Buradasınız
Umur’da Değişen Ne Oldu?
Bir matbaa işçisi
Umur Matbaasında çalışan işçiler için şu son aylarda değişen iki şey oldu. Bunlardan ilki, genel müdür dâhil olmak üzere yöneticilerin değişmesi, ikincisi ise İMES içinde üçüncü bir Umur binasının daha hızla yükselmesidir.
Umur’dan ayrılan eski genel müdür, gittiği yeni fabrikadan işçilere çağrı yaparak, usta işçilerin kendisiyle beraber çalışmaları çağrısında bulunuyor. Üstelik Umur’da aldıkları ücretten çok daha fazlasını vereceğini söylüyor. Bu teklifi kabul ederek tazminatlarını yakan çok sayıda işçi arkadaşımız işten ayrıldı. Elbette arkadaşlarımız istedikleri fabrikada çalışma hakkına sahipler. Fakat bu müdür değil miydi işçilere baskı yapan, düşük ücreti reva gören ve haksız yere işçileri işten atan. Şimdi birdenbire ne değişti de işçilere yüksek ücret teklif ediyor? Hem hangimiz müdürlere güvenerek çıkarlarımızı koruyabiliriz ki? Onlar bugün var yarın yoklar, bizse ömür boyu işçilik yapmaya devam edeceğiz.
İkinci olarak bir fabrikayı üçe katlayan Umur patronuna ne demeli? Matbaa işçilerine asgari ücretin az üstünde ücret ödeyen Umur patronu bu serveti nerden buluyor? Matbaa işçileri Umur patronunun “çok iş, az ücret” politikasını gayet iyi biliyorlar. İşte bizleri düşük ücretle çalıştıran bu patron, her ay sırtımızdan çok büyük kârlar ele geçirmektedir. Bu yıllardır böyle arkadaşlar. İlk fabrikadan sonra ikinciyi kurduğunda birçok işçi biz de kazanırız diye boşuna hayal kurdu, şimdi üçüncüsü ve sonra dördüncüsü de bazılarımızı boş hayallere düşürmemelidir.
Şimdi gelelim sonuca: Ne yapabiliriz? Matbaadaki işçi arkadaşların önünde duran iki seçenekten (ya genel müdürün çağrısına uyup oraya gitmek ya da yeni bir bina daha patrona kazandırmak için çok çalışmak) hiçbiri bize bir şey kazandırmamaktadır. Bizim asıl yapmamız gereken kendimize ve yanıbaşımızdaki işçilere güvenmektir. Ücretimizi arttırmanın, iş güvencesine sahip olmamızın yolu işte buradan geçiyor arkadaşlar. Patron veya müdür kim olursa olsun işçiler sadece birbirlerine güvenmelidir. Birleşerek doğru çözümü beraber bulabiliriz. Umur’da ne olursa olsun, değişen Umur’da çalışan işçiler olamadıkça, hiçbir sorunumuz çözülmeyecektir.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Manisa Akhisar Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan ABP fabrikasında ve İzmir Çiğli Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan KLAS Isıtma Soğutma Klima Sistemleri (KLS Klima) fabrikasında Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlenen işçiler, patronun...
- Kocaeli/Çayırova’da üretim yapan Novares Otomotiv’de çalışan 180 işçi, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 25 Haziranda greve çıktı. Petrol-İş Sendikası Gebze şubesinin örgütlü olduğu fabrikada Ocak ayında başlayan...
- Ben bir kamu kurumunun çözüm merkezinde çalışan bir kadın işçiyim. Çeşitli sorunlar dinleyip o sorunlara kurum adına çözüm bulmaya çalışıyorum. İnsanlar yeri geliyor öylesine arayıp kapatıyorlar, yeri geliyor alakasız konular için ya da çözüm...
- Güney Kore’de başkent Seul’un güneyindeki Hwaseong şehrinde bulunan bir lityum pil fabrikasında 24 Haziran sabah saatlerinde bir yangın çıktı. İlk belirlemelere göre 35 bin pilin bulunduğu bir depoda bir patlama sonucunda çıkan yangında 22 işçi...
- İktidarın öve öve bitiremediği şehir hastanelerinde işçiler düşük ücretler, kötü çalışma koşulları ve ücret gasplarıyla mücadele ediyor. 24 Haziranda İzmir Bayraklı Şehir Hastanesinde çalışan işçiler iş bırakarak düşük ücretlere ve kötü çalışma...
- Anadolu yoksullarının romancısı Yaşar Kemal, İnce Memed romanında “Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir” der. Bu durum sadece tek tek insanlar için değil toplumlar için de...
- Bir grup öğretmen olarak “kamuda tasarruf tedbirlerine” yani iktidarın yeni kemer sıkma politikasına dair düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Şunu baştan belirtelim: Eğitime dair sorunlar elbette kemeri sıkmadan önce de vardı ama kemer sıkma...
- 20 Haziranda Diyarbakır ve Mardin’de çıkan yangınlarda 14 kişi hayatını kaybetti, 78 kişi yaralandı. Çok sayıda hayvan ve geniş tarım alanları da yangın nedeniyle zarar gördü. Diyarbakır Veteriner Hekimler Odası 600’e yakın koyunun can verdiğini 214...
- Hatay’ın Payas ilçesinde Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda grev başladı. TİS sürecinde sendikanın yüzde 130 ücret zammı talebine karşılık işverenin...
- Çok erken kalkardı babam. Küçük bir radyosu vardı. Bizler onun uyandığını, dinlediği türkülerden anlardık. Bizler de uyanır, babamla birlikte çay içerdik. Kahvaltısını yaparken, derslerimizi sorar, mutlaka bir de hikâye anlatırdı bizlere: “Çocuklar...
- Çalışan annelerin aşırı çalışması, kötü çalışma koşulları ve fiziki yorgunluğu, bebeğin gelişimini daha anne karnındayken etkilemeye başlıyor. Doğum izinlerinin çok kısa olması işçi kadınları son ana kadar çalışmaya ve izni doğum sonrası kullanmaya...
- Tasarrufun kelime anlamını düşündüğümüzde akla ilk gelen israf etmemek oluyor. Tutumlu olmak, kaynakları akıllıca kullanmak gibi anlamları da içeriyor bu sözcük. Fakat gelin görün ki egemenlerin sözlüğünde anlamı çok başka… Onların sözlüğünde “...
- Bugün 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Savaşın, çatışmaların, ekolojik krizin, yoksulluğun, şiddetli gelecek kaygısının yarattığı göç ve mültecilik sorunu giderek derinleşiyor. Yüz milyonlarca emekçinin içine çekildiği bir kriz olarak yeni acılara...