Buradasınız
Yurt Sorunu Yine, Yeniden, Daha Büyük!
İstanbul’dan bir grup üniversite öğrencisi

Üniversitelerin açılmasına az bir süre kaldı. Ülke genelinde milyonlarca öğrenci hem devlet yurtlarının yetersiz kapasitesi hem de özel yurt ve konut kiralarının yükselişe geçmesi sebebiyle yeniden zorlu bir sürece girdi. Geçtiğimiz sene “Barınamıyoruz” eylemleriyle ülke gündemine taşınan sorun, bu sene çok daha çetrefilli bir şekilde karşımızda duruyor.
Sorunun boyutlarını kavramak açısından öncelikle resmi verilere bakalım. YÖK’e göre 2020-2021 eğitim-öğretim yılında üniversitelerde örgün eğitim gören öğrenci sayısı 3 milyon 800 bin. Buna karşın KYK yurt kapasitesi 700 bin bile değil! Kentler özeline indiğimizde ise durum daha çarpıcı bir boyut kazanıyor. Örneğin İstanbul’da 1 milyon 170 bin öğrenci için sadece 25 bin kişilik devlet yurdu bulunuyor. Yani her 50 üniversite öğrencisine ancak 1 tane yatak düşüyor!
Hâl böyleyken Cumhurbaşkanı Erdoğan “KYK yurtları boş, kalacak öğrenci arıyoruz” diyebiliyor! Meselenin hiç de böyle olmadığını en baştan söyleyelim, neredeyse tüm öğrenciler ücretleri görece ucuz devlet yurtlarına yerleşmek istiyor. Peki, Erdoğan neden böyle konuşuyor? Çünkü soruna dair siyasi iktidarın sorumluluklarını hasıraltı etmeye çabalıyor. Türkiye’de yıllar içinde üniversitelerin sayısı arttı. 2001’de 74 olan üniversite sayısı bugün 200’ü aşmış durumda, 1,5 milyon olan üniversite öğrencisi sayısı ise 8 milyona dayandı. Ancak özellikle son yıllarda yurt sayısı ve kapasitesi düşürüldü. Bu nasıl bir mantıkla açıklanabilir? Çünkü siyasi iktidar tıpkı sağlık alanında olduğu gibi eğitim alanını da bir yük olarak görüyor ve sırtından atmaya çalışıyor. “Paran kadar sağlık ve eğitim” diyerek bu iki alanı giderek kamu hizmeti olmaktan çıkarıp özelleştirenler, emekçileri çetrefilli sorunlarla boğuşmaya itiyorlar.
İşte tam da bu nedenle şehir dışında okuyan öğrencilere 3-4 kişi birleşip ev kiralamaktan veya ücreti bir ev kirasına hemen hemen denk olan özel yurtlara yerleşmekten başka bir seçenek bırakılmıyor. Peki, biz emekçi çocukları için bu ne kadar mümkün? Yapılan araştırmalara göre İstanbul’da 3 bin 800 lira ve altında 2+1 kiralık ev sayısı yalnızca 500 adet! Üstelik bunlar da Silivri, Pendik, Sultanbeyli gibi şehir merkezinden ve haliyle üniversitelerden uzak lokasyonlarda bulunuyor. Bir üniversite öğrencisi, iktidarın o çok övdüğü 850 liralık KYK bursu veya kredisiyle bu yükün altından nasıl kalkabilir? Böyle bir şey mümkün müdür? Tüm yakıcı boyutlarıyla barınma sorunu, ailelerimizin yaşadığı yoksulluğun derinleşmesi, üniversite mezunu işsiz sayısı, mezun olduktan sonra karşımıza çıkacak olan 150 bin liralık KYK borcu derken her sene on binlerce öğrenci, üniversite eğitimini bırakmak zorunda kalıyor.
Siyasi iktidar en ufak çözüm önerisi geliştirmek şöyle dursun bu kangreni büyütecek adımlar atıyor. İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine “Üniversitelerde Güvenlik ve Barınma Tedbirleri” konulu bir genelge gönderdi. Genelgede barınma sorunu yaşayan öğrencilerin birbiriyle temasa geçmesine, üniversitelerde veya sosyal medyada bu sorunu dile getirerek, çözüm talep etmesine izin verilmeyeceği belirtiliyor. Yani gençleri sindirmek, susturmak istiyorlar. Ama başaramayacaklar!
Başta yandaşlar olmak üzere sermaye sınıfını semirtip ailelerimizi yoksulluk batağına mahkûm edenlere sessiz kalmamalıyız. Milyonlarca insan ülkede barınma sorunu yaşarken “ekonomi tıkırında” diyerek bizleri kandırmaya çalışanlara karşı tepkisiz kalmamalıyız. Sadece sızlanmakla, şikâyet etmekle elimize hiçbir şey geçmedi, geçmeyecek. Her alanda yaşadığımız sorunlar yumağından kurtulmamızın yolu daha fazla sorumluluk alıp daha fazla yan yana gelmemizden geçiyor. Birlik ve dayanışmamızı güçlendirip bize böylesi bir yaşamı reva görenlere karşı daha iyi bir gelecek için mücadele etmemiz şart!
- Bugün Herkes Dünyanın Döndüğünde Hemfikir Ama…
- Ücretler Artarsa Enflasyon Artar!
- Değişimi Asıl Yaratacak Olan Biziz!
- İşçi Dayanışması 178. Sayı Çıktı!
- Sözcüklerin Anlamı: Kimin Düşüncesi, Kimin Penceresi?
- Sınıflar, Siyaset ve Genel Oy Hakkı
- İşçi Anne Babalar Çocuklarını Nasıl Yetiştirmeli?
- Beklemek Fayda Etmez, Godot Gelmeyecek!
- Enflasyon, Asgari Ücret ve İktidarın “Baz Etkisi” Oyunu!
- Tek Tek İşçiler ve İşçi Sınıfı
- 2023’e Girerken İşçi Sınıfının İsyan Fırtınası Sürüyor
- 2023’e Girerken 2022’den Çıkan Dersler
- İşçi Sınıfı Kitlesel Grev ve İsyanlarla Kapitalizme Hayır Diyor!
- İşçi Dayanışması 177. Sayı Çıktı!
- Karasabandan Cep Telefonuna!
- Başarının Sırrı ve Sömürüsüz Topluma Giden Yol!
- Esirler Dünyası Uyanmalı!
- Nasıl Bir Kutuplaşma?
- Sonunda Dedikleri Oldu: İşte “Büyük Türkiye”!
- İşçi Sınıfının Çocukları ve Anaları: Dün Başardılar Bugün de Başarabilirler!
- Üç Üzüm Tanesi
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
- Beklemek Fayda Etmez, Godot Gelmeyecek!
- Depresyona Karşı Özgürlük Mücadelesine!
- Emekçi Gençliğin Uyuşturulmasına HAYIR!
- Fala İnanma, Mücadelesiz Kalma!
- Halk Ozanı Mahzuni
- UİD-DER İle Sınıfımızın Siyasetini Öğreniyoruz
- Mutsuzluğumuzun Nedeni Kapitalizmdir
- “Prestijli” Katar Yoksulluğa Duvar Ördü
- Esirler Dünyası Uyanmalı!
- Okullardan Mücadele Alanlarına
- Genç Kuşakları Çürüten Kapitalizme Karşı Mücadeleye!
- Bu İşi Nasıl Beğeneyim?
- Kavanozu Sallayanın Kim Olduğunu Öğreniyoruz!
- Her Zaman Tek Yürek...
- Küçülmeye Giden İşyeri
- Çalışanlar İçin Mağazalar Hapishaneden Farksız
- Üniversiteler, İşsizlik ve Geleceksizlik: Sorun Nerede?
Son Eklenenler
- 29 Ocakta İran’ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kışın en soğuk günlerinde, gece 21.44’te meydana gelen depremde en az 3 kişi öldü, 122 kişi yaralandı, çok sayıda ev hasar gördü. Hoy halkı...
- Toplumda çoğunluğun doğru kabul ettiği fikirleri sorgulamak, yanlışları görmek, bunları dile getirmek kolay değildir. Kolay olan herkesin söylediğini söylemek, herkesin yaptığını yapmaktır; çünkü bu çaba sarf etmeyi gerektirmez ve “zararsızdır.”...
- 31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da kaçak bir maytap atölyesinde meydana gelen patlamada 20’si işçi 21 kişi ölmüş 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliamın 15. yıl dönümünün Anayasa Mahkemesi kararıyla tekrar görülen davanın 2. duruşmasının...
- Bizler İşçi Dayanışması gazetesi okuru bir grup petrokimya işçisiyiz. Geçtiğimiz günlerde bir araya geldik ve “Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” kampanyamızın bildirisini okuduk. Hayat pahalılığı, sosyal hayattan kopma ve baskılar...
- Sendikaların araştırmalar sonucunda açıkladıkları rakamlara göre yoksulluk sınırı 27 bin liranın üzerine çıktı. Türkiye’de bu miktarın üzerinde bir ücrete çalışan işçi sayısı neredeyse parmakla sayılacak kadar azdır. Yani Türkiye’de işçiler...
- Binlerce demiryolu işçisi, 300 bin öğretmen, 70 bin üniversite çalışanı, 100 bin kamu işçisi, 2 bin otobüs şoförü… Bugün İngiltere’de farklı sektörlerden 500 bin işçi grevde. İşçiler mücadelelerini birleştirdiler, grevlerini ortaklaştırdılar ve hep...
- Fransa işçi sınıfı 10 gün arayla 2. kez genel greve gitti. Macron hükümetinin emeklilik yaşını yükseltmek istemesine karşı 31 Ocakta 2,8 milyon işçi bir kez daha meydanları doldurdu. Ülkedeki 8 sendikanın çağrısıyla; Paris, Nice, Toulouse, Lille,...
- İstanbul Esenyurt’ta bulunan LCW’nin deposunda çalışan ve Kod-46 ile işten atılan 14 işçinin 10 Ocakta başlayan mücadelesi kazanımla sonuçlandı. British American Tobacco işçileri greve çıkma kararı aldı. 2022’nin Ağustos ayından bu yana sendikal...
- 2022 sonlarına doğru fırınlarda ekmeğin fiyatı 5 liraydı. İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kent Ekmek fiyatı ise 3 liraydı. Kent Ekmek fiyatı artık 4 liraya çıkartılmış oldu. Yani ekmeğe yüzde 33 zam bindirilmiş oldu. Ekonomik kriz yukarıya doğru...
- Türkiye’de hızla yükselen enflasyon karşısında emekçilerin alım gücü iyice eridi. TÜİK’in resmi enflasyonu ile gerçek enflasyon arasında uçurum olduğu için ve ücret artışları resmi enflasyon veri alınarak yapıldığı için, yapılan zamlar reel...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu TÜPRAŞ grubunda yaklaşık 5 bin işçi, “geçinemiyoruz” diyerek ek zam taleplerinin karşılanması için eylem başlattı. Kocaeli, İzmir Aliağa, Kırıkkale ve Batman rafinerilerinde çalışan işçiler, geçtiğimiz Çarşamba...
- DİSK’in eski Genel Sekreteri ve Maden-İş’in Kemal Türkler’den sonraki Genel Başkanı Mehmet Karaca dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Karaca, 1969 yılında Otosan’da çalışırken Maden-İş’in örgütlenme faaliyetini yürütmüş, baş temsilcilik yapmış...
- Sağlık alanında devasa sorunlar yaşanıyor. Hastaların ilaçlara erişim sorunu bunlardan biri… İlaç yokluğu, fahiş fiyatlar, kaçak ilaçlar ve nihayetinde sahte ilaçlar! Günlerdir “sahte kanser ilacı” skandalını takip ediyoruz. Cumhuriyet’ten Murat...