Buradasınız
Umudumuzun Çiçekleridir Onlar…
Ankara’dan UİD-DER’li bir çift
Biz işçi aileleri bu zorlu ve baskıcı koşullarda güzel günler görme umuduyla yaşıyoruz. Ancak biliyoruz ki güzel günler kendiliğinden gelmez. Zorluklara karşı birlikte mücadele edildiği takdirde çocuklarımıza aydınlık yarınlar bırakabilir, güzel günleri görebiliriz.
Biz UİD-DER’de örgütlü evli bir çiftiz. Önce UİD-DER’le tanıştık. Burada öğrendik örgütlü mücadele etmeyi. UİD-DER kültürüyle büyüdü mücadelemiz. Birbirimizle de UİD-DER çatısı altında tanıştık ve sonrasında birlikte bir aile kurmaya karar verdik. Örgütlü bir işçi ailesi olmak, inancımızı ve umudumuzu daha da büyüttü. Şimdi istiyoruz ki iki kişilik bu aileyi büyütelim ve çocuk sahibi olalım. Ancak bir işçi ailesi için çocuk sahibi olmak öyle kolay değil. Zorlu günler aşmak gerekecek. İşte bu zorlu günlerde bir çocuk büyütmek endişelendiriyor bizi. Baskıların, yoksullaşmanın arttığı bir dünyada yaşıyoruz. Güvencesiz ve esnek çalışma o kadar yaygınlaştı, çalışma koşulları o kadar ağırlaştı ki uzun süre bir işyerinde çalışmak olanaksız hale geldi. İşsizlik arttı, iş bulmak ise hiç kolay değil artık. İşte böyle zorluklarla dolu bu hayatta bir çocuk dünyaya getirmek bizi çok endişelendiriyor.
İşçi ailelerinin geçinmek ve çocuklarına bakabilmek için yaşadığı çileyi görüyoruz. Çocuklarına iyi bir gelecek bırakmak için işçi aileleri varını yoğunu ortaya koyuyor. Kimisi çocuklarını küçük yaşta karın tokluğuna çalıştırmak, kimisi çocukları okusun da iyi bir iş sahibi olabilsin diye gece gündüz demeden, türlü baskılara boyun eğerek çalışmak zorunda kalıyor.
Biz biliyoruz ki bizim çocuğumuz da geleceğin işçilerinden biri olacak. Yani işçi sınıfının bir ferdi olacak. Sınıf atlama yanılgısına düşmeden büyüsün istiyoruz. İnsanlık vasıflarını hiçbir zaman yitirmeyen, iyi niyetli, cesur, hakkını bilen ve haksızlıklara boyun eğmeyen, ezilenin yanında olan, kendine ve işçi sınıfına güveni olan, yılgınlığa düşmeyen bir çocuk büyütmek istiyoruz. Biliyoruz bütün bunlar öyle kolay olmayacak. Karşımıza türlü engeller çıkacak. Ama biz sınıfımızın örgütlü gücüne olan inancımızla kendi geleceğini kuracak işçi sınıfının bir bireyini yetiştireceğiz. Çocuklarımız yarınlarımızın umudu olacak. Kavgamız umudumuz, umudumuz güzel günler göreceğimiz yarınlarımız için.
Elif Çağlı’nın dizeleriyle;
Kuşkusuz bu gece sonsuza dek uzamaz
Bir yerde biter, bitmelidir
Acılar bir ömür sürmez
Bir gün sevinçle değişmelidir
Bu denli kahırla yüklendiysek
Kuşkusuz bu hep böyle gidecek değildir
Hayır, böyle olmaz bir ömür boyu
Yarın gelecek gelmelidir!
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...