Buradasınız
Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor Sahnede
UİD-DER İşçi Tiyatrosu’nun hazırladığı Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor adlı oyun 27 Mayısta İstanbul Avrupa Yakasında, 3 Haziranda Sarıgazi’de, 10 Haziranda Aydınlı’da işçi-emekçi seyircileriyle buluştu. Oyun 1 Temmuzda ise Gebze’deki seyircileriyle buluşacak. Oyunu izlemek için, İstanbul’un birçok semtinden işçiler ve aileleri bir araya geldiler.
Oyun eski Mısır’da geçiyor, ama aslında günümüzü anlatıyor. Mısır’da firavunlar için piramitler inşa eden kölelerden mütemadiyen aynı sözcükler duyulur: “Taş al, taş ver, taş koy!” Kölelerden biri olan İbrahim’in başına, yükselen piramidin tepesinden bir taş düşer. O andan itibaren artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Çünkü İbrahim artık farklı konuşmaya başlamıştır. Sendikadan, sigortadan, kölelerin birliğinden, işçilikten, iş kazasından, ücretten söz etmektedir. Köle olmayı kabul etmediğini, köleliğin kader olmadığını, her şeyi üretenin köleler olduğunu, sömürülmek istemediğini, firavunların asalak olduğunu söylemektedir. Tüm köleler için muhteşem bir rüya başlar. Köleler, İbrahim’in başına taş düştükten sonra söylediklerini anlamazlar, kulaklarının ilk kez duyduğu kavramları anlaşılmaz ve tuhaf bulurlar. Fakat İbrahim öyle güzel şeyler söyler ki bundan etkilenmemek elde değildir. Başta bu tuhaflığa anlam veremeyen Yusuf ile Musa’yı da; İbrahim’in söylediklerine benzer sözler ettiği için anlaşılmayan ve ahalinin delisi olarak bilinen Mecnun’u da; ileri görüşlü, dik kafalı, deneyimli Bilgeköle’yi de sarıp sarmalar İbrahim’in hayali. Hatta kölebaşını bile cezbeder, içine çeker bu sözcükler.
Mecnun, Mısır ülkesinin tüm delileri birleşin diyerek İbrahim’i destekler. Nihayetinde tüm köleler tuhaf tuhaf konuşmaya başlarlar. İsyan eden köleler isteklerini şu sözlerle dile getirirler: “Mavi gök kubbenin altında ve bereketli toprakların üzerinde ne varsa bizim olacak!” Bu sözleri duyan seyirciden yükselen alkışlar, aslında bu düşün, tüm işçilerin hakkı ve özlemi olduğunu gösteriyordu.
Firavun’un kâhinleri, ayaklanan köleleri ne kadar efsunlasa da kâr etmez. Firavun, “servet düşmanlığı suçtur” diyerek de ikna edemez köleleri. Kâhinler nihayet ne ile karşı karşıya olduklarını anlar ve Firavun’u uyarırlar: “Grev! Tüm zamanların en kuvvetli icadını keşfetmiş bu cahil köleler!” Daha önceleri, “Çalışmamak nedir bilmeyiz, biz yalnızca çalışmayı biliriz. Gün doğmadan çalışmaya başlar, gün batana dek sadece çalışırız” diyen köleler, artık üretimi durdurmuş ve ayaklanmışlardır.
Firavun’u bulmak için koşturan İbrahim’in başına tekrar taş düşer. Yavaş yavaş ayılan İbrahim, artık eski sünepe İbrahim’dir. “Haydi, ne duruyoruz, taş taşıyalım, birazdan Kölebaşı gelecek” diye endişelenip Yusuf ile Musa’yı hayal kırıklığına uğratır. Haklı olarak Musa ile Yusuf birbirlerine sorarlar: “Biz rüya mı gördük?” Neyin rüya olup neyin rüya olmadığına, oyunu ve elbette sonunu izleyen izleyiciler karar veriyor.
Salonu selamlamaya gelen oyuncu arkadaşlarımız, dakikalarca alkışlandı. Oyunu izleyen işçi-emekçi kardeşlerimizi kapıda uğurlarken, onları davet ettiğimiz için UİD-DER’e teşekkür ettiler. Sohbet ettiğimiz işçi-emekçi izleyiciler, “keşke hepimizin başına taş düşse” diyerek işçilerin bilinçli olmasına ve birleşmeye olan ihtiyacını dile getirdiler. Köle İbrahim, 1 Temmuzda Gebze Osman Hamdi Bey Sahnesi’nde tuhaf konuşmaya devam edecek.
16 Haziran Akşamının Şiiri
İşçilerin Sordukları/3
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...