Buradasınız
Temsilcilerimizi Belirlerken
Gebze’den bir işçi
Kapitalizmin yarattığı kriz derinleşerek devam ediyor. Metal sektörü de bu krizden en çok etkilenen sektörlerden biri. Ben de metal sektöründe çalışan bir işçiyim. Çalıştığım fabrikada Birleşik Metal-İş Sendikası yetkili. Geçtiğimiz günlerde işyeri temsilciliği seçimi yapıldı. İçinden geçtiğimiz krize rağmen temsilcilik seçimlerinde eski usül hemşericilik, Alevicilik, doğululuk, Karadenizlilik gibi söylemlerle oy alınmaya çalışıldı. Bizim ise temsilcilik seçimlerinde hep vurguladığımız bir şey vardı. Bu da, bizleri temsil edecek insanların seçiminin çok önemli olduğu idi. Seçeceğimiz arkadaşımızın bu işe gönülden ve yürekten inanması gerekliliği idi.
Seçimlerde çok ilginç bir durumla karşılaştık. Mevcut duruma tepkili bir grup arkadaş, temsilcilik kapasitesi olmayan birisine bilerek oy vereceklerini söylediler. Bunu da diğer adaylara ders olması için yapacaklarını ifade ediyorlardı. Biz istersek bu tip insanları da seçeriz uyarısında bulunmak istiyorlarmış. O arkadaşlara yaptıklarının yanlış olacağını, bu işin işverene yarayacağını söyledik. Oyumuzu, güvenilir, bizlerin çıkarlarını savunan kişilere vermemiz gerektiğini söyledik. Tabii arkadaşlar kendi dediklerini yaptılar. Söyledikleri vatandaşa oy verdiler.
Başka bir işçi arkadaşa seçim dolayısıyla UİD-DER’i tanıtıyordum, çeşitli faaliyetlerimiz olduğunu, 1 Mayıslara katıldığımızı, grev ve direniş ziyaretlerinde bulunduğumuzu anlatıyordum. İşçi Dayanışması bültenini ilk sayıdan itibaren bu arkadaşa da veriyordum. Hatta bizimle 1 Mayıs’a dahi katılmıştı. Ben bu arkadaşla seçimlerde oyumuzu kimlere vereceğimizi konuşuyordum ve tarafımızı açık, net belli etmiştik. Dernekten de tanıdığımız bir arkadaşa oyumuzu verecektik. Oy vereceğimiz arkadaşı o da iyi tanıyordu. Ama seçimler geldiğinde bu arkadaş oyunu bizim arkadaşa vermemişti. Sebebini sorduğumda ise oy verdiği kişiye söz vermiş olduğunu, fakat oy vermiş olduğu kişinin kapasite olarak bizim arkadaştan on kat daha düşük olduğunu söyledi.
Bir taraftan şucu bucu diyenler, bir taraftan kimin faydasına çalıştıklarını bilmeyenler, seçim zamanı saf değiştirenler. Hepsini topladığımızda sonuç olarak gerekli desteği bulamadık. Tabii böyle sonuçlanmasının nedenlerinden biri de gerekli çabayı ve özeni göstermemiş olmamızdı. Bizim de eksiklerimiz fazlaydı. Kendi fabrikama ve diğer fabrikalara baktığımda seçilen kişilerin çoğu uzlaşmacı, bürokratik işleyişe uyan kişilerdi. Bu durumu kıracak olan militan sınıf sendikacılığıdır. Sendikalar biz işçi sınıfının öz örgütleridir. Sendikalar bizim mücadele okulumuz olmalıdır. Temsilcilerimizi de ona göre belirlememiz gerekir.
Değişmesi Gereken Bir Şeyler Var!
Patronların Yalanlarına Kanmayalım!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...