuşanlar. Herkes öfkeli, herkes şaşkın… Siyasi iktidar istediği kadar “ekonomide yeni bir şey deniyoruz, biz ne yaptığımızı biliyoruz” desin, işçiler öyle düşünmüyor. Zamlar can yaktıkça sorgulayanların, bir şeyler yapılması gerektiğini düşünenlerin sayısı artıyor.
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...