Buradasınız
“Yoksa Sen UİD-DER’li misin?”
Kıraç’tan bir kadın işçi

Merhaba arkadaşlar. Bundan yıllar önce, daha 13-14 yaşındayken küçük bir atölyede çalışıyordum. Bir tekstil atölyesinde ortacı olarak çalışır, getir götür işleri yapardım. Aynı atölyede birlikte çalıştığım bir abimiz vardı, benim gibi işi yeni öğrenen çıraklara yardımcı olurdu. Birkaç yıl çalıştıktan sonra ben çıktım o atölyeden, o abiyi de yıllarca hiç görmedim. Aradan yaklaşık 10 yıl geçtikten sonra bir tesadüf eseri hastanede karşılaştık. Onca yıl geçmesine rağmen tanıdık birbirimizi. Selamlaştık, sonra koyu bir sohbet başladı aramızda.
“Nasılsın hâlâ tekstile devam mı?” diye sordum. “Evet, bir türlü bir fabrikaya giremedim, çocuklarım hasta olduğu için sürekli izin almak zor oluyordu. Bundan önce de Avcılar Belediyesi’nde çalışıyordum. Bizim maaşlarımızı vermiyorlardı biz de sendikaya üye olduk, sonra ekmek kavgamız başladı” dedi ağabey. Ben de “evet o süreçten haberim var biz sizin hep yanınızdaydık” deyince “yoksa sen UİD-DER’li misin?” dedi. Nereden anladığını sordum, “her kurum kendini belli ediyor, UİD-DER hemen her gün yanımızdaydı” diyerek cevap verdi. Derneğimizin önemini bir kez daha anladım. Bu ağabey gibi işçiler biliyorlar ki ne zaman bir mücadeleye girişseler UİD-DER yanlarında olacak. Çok gururlandım. İkimiz de şaşırmıştık, yıllar geçmesine rağmen işçi kimliğimiz bizi ortak bir noktada buluşturmuştu. Sonra ağabey bana “eskiden sendikalar nasılmış? Sen bilirsin” diye sordu. Ben de Kemal Türkler’in sendikası Maden-İş’i ve DİSK’i anlattım. 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nde işçilerin sendikalarına nasıl sahip çıktığını anlattım. Bu topraklarda işçilerin zamanında nasıl büyük mücadeleler verdiklerinden bahsettim. Bu örnekler de gösteriyor ki biz işçiler sendikaya üye olmaktan öte sahip çıkmalıyız. “Ben sendikanın ne olduğunu bilmiyordum, bu süreçte öğrendim” dedi ağabey. “Ama şimdiki sendikacılar işçilerin hakkını aramıyor” diye de ekledi. Ben de haklı olduğunu söyledim “ama bunda işçilerin hiç günahı yok mu?” diye sordum. “Peki, biz işçiler sendikamıza nasıl sahip çıkıyoruz?” dedim. Her şey biz işçilere bağlı, haklarımızı öğrenmemiz, onlara sahip çıkmamız lazım, dedim. Anlattıklarım üzerine ağabey “nereden nereye, o küçük kız çocuğu gitmiş, yerine örgütlü, bilinçli bir işçi gelmiş” dedi. Evet, ben UİD-DER’liyim. Bundan yıllar önce ben de haklarımı bilmiyordum ve kendi kimliğimi UİD-DER sayesinde öğrendim. Örgütlü olmanın biz işçiler için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Meğer Bir Can Bir Pantolon Edermiş
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...