Buradasınız
Yaz Tatili Bir Hayal
İstanbul’dan bir işçi ailesi

Merhaba dostlarımız. Yine bir yaz ayı ve ekranlardan zenginlerin tatil görüntüleri eksik olmuyor. Peki ya biz? Bu sorunu eminim pek çoğumuz yaşıyoruz. Evet, tatil yapamayan işçi ailelerinden birisi de biziz. Her sene yaz başlamadan umutla planlar yapıyoruz, sonrasında hesap yaparak işin içinden çıkamıyoruz. Böylelikle kurduğumuz hayaller de sadece hayal olarak kalmaya devam ediyor. Denizleri ve plajlarıyla, tarihi güzelliklerle, mimari eserlerle dolu bir ülkede yaşıyoruz. Peki, dünyanın tüm güzelliklerini üreten biz işçiler, iş bu güzelliklerden yararlanmaya geldiğinde, ne kadar faydalanabiliyoruz? Hayatımızı sürdürdüğümüz şehri ve ülkeyi gezebiliyor, doyasıya tatil yapabiliyor muyuz? Biz İstanbul’da yaşıyoruz ama doğduğumuz andan beri yaşadığımız İstanbul’u bile bilmiyoruz, tanımıyoruz. Oysa İstanbul’un bir tarihi var ve bu tarihin güzelliklerini, sanat eserlerini hep bizim sınıfımız inşa etmiş. Ama bu yarattığımız hayatın güzelliklerinden mahrum olanlar da bizleriz.
Ailemizin en büyüğü olan babamızdan dinlemeye devam edelim bu sorunu:
55 yaşındayım, 40 yıla yakın süredir çalışıyorum. Peki, ne kadar tatil yaptım bu sürede? İki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda. Bunun çoğu da bayramlarda memleket ziyareti oldu. Sağlığımızdan olacak şekilde çalıştırılıyoruz. Sırtımızdan para kazanan patronlar en güzel tatil yerlerinde kaygısız ve sınırsız keyif sürüyorlar. Biz işçiler ise borçlanmadan tatil yapamıyoruz. Birlikte çalıştığım işçi arkadaşım Kurban Bayramında 5 günlük tatil için iki aydır cumartesi günleri mesai yapıyor. Hakkımız olan tatil için bile ne yazık ki fedakârlık yapmamız gerekiyor.
Evin ortanca üyesi:
Ben 19 yaşında bir gencim ve doğal olarak birçok hayalim var. Örneğin önce İstanbul’u gezip tanıyabilmek daha sonra ise diğer şehirleri gezip görebilmek istiyorum. Bu sene ilk kez çalışmaya başladım. Çalışmaya başlayınca anladım ki bu sistemde gezmek, tatil yapmak çok zor. Kapitalist sistemin bizleri nasıl sömürdüğünü öğrenmiş oldum üzülerek.
Kardeşlerin büyüğü olanı, abi:
Biz gençler güzel bir işe sahip olabilmek için yıllarca okuduk. Peki, kaçımızın iyi maaş aldığı, hafta sonu ailesiyle veya arkadaşlarıyla vakit geçirebileceği izni olan, tatil yapabilmek için rahatlıkla izin ayarlayabileceği bir işi var? Gençlerin birçoğu ya işsiz ya da sevmedikleri işlerde çalışmak zorundalar. Sizce bu hayatı yeniden üreten biz işçilere bunlar reva mı? Biz başkası için değil, kendimiz ve toplum için çalıştığımız, eşit paylaştığımız, endişelenmeden doyasıya tatil yapabildiğimiz, özgür bir dünyada yaşamayı hak ediyoruz. Bu hayatı yaratan bizleriz, bu düzeni değiştirecek olanlar da bizleriz. Bu düzen böyle devam etmemeli. Sevdiğim işi yapmak istiyorum. Arkadaşlarımla ve ailemle tiyatroya, sinemaya, tatile gidebilmek istiyorum. Bir tarafta her dakika servetine servet katan, diğer tarafta açlıktan ölen insanların olduğu bir dünyada yaşamak istemiyorum, bu dünyayı diğer işçi kardeşlerimle birlikte değiştirmek istiyorum.
Biz ailecek UİD-DER’liyiz. Ve bu sistem var olduğu sürece kurduğumuz hayallerin gerçekleşmeyeceğini biliyoruz. Bunun için mücadelemize tutunuyoruz ki yaşanabilecek bir dünyamız olsun. Hayatlarımızda, babamızın dediği gibi iki elin parmaklarını aşmayan tatillerle sınırlanmasını istemiyoruz. Biz ailecek nefes alabileceğimiz bir dünya istiyoruz. Bunun için yeni bir dünya umudunu aşılayan UİD-DER’le birlikte mücadele edeceğiz.
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...
- Genel-İş Sendikası İzmir 6 Nolu Şubenin örgütlü olduğu Narlıdere Belediyesine bağlı NARBEL’de çalışan işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 6 Mayısta greve çıktı. NARBEL işçileri bir müddettir ücretleri eksik ve...
- Bu mektubumda sizlere sınıf temelinde örgütlü olmanın ne demek olduğunu dilim döndüğünce anlatmak istiyorum. Önce kendi deneyimimden, ardından da 1980 öncesi işçi kuşaklarının örgütlü mücadelesinden örnekler vereceğim.
- 15 Nisanda geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 18 gün yoğun bakımda kalan ve 3 Mayısta yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder on binlerce insan tarafından sonsuzluğa uğurlandı. Siyasi parti yöneticileri, sanatçılar, gazeteciler, Barış Anneleri, Kürt...
- Sırrı Süreyya Önder’i, Sırrı Abimizi kaybettik. O, işçilerin birliği, halkların kardeşliği mücadelesine katkılarıyla hep yaşayacak, yüreğindeki umut ve direncin sembolü olan gülümsemesiyle hep saygı ve sevgiyle hatırlanacak.
- İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL’de işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması üzerine 2 Mayısta tam gün iş bıraktı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir Çiğli Belediyesinde tasarruf bahanesiyle işten atılan ve verilen sözlere...
- Dünya işçi sınıfı bu sene de 1 Mayıs’ı baskıcı ve anti-demokratik uygulamaların, işçi sınıfına yönelik saldırıların katlanarak arttığı bir dönemde karşıladı. Öfkesini ve taleplerini tek ses, tek yumruk olup haykırmak isteyen işçi ve emekçiler ABD’...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, Türkiye genelinde kitlesel katılımla kutlandı. İstanbul başta olmak üzere birçok kentte alanlara çıkan yüz binlerce işçi ve emekçi, yaşadıkları ekonomik ve siyasal sorunlar...