Buradasınız
Patronların Yalanlarına Kanmayalım!
Gebze’den bir grup seramik işçisi
Dostlar, bizler klozet, lavabo ve banyo dolapları üreten bir seramik fabrikasında çalışmaktayız. Çalıştığımız fabrika ilkel çalışma koşullarıyla, düzensiz iş saatleriyle, sakatlı ve ölümlü iş kazalarıyla bölgede tanınan bir fabrika. Patronumuz ise her ne kadar dini vecibelerini yerine getiren ve reklâmcı Müslümancılığıyla tanınıyor olsa da, aslında o da diğer rakipleriyle uluslararası arenada boy ölçüşen bir burjuva. Bundan 3 ay önce “sevgili” patronumuz fabrikada çalışan 350 işçi arkadaşımızı yemekhanede toplamış ve kriz gerekçesiyle fabrikanın üretime 1 ilâ 1,5 ay ara vereceğini duyurmuştu. Tabii 350 çalışanın bu süre boyunca paraları ve geriye dönük sosyal haklarını vereceğini de söylemişti. Tam 3 ay oldu. Patronun vereceği paralar ve sosyal haklardan ne ses var ne de soluk.
Peki, bu 3 ay içersinde fabrikasını kapattı mı? Hayır! Peki, ne yaptı? Depolarda bekleyen on binlerce ürünü ihraç etti. Fabrikaya yeni makineler aldı ve arabasını değiştirdi. Şimdilerde ise kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez misali yeni yatırım alanları için fuara hazırlanıyor. Eğer patronumuzun şimdi ne yaptığını merek ediyorsak, çok düşünmeye gerek yok. Çünkü bizlerin sırtından kazandığı paraların sefasını sürüyor. Peki ya işçi arkadaşlarım biz bu 3 ay içersinde ne yaptık? Kimimiz akşam evine bir ekmek dahi götüremedi, kirasını ödeyemediğimiz evimizden çıkarıldık. Koca bir kışı odunsuz kömürsüz geçirdik. Dahası okula giden çocuklarımıza bir öğle yemeği parası veremedik. Şimdi ise sanki bu durum kaderimizmiş gibi çaresiz fabrikanın açılmasını bekliyoruz.
Evet dostlar, patronlar sınıfının saldırıları devam ediyor ve krizin faturasını biz işçilere kesiyorlar. Onun içindir ki patronlar sınıfının yalanlarına ve saldırılarına karşı çalıştığımız fabrikalardan başlamak üzere her yerde işçiler olarak örgütlü gücümüzü yaratalım. İşte o zaman işçilerin inançlarıyla oynayan, bizleri açlık ve yoksulluğa mahkûm eden patronlar sınıfını dize getirebiliriz.
Örgütlü gücüne güven, mücadeleye kenetlen!
Temsilcilerimizi Belirlerken
Bayer’de Toplu Sözleşme Sürecindeyiz
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...