Buradasınız
Okullardan Mücadele Alanlarına
Kocaeli/Gebze’den bir genç

Ekonomik krizin etkileri emekçi aileleri daha da derinden sarsarken okulların açılmasıyla birlikte durum daha da kötü oldu. Adeta bütün hesaplar alt üst oldu. Bir çocuğun okula başlama maliyeti 3 bin lira olunca anne babalar ek mesailere, ek işlere gitmeye başladılar ama buna rağmen hesaplar hep ekside çıkıyor. Sadece bununla da kalmıyor, okula gitmek için kullandığımız otobüs ve servis fiyatları almış başını gidiyor. Okulda beslenme ise tam bir sorun. Kantinlerden aldığımız ürünler ne sağlıklı ne de doyurucu. Bütün bunlar yetmezmiş gibi kantin ürünlerinde de fahiş fiyatlar karşımıza çıkıyor. Bir ailenin, çocuğunun beslenme ve yol ücreti için en az 700-750 lira para ayırması gerekiyor. Durum böyleyken biz öğrenciler de bu duruma sessiz kalamazdık.
Okulda her öğle arası birkaç arkadaşımla beraber aramızda sohbet ediyoruz. Yine aynı şekilde konuşurken biraz yüksek sesle konuşmuşuz. Etrafımıza birkaç arkadaşımız daha geldi ve onlar da sohbetimize dâhil oldu. Konuşmamız cebimizdeki paralarla alâkalıydı. Çünkü onun hesabını yapmadan ne bir kitap alabilirdik ne de kantinden yemek yiyebilirdik. Evet, gerçekten kantinden yemek alırken 2 kere düşünür olmuştuk ve okuldaki herkes böyleydi. Bunu aramızda konuştuğumuzda arkadaşlarım “elimizden ne gelir ki?” diyerek çaresizliklerini ifade ediyordu. Kimseden çıt çıkmadı ve herkes şikâyetçi olmasına rağmen bu duruma göz yumuyordu. Fakat aramızdan birkaç arkadaş bu durumu değiştirebileceğimizi savundular. Ortak fikrimiz önce aramızda bu konuyu iyice tartışıp sonrasında okulumuzun müdürüne durumu iletmekti. Herkes bunu kabul etti.
Çok sevinmiştim. İlk defa sınıf olarak birlikte hareket edecektik, ilk defa birlikte hareket edersek bir şeyleri değiştirebileceğimizi öğrenecektik. Zil çaldı ve herkes yerine geçti. Hocanın gelmesini beklerken düşünüyordum, “acaba bu sohbeti bir dahaki teneffüste nasıl devam ettirebilirdim” diye. Ama ders boştu, hemen sıralar birleştirildi ve sohbete devam edildi. Artık herkes hemfikirdi, fiyatlar daha aşağıda ve daha sağlıklı ürünler olabilirdi. Bunda anlaştık fakat bir sorun vardı. Müdür ile kim konuşacaktı? Kimseden ses çıkmadı ve konu kapandı. Bir sonraki dersimiz de boş olduğu için derse müdür girecekti. Hocamız geldi ve hal hatır sordu. Okulda neler istediğimizi sordu, müdürden pas gelmişti. Bize düşen sadece topa dokunmak kalıyordu ama kimse ayağını uzatmadı. Bu konu böylece gidemezdi, söz alıp hocaya ben ilettim durumu. Şöyle bir süzdü ve dalga geçercesine “ne istiyorsunuz? Bu devirde bedava yemek mi var?” dedi. Olayı daha ciddi ve kendisinin de adı gibi bildiği ekonomik durumlarla anlatınca bizi ciddiye aldı fakat yine de fikrimizi değiştirmeye çalışıyordu. Bize, kantinin çok ucuz olduğunu; dışardaki kafeler, restoranlarla kıyaslayarak anlatıyordu. Kafede çayın 12, kantinde 3,5 lira olduğunu söyleyip, ucuz olduğunu iddia ederek konuyu kapatmaya çalışıyordu. Baktı ki bizi böyle susturamayacak, “tamam, kantinci ile görüşürüm” diyerek konuyu kapattı ve sınıftan çıktı. Biz yaklaşık 1 hafta bekledik ne değişecek diye ama sonuçta hiçbir şey yoktu. Müdüre gidip konuştuklarımızı bir daha hatırlattık ve bu sefer müdür bizi ciddiye almıştı. İki üç gün daha bekledikten sonra kantine indiğimizde fiyatlarda az da olsa bir indirim yapılmıştı. Fiyatlardan ziyade, biz bir sınıf olarak ortak sorunumuzu birlikte hareket ederek çözmüştük. Aramızdan biri, tek başına bu sorunlardan şikâyet etmekle kalsaydı; yüksek ihtimalle geçiştirilecekti. Fakat biz soruna karşı hep beraber ses çıkardığımızda o soruna artık müdür de sessiz kalamadı. Bütün bu olanlardan sonra biz halen öğle arası konuşmalarımıza devam ediyoruz. Artık herkesin kafasında kısmen de bir çözüm yolu var. Birlikte hareket edersek aşamayacağımız zorluk yok!
Evet, okulda küçük bir topluluk olarak küçük bir alanda sonuç almış olabiliriz fakat okulda ve okul dışında da bütün ekonomik sıkıntıları çekenler ailelerimizle birlikte bizleriz. Çoğunluk olan yine bizleriz. Bu sorunlar hepimizin ortak sorunudur. Ortak sorunların çözümleri de ortak olmak zorundadır. Örgütlenerek mücadeleye girmeliyiz. Bir lise öğrencisi olarak tüm gençleri “Yoksulluk Çığ Gibi Büyüyor. Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!” adlı kampanyamızı büyütmeye davet ediyorum. Hepimizin sorunlarını içine alan ve çözüm yolunu gösteren bu kampanyaya daha çok destek verelim. Birbirimize daha sıkı kenetlenerek ve çok daha emin adımlarla beraber örgütlü mücadeleye UİD-DER saflarında girmeliyiz. Duygularımı Elif Çağlı’nın “Böylesi Yaşamak Değil” adlı şiirinden dizelerle belirtmek istiyorum.
Yaşamak
Güçlü ellerle kavrayıp çelişkiyi
Birlikte dövüşüp
Birlikte büyütmek
Geleceği.
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Kuru Ekmek
- Yoksulluğundan Utanmak!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Çocuklarımız İçin
- 3 İşçi Kadın, 3 Hayat, 3 Talep!
- Bu Düzen Değişmeli!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Emekçi Kadınlar: Mahalleyi UİD-DER’e, UİD-DER’i Mahallemize Taşıyoruz!
- Market Raflarından Sınıf Siyasetine
- Emekliyiz, Adana Arçelik İşçileriyle Dayanışma İçindeyiz
- Yüksek Kiralar, UİD-DER’in Kampanyası ve İşçi Dayanışması
- Çocuklar Bayılmasın Diye Kampanyamıza Sahip Çıkalım!
- UİD-DER’in Kampanyasının Eyüp’ten Yansımaları
- Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- Israr Ettik ve Kazandık
- “Tost Günü” ya da “Birlik ve Mücadele Günü”
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Okul Öncesi Eğitimde Ücretsiz Yemek Hakkı Kazanıldı
Son Eklenenler
- İzmir/Dikili’de çiçek üretimi yapılan Queen Tarım’da işçiler sendikal hakları için mücadele ediyor. DİSK/BTO-SEN üyesi Queen Tarım işçileri 16 Mayısta İstanbul’da, Danimarka Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya çeşitli...
- Hikâye bu ya; zamanın birinde adamın biri varmış. Bu adam çevresindeki insanları hakir görür, küçümser, beğenmezmiş. Kendini hep onlardan farklı görür, güçlü olanlara hayranlık duyarmış. Gel zaman git zaman bu adam bir gün şeytanla arkadaşlık kurmuş...
- Dünyanın ve Türkiye’nin manzarasından çıkarılacak tek bir sonuç var: İnsanlık saplanıp kaldığı kapitalizm bataklığından kurtulmalıdır ve bu görev işçi sınıfının omuzlarındadır. Dünya işçi sınıfının örgütlülük ve bilinç düzeyi olarak gerilere...
- Toplumsal belleğin, işçi sınıfı mücadelesinin ve devrimci sanatın savunucularından, yönetmen ve senarist Ali Özgentürk, 15 Mayısta, 80 yaşında hayata gözlerini yumdu. Sinema tarihine unutulmaz eserler kazandıran Özgentürk, aynı zamanda işçi sınıfı...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele tarihimizin en önemli sembollerinden biri olan 1 Mayıs’ta “Yolumuz İşçi Sınıfının Yoludur!” diyen gençler olarak alanda yerimizi aldık. Bugünü...
- Sırrı Süreyya Önder, Sırrı Abi, çok yönlü bir insandı. Öldüğünde geride sadece anılar değil, iz bırakanlardan, eserler bırakanlardan oldu. Onu ölümsüz kılan şeylerden biri, barış ve kardeşlik uğruna verdiği mücadeledir. İşçi sınıfının ve ezilenlerin...
- Konak Belediyesi işçilerinin grevine dayanışma için gittim. Orada çekilen bir fotoğrafı UİD-DER’li abime gönderdim. İlk kez grev yaşamış biri olarak başka bir greve destek verirken hissettiklerimi sordu. Anlattım. Zaten UİD-DER sitesini ve abimin...
- Almanya’da Volkswagen, Ford başta olmak üzere özellikle otomotiv sektöründe kitlesel işten atma saldırısı büyüyor. Metal işçileri ise bu saldırılara grevlerle ve sınıf dayanışmasıyla karşılık veriyor.
- Türkiye’de rejimin 19 Mart’ta başlattığı gözaltı ve tutuklama saldırısına karşılık düzenlenen kitlesel protestoların ardından 1 Mayıs’ta da “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları tüm...
- Büro Emekçileri Sendikası (BES) Türkiye genelinde birçok kentte eş zamanlı basın açıklamaları yaparak Ağustos ayında başlayacak 2026-2027 toplu iş sözleşmesi sürecine dair taleplerini açıkladı. İzmir Büyükşehir Belediyesine (İzBB) bağlı İZELMAN,...
- Tez-Koop-İş Sendikası 2025 yılı kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolünün bir an önce imzalanması ve işçilere alın terinin karşılığının verilmesi talebiyle 14 Mayısta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde kitlesel basın...
- Soma Madenci Katliamının 11. yılında başta Soma’da olmak üzere çeşitli anma programları gerçekleştirildi.
- Bu 1 Mayıs’ta da her şeye rağmen alanlardaydık. “Yağmur Çamur Yağsa da Kış Kıyamet Kopsa da Biz Buradayız” dedik. İşçiler, emekçiler olarak, işçi sınıfının gençliği olarak alanlara çıktık. Biz de UİD-DER kortejinde Kadıköy’deydik. Yağmura ve soğuğa...