Buradasınız
UİD-DER Varsa Umut da Var!
Kocaeli/Gebze’den bir kadın işçi

Takvim 6 Şubat 2023’ü gösteriyordu. Dışarıda feci bir soğuk, kar yağışı, fırtına vardı. Gece vardiyasına gidiyordum. Evden dışarı çıktığımda aklım oğlumda kaldı. Yarıyıl tatili bitmişti ve o sabah okullar çocuklarımız için ikinci döneme başlayacaktı. Hava şartlarından dolayı okula gitmesini istemiyordum. İşyerindeki arkadaşların gözü de Valilik ve Milli Eğitim Bakanlığından gelecek tatil kararı mesajı için telefondaydı. Çünkü hepimizin çocuğu karanlıkta okula yürüyerek gidiyordu. Biz de hava şartlarından dolayı gitmesini istemiyorduk. Anne yüreğimiz evlatlarımız için korku ve endişe içindeydi. Biz bunun için bile korkarken, saat 04.17’de kara bir haber aldık…
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde bir deprem olmuştu. Deprem Gaziantep, Hatay, Malatya, Adıyaman, Adana, Batman, Diyarbakır, Osmaniye, Kilis, Suriye, İran ve Irak’ta da hissedilmişti. Önce ne olduğunu anlayamadık, saatler ilerledikçe gerçekler tek tek ortaya çıkmaya başladı. Binlerce bina, işyeri, hastane, okul, kamu daireleri, yollar, havalimanları yerle bir olmuş, tahrip olmuş durumdaydı. Bir de üstüne üstlük zorlu kış şartlarını da eklersek felaket daha da büyümüştü. 6 Şubat kara bir gece olarak aklımıza kazındı, tek adam rejiminin yarattığı enkaz “Büyük Türkiye”nin üstüne çöktü. Aslında yıkılan sadece binalar değildi, ortada iktidarın 20 yıllık yağma ve ranta dayanan düzeninin yarattığı büyük bir yıkım vardı ve hepimiz bu yıkımın altında kaldık. Nice insan yardıma koşmak istedi ama bırakalım tek adam rejiminin oraya yardım gitmesini sağlamasını, oradan bilgi almak, yakınlarımızı sormak için kullandığımız interneti, Twitter’ı bile kısıtladı. Göçük altında kalan emekçileri, çocukları, hayvanları her şeyi kaderleri ile baş başa bıraktı. Bölgeye ulaşmak, yardım etmek, yaraları sarmak isteyen insanları bile oyalayarak, parmak sallayarak, tehdit ederek engelledi. Deprem katliama dönüştü. İnsanları ölüme terk ettiler. Ama televizyonlardan bize her şeyin kontrol altında olduğunu, deprem çok geniş bir bölgeyi etkilediği için her yere yetişemediklerini, “asrın felaketi” ile karşı karşıya olduğumuzu anlatıp durdular. Bizi teskin etmek istediler.
UİD-DER’li emekçiler olarak peki biz ne yaptık? Ne yapabiliriz, elimizden ne gelir diye acil toplantılar düzenledik. Oradaki canlara can olmak için bir kampanya başlattık. Elimizden ne gelirse, maddi manevi ne yapabilirsek yapmaya giriştik. Elime İşçi Dayanışması’nı aldım ve tek tek komşularımı dolaşıp para topladım. Tüm UİD-DER’lilerin komşularından, akrabalarından, işyerlerinden topladığı paralarla bölgeye jeneratör, çadır, akaryakıt gönderildi. Giyecek, gıda, hijyen malzemeleri, ısıtıcı, ihtiyaç olabilecek ne varsa evimizden, çevremizden toplayıp göndermeye başladık. Oradaki her bir can bizim kardeşimiz, bizim canımızdı çünkü. Gün birlik olma, dayanışma günüydü, birbirimizin elinden tutarak, gözüne bakarak güç olduk. Düzenlediğimiz bir toplantıda UİD-DER’li emekçi kardeşlerimizin dile getirdiği duygu ve düşünceleri hepimizi derinden etkiledi. “Benim anam babam da ailem de sizsiniz. Böyle bir ailenin bir ferdi olduğum için kendimi çok şanslı ve gururlu hissediyorum!” diyordu bir işçi abimiz. Bu cümleler çok kıymetliydi hepimiz için, bizim bizden başka kimsemiz yok çünkü. UİD-DER’li bir çocuğumuz ise şöyle girdi söze: “Böyle abilerim, ablalarım olduğu için çok gururluyum, buradaki yardımlaşma nedeniyle hepinizle gurur duyuyorum, iyi ki varsınız. Hepinizi çok ama çok seviyorum.” Kalbinden öpüyoruz seni diye kucak açtık hepimiz. O çocuk, sevgiyi, saygıyı, merhameti, paylaşmayı, dayanışmayı, dimdik ayakta durmayı, haksızlıklara karşı çıkmayı ait olduğu sınıfın örgütünde, UİD-DER çatısı altında öğreniyor. Ne mutlu ki bu duyguları çocuklara bile kazandırıyor UİD-DER ailesi.
O gün kadın, erkek, çocuk hepimiz deprem bölgesine gidecek olan malzemeleri paketledik, her bir ürün için ayrı ayrı masalar kurduk. Giyecekler için ayrı, hijyen ürünleri için ayrı, gıda maddeleri için ayrı, elektrikli eşyalar için ayrı masalar ve ekipler oluşturduk. Canla başla, sanki birine hediye paketliyor gibi özenle, tek tek koliledik hepsini. Çünkü gideceği yerdeki insanlar çok kıymetliydi bizim için. Sadece bununla da bitmedi dayanışmamız; gönüllü arkadaşlarımız sahaya gittiler. Deprem bölgesinde her bir sese nefes, her bir yaraya merhem olmak için gece gündüz çalıştılar. Gün birlik günüydü! Orada hayatını kaybeden insanların, her şeye rağmen ayakta kalan her bir canın, geleceğe dair hayalleri, umutları vardı. Bu insanların geride bıraktığı özlemlerinin sorumluluğu bizim borcumuzdur. Ne unutacağız ne de unutturacağız. Bu düzeni biz değiştireceğiz birlik ve mücadeleyle. Bunun için biz işçiler, emekçiler olarak hepimiz aynı tarafta ve birlik içinde olmalıyız. Birlik varsa güç var demektir. UİD-DER varsa umut var demektir.
- Dayanışmamızı Yok Etmek İsteyenlere İnat, Buradayız!
- “Ah” Etmeyelim, Birbirimize Bir Söz Verelim
- Felaketlerden Dayanışmayla Kurtuluruz
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Depremin Yıldönümünde Yükselen Sesler: Unutmak, Affetmek Yok!
- Hesap Sormazsak Aynı Acıları Yaşamaya Mahkûmuz!
- 6 Şubat 2023’ün Ardından
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- “Depremin Yaraları Sarılıyor” mu?
- Depremi Yaşadık, Cehennemi Yaşıyoruz!
- 6 Şubat, UİD-DER’le Tanışmam ve Sonrası
- “Bu Yaş Bu Çimeni Büyütür!”
- Gitmedik, Buradayız, Direniyoruz!
- Saraylıların İç Burukluğu!
- 1 Mayıs’ta Buluşalım Depremin Hesabını Soralım!
- Sahte Temel Atma Törenleri Neyin Acizliği?
- Kader Değil Felaket!
- Ben Hatay’dan Güneş
- Gösteriş İçin Değil Depremzedeler İçin!
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...