Buradasınız
Tarihten Bir Yaprak: Alpagut İşçi Yönetimi Deneyimi
Taşeronluğa karşı mücadele veren Greif işçileri, ücretlerin yükseltilmesi başta olmak üzere taleplerinin karşılanmaması üzerine fabrikayı işgal ettiler. Greif işçilerinin direnişi sürerken, bir işgal haberi de Lüleburgaz’dan geldi; Zentiva fabrikası işçileri, patronun işten atma saldırısına işyerini işgal ederek yanıt verdiler. Bu işyeri işgalleri, Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihindeki işyeri işgallerini bir kez daha gündeme getirdi. Bu işgallerin en önemlilerinden biri, işçilerin işyerini işgal etmekle kalmayıp, kurdukları işçi konseyleri aracığıyla işyerini yönetmeye başladıkları Alpagut deneyimidir. İşyeri işgallerinin yaşandığı şu günlerde, Alpagut deneyimini hatırlamak önemlidir. Aşağıdaki yazı, İşçi Dayanışması’nın Mart 2009 tarihli 12. sayısından alınmıştır.
Sermaye sınıfı yaşanan ekonomik krizin faturasını işten çıkarmalar, ücretsiz izinler, hak gasplarıyla işçi sınıfına ödetmeye devam ediyor. Krizin başından bu yana işten çıkarmaların yaşandığı birkaç fabrikada işçiler işyerlerini terk etmeyerek işgal eylemleri gerçekleştirdiler. Fakat işçilerin örgütsüz ve hazırlıksız olmaları nedeniyle bu işgaller kısa bir süre devam edebildi.
Oysa mücadele tarihimizde, işçi kardeşlerimizin kendi taban örgütlülüklerini yaratmayı başardıkları fabrikalarda, yönetime el koyup üretimi yeniden örgütledikleri deneyimler de yaşanmıştır. Bu deneyimlerden en önemlisi, 1969 yılında yaşanan, Çorum İl Özel İdaresine bağlı Alpagut Linyit İşletmeleri işgalidir.
1969 yılında, Bağımsız Çorum ve Ahalisi Maden İşçileri Sendikası’nın örgütlü olduğu Alpagut Linyit İşletmesinde çalışan işçilerin zaten düşük olan ücretleri bir de parça parça ödeniyordu. Ayrıca işçiler çalışma güvenliği için gerekli teknik donanımdan da yoksunlardı. Bu sorunların giderilmesini isteyen işçilerin talepleri, üretimin düşük olduğu bahanesiyle reddediliyordu. Bu durum karşısında fabrikada bir araya gelip toplantılar düzenleyen işçiler neler yapabileceklerini tartıştılar. İçlerinden seçtikleri temsilci arkadaşlarını sendikacılarla görüşmek üzere Ankara’ya gönderdiler. Fakat sorunlarının çözümü konusunda sendikacılardan bekledikleri desteği alamadılar. Sendika şube başkanı Mehmet Kocatüfek, aynı zamanda işletmenin bölge müdürüydü. Kocatüfek işçilerden değil patrondan yana tutum almaktaydı. Ama işgalden sonra tavır değiştirecekti.
Bütün bunlara, zarar edildiği gerekçesiyle 73 gündür ücretlerin ödenmemesi de eklenince, 786 maden işçisi 16 Haziran 1969’da harekete geçti ve fabrikayı işgal edip yönetime el koydu. İşletme tümüyle işçilerin eline geçmişti. İşgalle birlikte fabrikadaki üretim işçiler tarafından yeniden düzenlendi. İlk iş olarak, işletmedeki tüm işçilerin yer aldığı İşçi Genel Kurulu oluşturuldu, bu kurul da üretimi yönetecek bir İşçi Konseyi seçti. Konsey üyeleri gerektiğinde kurul tarafından değiştirilebiliyordu. İşletmenin hesapları düzenli bir biçimde tutuluyordu. Kömür satışı, oluşturulan satış komiteleri aracılığıyla gerçekleştiriliyordu. Üretim 8’er saatlik üç vardiya halinde yeniden örgütlendi. Vardiyası biten işçiler, 8 saat daha fabrikada kalıp olası bir saldırıya karşı nöbet tutuyorlardı.
İşçiler arasında işbölümüne gidilmişti ve hiç kimseye ayrıcalık tanınmamıştı. Yüksek maaşlı yöneticilerin işine işçiler tarafından son verildi. Büro işçileri, teknik personel ve muhasebeciler de konseyin denetimi altında çalışmaya başladılar. Konsey, düzenli olarak haftada bir, acil bir durum karşısında ise hemen toplanıyordu.
İşletme, patronun yönetimi altında zarar ederken, işçilerin yönetimi altına girdikten kısa bir süre sonra kâr etmeye başladı. 2. ve 3. haftalarda üretim hacmi yüzde 50 arttı. Eskiden 250-300 ton olan üretim, 410-450 tona kadar yükseldi. Günlük satış bedeli ise 8 bin liradan 40 bin liraya çıktı. İşgalden önce işçilerin yönetimine karşı çıkan sendika yönetimi, işçilerle yaptığı toplantı sonunda işletme yönetimine katıldı. Alpagut işçileri, bu eylemleriyle ilk defa patronlar olmadan da üretebileceklerini, üstelik yönetim işinde de çok daha başarılı olabileceklerini ortaya koymuşlardı. Patronlar sınıfını esas rahatsız eden de buydu. Bu nedenle hükümet işçilerin bu hareketini bir an önce bastırmak için harekete geçti. İçişleri Bakanlığı tarafından Çorum Valiliğine talimat verildi. Ankara’dan Çorum’a gönderilen jandarma birliği, 17 Temmuzda madeni kuşattı. Direnmeye hazırlanan işçiler sendika yönetimi tarafından yatıştırıldığı için jandarmanın müdahalesi kısa sürdü. Operasyonun sonunda 35 gün boyunca süren işçi yönetimine son verildi. Jandarma komutanı, valilikten aldığı emirle 7 işçi, 3 sendikacı ve 1 memurun işine son verildiğini ve işletmenin yönetimine el koyulduğunu bildirdi. İşçiler bu karara karşı 2 gün boyunca ocaklara inmeyerek tepki gösterdiler.
İşten çıkarılan sendika şube başkanı Mehmet Kocatüfek, işgalin ardından işçilere ve kendisine yöneltilen suçlamalara karşı, “Davranışım suç ise neden 32 gün sonra müdahale ettiler? 1 milyon lira alacaklıyız, jandarma göndereceklerine alacaklarımızı göndersinler” sözleriyle yanıt veriyordu.
İşgalin sona ermesiyle sendika ile işveren arasında toplu sözleşme gerçekleştirilecekti. İşten atılan işçiler yeniden işe alındı. İşletme bir süre sonra işçilerin talepleri doğrultusunda Türkiye Kömür İşletmeleri’ne devredilerek devletleştirildi. Alpagut işgali, işçilerin özyönetiminin bu topraklardaki en önemli örneklerinden biri olmuştur. Bu deneyim, biz işçilerin üretmekle kalmayıp bal gibi yönetebileceğimizi de bir kez daha kanıtlamıştır.
- Netaş Grevi İlham Vermeye Devam Ediyor
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Dünya İşçilerinin Jones Ana’sı
- Kemal Türkler’in Mücadelesi ve Bugüne Mirası
- Kemal Türkler ve Mücadeleci Sınıf Sendikacılığı
- MESS Grevlerinin 45. Yılında Metal İşçilerinin Mücadelesini Hatırlamak
- 30. Yıldönümünde Zonguldak Madencilerinin Uzun Yürüyüşü
- Tütüne Emek Veren Kadın İşçiler Anlatıyor
- Netaş: Yasaklara Rağmen Başarıya Ulaşan Grev!
- Eylül 1976: İşçilerin DGM Direnişi
- Bir Devir ve Bir İşçi Lideri: Kemal Türkler
- İki Farklı Dönem, İki Sözleşme ve İki Bildiri
- Maden-İş MESS’in Oyunlarını Nasıl Boşa Çıkarttı?
- Kavel’den Bir Anı, Geçmişten Bir Miras
- Maden-İş’teki Gömleğin Sırrı Neydi?
- “Bölge’ye Gidince Annemle Barıştım”
- “Baba İşveren” İmajı İle Mücadele
- “Kadın İşçiler Zampik-İş’e Aldanmadı”
- Maden-İş Karşısında MESS’in İzlediği Yol
- Maden-İş İşçilerle Bağını Nasıl Geliştirip Güçlendirdi?
- Jack London: İşçi Sınıfının Kalbinden Bir Yazar
- Savaş ve Sömürü Kıskacında “Dünya Çocuk Hakları Günü”
- Netaş Grevi İlham Vermeye Devam Ediyor
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- Barış, İşçi Sınıfının Mücadelesiyle Gelecek!
- Srebrenitsa Katliamının 29. Yılında Emperyalist Savaş Gerçeğini Bir Kez Daha Hatırlamak
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Haziranda Ölümsüzleşenlere…
- Süleyman Hocamızla Arının Balı, İşçinin Bilinci
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- DİSK’e Giden Yol: Paşabahçe Grevi
- Kavel Destanı ve Grev Hakkı
- 24 Ocak Kararlarından Bugüne Sermaye İktidarlarının Zihniyeti Değişmiyor
- Şafaktan ve Ümitten Korkanlara İnat
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- 1991 Madenci Yürüyüşü: Yerin Derinliklerinden Umudun Kararlı Adımlarına
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- 1991-95 Balkan Savaşı: “Kardeştik, Düşman Ettiler”
- 4 Aralık Dünya Madenciler Günü: Madencilerin Kaderi Ölüm Değildir!
- Dünya İşçilerinin Jones Ana’sı
Son Eklenenler
- Geçtiğimiz ay 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı başlatılan mücadele sürüyor. Başta aile hekimleri olmak üzere sağlık çalışanları “eziyet yönetmeliği”ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 30 Kasımda Ankara Tandoğan Meydanında “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz” şiarıyla miting düzenledi. Mitinge Türkiye’nin onlarca kentinden KESK’e bağlı sendikalara üye emekçiler...
- Lübnan Ulusal İşçi ve Çalışan Sendikaları Federasyonu (FENASOL), İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının yoğunlaşmasının ardından uluslararası dayanışma çağrısı yükseltmişti. UİD-DER, FENASOL’un dayanışma çağrısının ardından Lübnanlı emekçilerin...
- Filistin halkıyla dayanışma eylemlerini aralıksız sürdüren İngiltere işçi sınıfı emperyalist savaş karşıtı mücadelesine devam ediyor. 28 Kasım gününü “Filistin için İşyeri Eylem Günü” ilan eden işçi, emekçi ve öğrenciler ülke çapında kitlesel...
- 30 Kasımda KESK tarafından Ankara’da düzenlenecek miting öncesi 2021 Tüm Emekliler Sendikası çeşitli kentlerde “Emekliler Ankara’ya Yürüyor” başlıklı basın açıklamaları gerçekleştirdi. Tekirdağ’da Hasan Ali Yücel Meydanı’nda gerçekleştirilen...
- Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesine karşı yeraltında ve yer üstünde eylemler yapan Türkiye Maden İşçileri Sendikası ve Tes-İş Sendikası üyesi işçiler, Enerji Bakanlığıyla yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamaması...
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte, sendika yöneticilerinin, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyelerinin, gazeteci ve yazarların aralarında olduğu 200’den fazla kişinin gece yarısı...
- Türkiye’nin dört bir yanında, ücretlerini yükseltmek, sendikalaşmak istedikleri için mücadele eden işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Siyasi iktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin...
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...