Buradasınız
Bir Lise Öğrencisinin Gözünden Eğitimin Sorunları
Tuzla’dan bir öğrenci
Merhaba, ben lise son sınıf öğrencisiyim. Yakın zamanda üniversite sınavına gireceğim ama hayatın gerçek yüzünü gördükçe kaygılarım artıyor. Ben eğitim sisteminin yarattığı bazı sorunlardan bahsetmek istiyorum ama o kadar çok var ki nereden başlasam bilemedim. İlkokula yeni başlayan çocuklar üzerinde bir araştırma yapılmış. Okula büyük heyecan ve merakla başlayan çocukların ilkokul bittiğinde bütün heveslerini yitirdiğini ve yeteneklerinin köreldiğini tespit etmişler. Buna bir de bir süre sonra okutulmayan kız çocuklarının durumunu ekleyin. Okumak için çalışmak zorunda kalanlarımızı da. Milli Eğitim Bakanlığı sadece ders kitaplarını veriyor ama bunun yanı sıra bizden test, kaynak, çalışma adı altında istenen kitapların masrafını karşılamak kolay değil. Şimdi bir de EBA diye sorunumuz var. İnternet, bilgisayar vb. anlayacağınız bu devirde öğrenci olmak çok zor.
Mesela meslek liseleri sizce ne amaçla kuruldu? Ben amacının eğitim ya da yeteneğine göre yönlendirmek olduğunu sanmıyorum. Asıl amacının öğrencileri köle gibi çalıştırmak olduğunu düşünüyorum. Meslek lisesi öğrencilerinin 12. sınıfa geldiklerinde ya ücretsiz ya da düşük ücretle uzun saatler çalışmasına sebep oluyorlar. İnsanları ilkokuldan üniversiteye kadar yeteneklerine veya ilgi alanlarına göre değil, düzene uygun tek tip öğrenci yetiştirme planına göre eğitiyorlar. Mesela düz liselerde, şimdiki adı ile Anadolu liselerinde aynı durum söz konusu; herkes aynı dersleri alıyor. Resim, müzik gibi yetenek derslerinin yanında sözel ve dil bölümleriyle ilgili dersler artık çoğu lisede verilmiyor. Parası olan öğrenciler özel liselerde, özel derslerle eğitimlerini alıyorlar. Haksız rekabet nedeniyle çoğu öğrenci emek vermesine rağmen ya sınavı kazanamıyor, ya da üniversite okusa da sonunda işsiz kalıyor. Ya da sırf sonunda iş bulabilmek için istemediği bölümlerde dirsek çürütüyor. Bu da gelecek kaygısına, psikolojik sorunlara neden oluyor. Çünkü üniversiteli gençlerde işsizlik giderek daha da artıyor.
Öğrencilere soruyorlar “yurt dışında yaşamak ister misiniz?” diye ve onların büyük çoğunluğu bir daha geri dönmemek üzere yurt dışına gitmek istiyor. Gençlerin umudunu kırıyorlar. Hele bu günlerde bir de salgın nedeniyle eşitsizlik daha fazla. Mesela devlet okullarında öğrencilerin büyük bir kısmı kalabalık, pek hijyenik olmayan ortamlarda okuyor. Eğitim kalitesi yetersiz. Özel okullarda ise sınıfların mevcudu az, hijyen genel anlamda daha iyi, eğitim kalitesi ve alt yapı genel anlamda daha ileri düzeyde; bu da sınavlarda ve mesleklerde haksız rekabete yol açıyor, bu üzücü…
Çoğu arkadaşım maddi açıdan ailesine destek olmak ya da kendi ihtiyaçlarını kendi karşılayabilmek için çalışıyor. Biz eşit koşullarda eşit ve kaliteli bir şekilde, gelecek kaygısı olmadan eğitim almak istiyoruz. Elbette gençler olarak bizlerin bunları hakkımız olarak görüp, hakkımızı almak için daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor.
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...