Buradasınız
Yargıtay: İşçinin İstifası “Hayatın Olağan Akışına Ters”

Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde çalışan bir işçinin açtığı dava ve Yargıtay’ın verdiği karar tüm işçiler için emsal bir karar niteliğinde. Bu karar, işyerlerinde patron tarafından “hiçbir alacağım yoktur, bütün yasal haklarımı aldım” diye zorla evrak imzalatılıp haksız bir şekilde işten atıldığımızda bile kıdem, ihbar ve fazla mesai gibi haklarımızı alabileceğimizi gösteriyor. Tabii hukuki ve fiili olarak peşine düştüğümüzde!
Davayla ilgili süreç şu şekilde gelişiyor: Üç yıldır aynı işyerinde çalışan işçi, patronun baskısı üzerine “İşyerinizden kendi isteğim ile ayrılmış bulunmaktayım. Söz konusu çalışma sürem boyunca tüm kanuni ve akdi haklarımı aldım, işyerinizden kendi şahsi gerekçelerimle, kendi istek ve rızamla ayrılmak (istifa etmek) istiyorum, gerekli işlemlerin yapılmasını istiyorum” ifadesinin yer aldığı dilekçeyi imzalamak zorunda kaldı.
3 yıllık tazminatını alamayan işçi, en azından fazla mesai ücretlerini almak için yargıya müracaat etti. İşçi iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, baskı ile belge ve ibraname alındığını iddia etti. Mahkeme, işçinin talebini kısmen kabul etti. Bu arada patron ise, işçinin çıkışının verilmediğini, davacının kendi isteği ile ayrıldığını, artık çalışmak istemediğine ve yasal haklarının ödenmesine dair talebi doğrultusunda 9 Nisan 2012’de 1820 liralık tediye makbuzundan anlaşılacağı üzere yıllık izni ile kanuni ve akdi haklarının karşılığının ödendiğini savundu.
Kadirli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, işçinin ihbar tazminatı talebini reddetti. Mahkeme, toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak fazla çalışma alacağını da geri çevirince davacı işçi kararı temyiz etti. Devreye giren Yargıtay, 3 yıl çalışarak kıdeme hak kazanan kişinin kendi isteğiyle istifa etmesinin hayatın olağan akışına ters olduğuna hükmederek, mahkeme kararını bozdu.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, mahkemenin, işçinin ihbar tazminatı ve fazla çalışma alacağını geri çevirmesinin yasaya aykırı olduğuna hükmetti. Kararda davanın tanıklarının ifadelerine de yer veren Yargıtay, 3 yıl çalışıp tazminat kazanan kişinin kendi isteğiyle istifa etmesinin hayatın olağan akışına ters olduğuna dikkat çekti. “Davacının iş akdinin işverence haklı neden olmaksızın sonlandırıldığı anlaşılmakla davacının ihbar tazminatına hak kazandığı sonucuna varılmıştır. Mahkemece hatalı değerlendirme ile ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır” denildi.
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak fazla çalışma alacağının reddine karar verildiğinin hatırlatıldığı Yargıtay kararında, “Somut olayda taraflarca imzalanan iş sözleşmesinin 7. ve 8. maddelerindeki haftalık çalışma süresi ve fazla çalışma sınırı olarak belirlenen 60 saat çalışma, 4857 Sayılı Yasada düzenlenen hükümlere açıkça aykırıdır. Kaldı ki söz konusu düzenleme nispi emredici nitelikte olup taraflarca kararlaştırılması halinde her zaman işçi lehine olacak şekilde düzenlenebilirken, işçi aleyhine ve yasal sınırın üstünde belirlenmesi mümkün değildir” dendi.
Dava açan işçinin imzaladığı dilekçe ve ona benzer birçok dilekçeyi patronlar baskıyla biz işçilere imzalatarak bütün haklarımızdan vazgeçmemiz için gözümüzü korkutmaya çalışıyorlar. Bazen de boş kâğıtlara imza attırıp ellerinde bir koz gibi kullanıyorlar. Ama ne bu boş kâğıtlar ne de dilekçeler biz işçilerin haklarını aramak için gözümüzü korkutmasın ve yıldırmasın. Haklarımızı bilip peşine düştüğümüzde durum tam tersine dönüyor. Patronlar işyerlerinde istedikleri kadar dilekçe imzalatsınlar, hiçbirisi iş kanununda yer alan haklarımızı almamızın önünde engel değildir.
Ayrıca çalışırken herhangi bir sorun ile karşılaştığımızda elimizde somut deliller ve şahitlerimiz olmalıdır. Yukarıda davayı kazanan işçinin delilleri ve şahitleri olduğu için geriye dönük haklarını almak için hukuki süreci başlatabilmiştir. Bu yüzden işyerinde işe girerken imzaladığımız iş sözleşmesinin bir fotokopisini, aylık ücret bordosunu, varsa fazla mesaiye kalmak için imzalatılan dilekçenin fotokopisini ve işyerinde herhangi bir nedenle imzalatılan diğer evrakların bir nüshasını almalıyız. Tabii ki bunlar tek başına yetmez. İşyerlerinde işçi arkadaşlarımızla da dayanışmayı, dostluğu pekiştirerek olası bir durumda yanımızda yer almalarını, bir birbirimize sahip çıkmayı sağlamalıyız. İşçinin işçiden başka dostu olmaz.
Patronlar işyerinde fazla mesaileri, düşük ücretleri, sendikasızlaştırmayı, taşeronlaştırmayı ve daha pek çok haksızlığı biz işçilere dayatıyorlar. Onların bu dayatmalarına karşı yan yana gelmeli ve yapılan haksızlıklara karşı birlikte ve örgütlü bir şekilde mücadele etmeliyiz.
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...