Buradasınız
Yardımlar Patronlara, Yalanlar İşçi ve Emekçilere
Esenyurt’tan bir emekçi

Ekonomik kriz derinleştikçe işçisinden emeklisine, köylüsünden çiftçisine, esnafından öğrencisine hayatlar altüst oluyor. Esnaf kepenk indiriyor, intihar ediyor. Ev kirasını ödeyemeyen işçi bunalıma girip evini ateşe veriyor. İşsizlik bir virüs gibi yayılıyor, çıkış yolu bulamayan emekçiler kendini asıyor. Artık hiçbir umudu kalmayan işçiler ailecek yaşamlarına son veriyor. Kredisini ödeyemeyen vatandaş, banka borcuna yapılandırma yapmadığı için oracıkta tabanca ile kafasına sıkarak yaşama veda ediyor. Kriz sadece sanayinin olduğu büyük şehirlerde hayatı alt üst etmiyor. Anadolu’da kredi borçlarını ödeyemeyen çiftçilerin, tarlaları, bahçeleri hatta evleri banka tarafından satışa çıkarılıyor. Sözde bu bankalar tarımı, çiftçileri desteklemek için kurulmuştu. İnsanları borçlandırıp sonra da ellerinde avuçlarında ne varsa gasp ediyorlar. Geçtiğimiz günlerde çiftçiler borçlarını ödeyemedikleri için traktörleri ve hayvanları haciz edilmişti. Bu yaşanılan gerçeklerin aksine, tek adam rejimi ve arkasında yedeklenmiş medyaya bakarsak, ülkede her şey güllük gülistanlık. En ufak bir hak aramada “ülkeyi bölmek istiyorlar, dünya bizi kıskanıyor” diyerek gerçekleri çarpıtıyorlar. Devlet her daim patronların çıkarlarını düşünerek onların imdadına yetişiyor, destek paketleri sunmaktan geri durmuyor. Yandaş medyada vatandaşımıza yardım ediyoruz söylemleri koca bir yalandır. Evet birileri iyi yardımlar alıyor, borçları siliniyor ama emekçiye gelince kaynaklar tükeniyor.
Kardeşler, Türkiye dünya ekonomi sıralamasında 1990 yılında 19. sıradayken 2020 yılında da aynı sırada. Kişi başına gelir sıralamasında 1990 yılında kırk dokuzuncu sıradayken 2020 yılında 74. sıraya geriledi. Bu tablo eşitsizlik ve sömürünün bir göstergesidir. Düzenin insani olmadığının bir kanıtıdır. Bizim alın terimizi çalanların, bizi sömürenlerin ve yönetenlerin gözümüzün içine baka baka nasıl yalan söylediklerini teşhir eden bir tablodur. Onlardan medet ummak, yaşamımızda bir şeyleri düzeltmelerini beklemek artık saflıkla açıklanacak bir şey olamaz. Her şey gün gibi ortada değil mi? Buna dur demek, insanca yaşamayı istemek, emeğinin, alınterinin çalınmasına isyan etmek, bir arada olup örgütlenmek bizim için artık bir zorunluluk. Hayatla ilgili tercihlerimiz, yaşam tarzımız, fikirlerimiz, inançlarımız farklı olabilir ama sorunlarımız ortak. Birlikte olursak bu çarkı bozuk düzenin üstesinden gelebiliriz. Birlik içinde sınıf mücadelesini yükseltmeli, bu yapılan zorbalıkların, haksızlıkların hesabını sormalıyız.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...
- Genel-İş Sendikası İzmir 6 Nolu Şubenin örgütlü olduğu Narlıdere Belediyesine bağlı NARBEL’de çalışan işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 6 Mayısta greve çıktı. NARBEL işçileri bir müddettir ücretleri eksik ve...
- Bu mektubumda sizlere sınıf temelinde örgütlü olmanın ne demek olduğunu dilim döndüğünce anlatmak istiyorum. Önce kendi deneyimimden, ardından da 1980 öncesi işçi kuşaklarının örgütlü mücadelesinden örnekler vereceğim.
- 15 Nisanda geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 18 gün yoğun bakımda kalan ve 3 Mayısta yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder on binlerce insan tarafından sonsuzluğa uğurlandı. Siyasi parti yöneticileri, sanatçılar, gazeteciler, Barış Anneleri, Kürt...