Buradasınız
İşçi Anne Babalar Çocuklarını Nasıl Yetiştirmeli?
Tüm anne babalar çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek, onları geleceğe hazırlamak isterler. Peki, bir çocuğu “iyi yetiştirmek” ne demektir? Eski bir Afrika atasözü “bir çocuğu yetiştirmek için bir köy gerekir” der. Gerçekten de geçmişin dünyasında durum böyleydi ve aslında hâlâ olması gereken budur. En az anne babalar kadar dede ve neneleri başta olmak üzere geniş ailenin, komşuların çocuğun eğitilip yetiştirilmesinde payı vardı. Modern dönemde ise gelişmiş ülkelerde örgütlü işçilerin oluşturduğu kültürel geleneğin tarzıyla çocukları yetiştirmek önemliydi. Yani çocuklar anne babaları kadar işçi topluluğunun da çocuklarıydılar. Fakat işçi sınıfı örgütlerinin zayıflaması, on milyonların kentlere yığılması, teknolojinin günlük yaşamda alabildiğine baskın olması birçok şeyi değiştirdi. Çocuklar çekirdek aile içinde yetişiyor fakat çocukların değer yargılarını büyük oranda televizyonlar, diziler, sosyal medya ve teknolojik araçların kullanım tarzı belirliyor. Bu araçları ise düşünsel ve kültürel olarak şekillendirip kontrol eden kapitalist düzen ve egemenlerdir. Ortaya çıkan sorunlar, haklı olarak anne babalarda büyük kaygılar uyandırıyor. Çünkü sermaye düzeni, çocukları süremeyecekleri yaşamlara, tüketime özendiriyor; gerçek hayattan kopup uyuşmalarına sebep oluyor; şiddeti meşrulaştırıyor, çocukları, gençleri kimliksizleştirip köksüzleştiriyor. Fakat bunu yaparken anne babaları da kullanıyor. Nasıl mı?
Hatırlayalım; 1990’lı yıllarda başta ABD olmak üzere dünyada yayınevleri harıl harıl çocuk yetiştirme üzerine kitaplar basıyorlardı. Bu kitaplarda anne babalara çocuklarıyla arkadaş olmaları, onları sıkmamaları, evdeki sorunları çocuklara yansıtmamaları, otorite uygulamamaları, isteklerini mümkün olduğunca karşılamaları salık veriliyordu. Fakat bu parlak görünen öğütlerin sonucu hayırlı olmadı. 2010’lu yıllarda artık birer yetişkin olan o kuşağın çocukları hayatın daha doğrusu kapitalizmin acımasız gerçekleriyle karşılaştıklarında buna hazırlıksız yakalandılar. Kapitalist sömürü düzeninin çarkları bu kuşağa işsizlik, ağır çalışma koşulları, yoksulluk ve depresyon getirdi. Ait olmadıkları bir sınıfın düşünme kalıplarıyla davranan anne babalar; çocuklarının kimlik bunalımı yaşamasına, kendini köksüz hissetmesine, asla gerçekleşmeyecek olan sınıf atlama, zenginleşme, rahat yaşama düşleriyle oyalanmasına neden oldular.
Bugün sorun büyüyerek devam ediyor. Çünkü çoğu anne baba sahip olmadıkları olanakları çocuklarına sunmaya çalışıyor. Sürekli tüketmek, yeni şeyler satın almak üzere kışkırtılan çocuklarının isteklerini yerine getiremediği zaman utanıp eziliyor. Çocuklarına “hayır” dememek için kredi kartlarıyla, borçlarla boğuşuyor. Öte yandan çocuğunun başına bir şey geleceği endişesinden sıyrılamayan, okul bahçelerinde bekleyen, cep telefonu uygulamalarıyla çocuklarını takip eden, çocuğuna kimsenin karışmasını istemeyen, onun ödevlerini, yerine getirmesi gereken sorumlulukları kendisi üstlenen anne babalar hiç de az değil. Uzmanlar bu durumdaki anne babaları “helikopter ebeveyn” olarak tanımlıyor. Yaygınlaşan bu hastalık yüzünden markete, kırtasiyeye hiç yalnız başına gitmeyen, yalnız başına dolmuşa binmeyen, ödevini kendi takip etmeyen, evde hiç iş yapmayan yani hayatta hiç sorumluluk üstlenmeyen çocuklar, gençler yetişiyor.
Hiç düşündük mü, böyle bireylerden oluşan bir kuşak sermaye sınıfı karşısında nasıl bir pozisyon alır? Gününün çok büyük bir bölümünü çalışarak geçiren, düşük ücret alan, geçim sıkıntısı altında ezilen anne babaların böyle bir ebeveynlik tarzını sürdürmesi mümkün mü? İşçi sınıfının çocukları gibi değil de orta sınıfın kalıplarıyla yetiştirmeye çalışırsak, çocuklarımızı kimlik bunalımına sürüklemez miyiz? Onlara en büyük kötülüğü biz yapmış olmaz mıyız? Sorumluluk taşıyamayan, hayatın gerçekleriyle karşılaşınca bocalayan, antidepresanlarla ayakta kalabilen, anne babalarını beğenmez hale gelen, onların çektiği sıkıntıların farkında olmayan, empati kuramayan bir kuşağın dünyaya getirdiği kuşaklar nasıl şekillenir?
Şu hususun altını kalınca çizmek istiyoruz. Bir çocuk anne babaya sahiptir ama çocuk toplumun parçasıdır ve dolayısıyla anne babaların “malı” değildir. Fakat burjuvazi, kendi özel mülk anlayışı ve kültürünü topluma da aşılıyor ve işçi ailelerini de derinden etkiliyor. Oysa bizler çocuklarımıza içinde bulundukları nesnel koşulların farkında olmayı, sınıflarını bilmeyi, sorumluluk taşımayı, hayatın zorluklarına hazırlıklı ve direngen olmayı, hakları için mücadele etmeyi öğretmeliyiz. Dayanışmanın, birliğin önemini, emeğin kıymetini, insanları ve yaşamı sevmeyi öğretmeli, kökleri sapasağlam bir çınar gibi hayata tutunmalarını sağlamalıyız. Ama bunu yapabilmek için önce kendimiz UİD-DER’de örgütlenmeli ve zihnimizi bizi sömüren sınıfın fikir ve kalıplarından temizlemeliyiz.
Dümen Yelpazesinde Yaşam Savaşı
Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Suriyeliler geri dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
Son Eklenenler
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...