Buradasınız
Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın

Pek çok işyerinde işçilerin sendikalaşma çabaları işten atma saldırılarıyla, baskılarla, uzun dava süreçleriyle engellenmeye çalışılıyor. Patronların her türlü dalaveresine, işten atma tehditlerine, iktidarın jandarmayı, polisi işçilerin karşısına dikmesine rağmen metalden, petrokimyaya, tekstilden, gıdaya çeşitli sektörlerden işçiler geri adım atmıyor, sendikalı olmak için mücadeleye devam ediyorlar. Çünkü işçiler patronların saldırılarına birlikte karşı durma, örgütlenme ihtiyacı duyuyorlar.
Verdikleri mücadelenin sonunda işçilerin sendikal yetkiyi alarak fabrikaya geri dönmesi elbette önemli bir kazanımdır. Fakat sendikalı çalışmanın, işçilerin ihtiyaç duyduğu gerçek örgütlenmenin yerini tutacağını düşünmek doğru değildir. İşçilerin sorunlarının çözümü için, patronların saldırılarının püskürtülmesi için sendikalı olmak yeterli değildir. İşçiler ancak gerçekten örgütlü olurlarsa, patronun karşısına örgütlü bir güç olarak çıkarlarsa, örgütlülüklerini sürekli kılabilirlerse sorunlarının çözümünü sağlayabilir, taleplerini elde edebilirler. Sendikaya üye olmaksa tek başına örgütlü olmak anlamına gelmez.
Mesela işçiler “mücadele ettik, sendikalı olduk” deyip her şeyi sendikadan ya da temsilciden beklerse bu işçiler gerçekten örgütlü sayılır mı? Sendikalı olduktan sonra sendikanın kapısını hiç çalmayan işçiler gerçekten örgütlü sayılır mı? Patronun haklarını ellerinden almak istemesine karşı işçiler örgütlü bir tutum alamıyorsa, kendileri emek vermeden sorunun sendikacılarla patron arasında çözülmesini temenni ediyorlarsa bu işçiler gerçekten örgütlü sayılır mı? Hayat pahalılığına, düşük ücretlere, vergi soygununa, adaletsizliğe, emperyalist savaşa tepkilerini ortaya koymak üzere işyerlerinde, sendikalarında, grevlerde, eylemlerde, meydanlarda birleşemeyen işçiler gerçekten örgütlü sayılır mı?
Örgütlülük aslında tıpkı canlı bir organizma gibi yaşayan, güçlendirilmesi, beslenmesi, sağlıklı tutulması gereken bir yapıdır. Şöyle düşünelim; çeşitli organlarımızın ve hücrelerimizin örgütlü bir şekilde çalıştığı bağışıklık sistemimiz, dışarıdan gelen tehditlere karşı her an hazır ve tetiktedir. Eğer düzgün çalışan bir bağışıklık sistemimiz varsa zararlı mikropları anında tespit eder, harekete geçip savaşır ve onları etkisiz hale getirir. Ama bu sistem düzgün çalışmıyorsa, yani saldırılara hazırlıklı değilse işte o zaman vücut mikroplara karşı kendini savunamaz, enfeksiyon gelişir ve hastalıklar baş gösterir. Örgütlülük işçilerin patronlar karşısındaki koruyucusu, bağışıklık sistemi, güvencesidir.
Gece gündüz işçileri iliklerine kadar nasıl sömürebiliriz diye kafa yoran patronlar sınıfına karşı her an örgütlü ve hazır olmayan işçiler sendikalı da olsalar saldırıları göğüsleyemezler. Çünkü kâğıt üzerinde sendika üyesi olmak başka bir şeydir, örgütlü olmak başka… İşyerindeki işçilerin birbirini iyi tanıması, birbirine güvenmesi, dertlerini, zaaflarını bilmesi, her koşulda birlikte hareket edebilmesi, patron karşısında tek yumruk olması demektir gerçek örgütlülük. İşçilerin sendikalarına sahip çıkması, denetlemesi, gücünü arttırmak için çalışmasıdır. Sadece kendi çalıştığı fabrika için değil yanı başında sendikasız çalışan bir fabrikanın da sendikalı olması için çaba göstermesidir. Sadece kendi sorunlarının değil işçilerin ortak sorunlarının çözümü için harekete geçmesidir. Patronların ve sermayenin sinsi oyunları, yalanları, tezgâhları karşısında uyanık olması, baskıları karşısında kararlı bir duruş sergilemesidir. Yasakları, baskıları, engelleri aşmak için kendi gücüne güvenmesidir.
Bugün işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün zayıf, dayanışmasının soldurulmuş olması kimseyi yanıltmamalıdır. Geçmişteki örnekler işçi sınıfının birlik ve mücadelesinin yeniden güçleneceğini ortaya koymaktadır. Cumhuriyetin kuruluşundan 1960’lara kadar ağır çalışma koşullarının, baskının, örgütsüzlüğün hâkim olduğu yıllardan sonra gelen işçi hareketindeki yükselişi ve o yıllara damga vuran büyük işçi eylemlerini düşünelim. 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişini, DGM Direnişini, 1976-77 1 Mayıslarını, Maden-İş öncülüğündeki MESS grevlerini hatırlayalım.
Geçmişimizden çıkardığımız derslerle, daha iyi bir gelecek umudumuzdan aldığımız güçle; birliğimizi sağlamak, sendikaları mücadeleci bir çizgiye çekmek, saldırıların odağı olan haklarımızı korumak, saldırıları püskürtmek için adım atalım, örgütlenelim, mücadelenin öznesi olalım.
Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
Son Eklenenler
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...