Buradasınız
Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir

İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan olduğumuza göre anlam kazanıyor. Mesela işçiler olarak adaletten anladığımız da beklediğimiz de sermaye sınıfından farklı. Zaten adalet de zengine farklı, yoksula farklı işliyor. Çok daha büyüklerinin inşa edileceği “müjdesi” verilen “adalet saraylarından”, işçilere adalet çıkmıyor. Ama kapitalizmin adalet mekanizması şayet parası ya da nüfuzu varsa hırsızlardan, katillerden, tecavüzcülerden, kara para aklayanlardan, önlem almadığı için işçilerin ölümüne neden olan patronlardan, denetim yapmadığı için önlenebilir kazalara davetiye çıkaran kamu görevlilerinden yana işliyor. Dilan Polat ve ailesini düşünelim mesela. İşlettikleri paravan güzellik merkezleri altında kara para aklayan, bu yolla emekçi halkın cebinden çaldıkları paralarla sefa süren, bunu da en pespaye biçimde şov malzemesi yapan ve 40 yıl hapis cezasıyla tutuklu yargılanan Dilan ve Engin Polat 9,5 ay sonra serbest bırakıldı.
Peki, işçi sınıfının aradığı adalete ne oldu? Motokurye olan 17 yaşındaki oğlunu iş kazasında kaybeden ama oğlunun ardından adalet sağlanmadığı için yüreği yanan Kumriye Eroğlu’nun feryadını hatırlayalım: “Bu adaletsizlik karşısında nasıl yaşanır, bilmiyorum. Bu kadar çaresiz bırakıldığımız için çok öfkeli ve kızgınım. Egemenlere şöyle diyorum; yok olsun, batsın bu çürümüş, kokuşmuş düzeniniz! Batsın adaletiniz! Hak, adalet, mafyadan, tecavüzcüden, katilden yana!”
Çocuklarımız MESEM adı altında ucuz işgücü olarak gönderildikleri fabrikalarda iş kazası geçirip ölüyor. Her gün en az beş işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Anasını babasını iş cinayetinde kaybeden ve bir ömür eksik yaşamaya mahkûm edilmiş binlerce çocuk var. İşçilerin ölümüne sebep olan patronlara ödül gibi cezalar verilirken adalet arayan anneler, babalar cezalandırılıyor. Göz göre göre gelen Çorlu tren katliamında çocuğunu kaybeden anne adalet sağlansın diye ısrarla kamu çalışanlarının yargılanmasını istediği için para cezasına çarptırıldı. Kaçak maden ocağında çalışırken kalp krizi geçiren, sırf maden kapanmasın diye belki de hâlâ canlıyken bedeni yakılıp ormana atılan Mohammad Nourtani’nin adalet isteyen ailesi sınır dışı edilmekle tehdit edildi. Milletvekili seçimlerinde oğlu ve kocası öldürülen, bir oğlu hapse atılan, yıllardır adalet talep eden Emine Şenyaşar, 3 yılla yargılandı. Hâkim karşısına çıkarılan suçlular değil yüreği yanan 65 yaşındaki anne oldu.
Evet, bu düzende adalet parası olana işliyor. Sorun yalnızca bu da değil. Sınıfımızın sorunları, yaşadığımız haksızlıklar hiçbir şekilde gündem olmazken Polat gibilerinin her şeyi gündem oluyor. Dilan Polat tutuklandığında cezaevinde yaşadıkları, psikolojisinin bozulması, çocuklarından ayrı kalması haftalarca gündem edilmişti. Hatta “çocuklarına kim bakacak” diye üzülen emekçi kadınlar olmuştu. 9,5 ay aradan sonra lüks hayatına kaldığı yerden devam eden Dilan Polat yine emekçilerin gündemine sokuluyor. Gençler, emekçi kadınlar Polat gibilerin yaşamına bakmaya, onlara özenmeye yönlendirilirken bizim çocuklarımızın geleceği çalınıyor. Yoksulluk yüzünden doğru düzgün beslenemeyen, sağlıklı büyüyemeyen yüz binlerce çocuğun varlığı unutturuluyor. Çocukları ölen annelerin adalet çığlığı kendi sınıfının insanlarına dahi ulaşmıyor. Emekçi kadınlar Polat gibilerine üzülürken kendi sınıfının adalet arayışına kayıtsız kalabiliyor. Neden?
Çünkü kapitalizmde örgütsüz işçilerin zihni sermaye sınıfının zehirli fikirleriyle teslim alınmıştır. İşçilerden, emekçi kadınlardan kendi sınıfından insanların mücadelesi, adalet arayışı gizlenir. Bizim acılarımız değersiz, adalet arayışımız ise tehlikelidir, suçtur egemenlere göre. Oysa iş cinayetlerinin, kadın katliamlarının, çocuk ölümlerinin, çocuklarımızın açlığının, doğamızın tahrip edilmesinin ve kapitalizmin sebep olduğu onca melanetin hesabını soramadığımız için yeni acılar yaşıyoruz, yüreğimiz ağzımızda yaşıyoruz.
Biz işçiler, hele ki emekçi kadınlar “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” deyip sınıfımıza yaşatılanların hesabını sormak, yeni ve umut dolu bir dünya kurmak için bir araya gelsek “gerçek adalet”i sağlamaya her gün daha da yaklaşırız. Biz UİD-DER’de savaşsız, sömürüsüz bir dünya için, eşitlik ve özgürlük için mücadele ediyoruz. Adalet arayan, adaletsizliğe karşı öfkesi büyüyen tüm emekçi kadınları bu mücadeleye omuz vermeye, omuz başımızda bizimle bu mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
Son Eklenenler
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...
- Dev-Sağlık İş Sendikası üyesi sağlık çalışanları ve Petrol-İş Sendikası üyesi petrokimya işçileri düşük ücret dayatmasına karşı mücadelelerini sürdürüyor.
- Lüks arabalara, gökdelenlere, plazalara, internette gördüğü şatafatlı yaşamlara bakıp “insanlar bu kadar çok parayı nereden buluyorlar?” diye soranımız olmuştur. Öyle ya, gece gündüz çalışarak çok para kazanılmadığını, değil lüks bir hayat sürmek en...
- “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin.” Bu sözü iş arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, çevremizden sıkça duyuyoruz. Hâlbuki günlük hayatımızdaki birçok uğraşımız güven ilişkisine dayanıyor. Mesela hastanedeki doktordan bindiğimiz otobüsün...