Buradasınız
İşten Atmalara ve Ücretsiz İzinlere Hayır!

İşçi, emekçi kardeşler!
Kapitalist sistem kendi yarattığı ekonomik krizlerle bütün dünyada gümbür gümbür sarsılırken ve ekonomiler çökerken koronavirüs şişirildikçe şişiriliyor. Kapitalist efendiler koronavirüs salgınını kullanarak toplumda korku, panik, dehşet atmosferi yaratıyorlar. “Evde kal” kampanyaları yürütüyor, olağanüstü hal ilan ediyor, sokağa çıkmayı yasaklıyorlar. Ancak alarm zillerini en üst perdeden çalan egemenlerin derdi toplumun sağlığını korumak değildir. Amaç kapitalist sömürü düzeninin geleceğini garanti altına almaktır.
Korku atmosferini fırsata çeviren kapitalistler, aynı hızla milyonlarca işçiyi işten atıp açlığa mahkûm etmişlerdir. Esnek çalışma, ücretsiz izinler gibi uygulamalarla sosyal hak gasplarına girişmişlerdir. Grev, sendikal yetki, toplu iş sözleşmesi ertelemeleriyle sendikal haklara darbe indirmişlerdir. Sendikalara, işçi örgütlerine mücadeleyi bir kenara bırakın çağrıları yaparken, basılan trilyonlarca dolar dev tekelleri kurtarmak için seferber edilmektedir. Bu ne yaman çelişki bu ne yaman ikiyüzlülüktür!
İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’a günler kala üstüne basa basa vurguluyoruz: Dünya işçi sınıfı koronavirüs salgınından çok daha yakıcı, çok daha hayati bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyadır. İşsizlik ve yoksulluk adlı salgının nedeni kapitalizmdir!
Kardeşler!
Egemenler, korkuyla toplumun sağduyusunu köreltmek, emekçileri düşünemez hale getirmek istiyorlar. İnsanları birbirinden koparmak, yalıtmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Egemenlerin tüm dünyada dört bir koldan yürüttüğü bu psikolojik savaş kampanyası sebepsiz değil.
Hatırlanacağı gibi 2020 yılına kendini patlamalı biçimde açığa vuran sorunlarla, Ortadoğu’yu kana bulayan emperyalist savaşla, büyük siyasi sarsıntılarla, derinleşen ekonomik krizle girmiştik. Son yıllarda çok büyük bir ekonomik krizin yaşandığı, çöküşün yaklaştığı dile getiriliyor, 2020’nin çok kritik bir yıl olacağı söyleniyor, kapitalist egemenler uluslararası toplantılarda kapitalizmi nasıl kurtaracaklarını tartışıyorlardı.
Haksız savaşlar neticesinde yüz binlerce insanın öldüğü, canını kurtarmaya çalışan milyonlarca insanın göç yollarına düştüğü, on binlercesinin denizlerde can verdiği, işsiz sayısının yüz milyonları aştığı, açlığın, yoksulluğun işçilerin hayatını çekilmez kıldığı bu düzen, çarkı bozuk bir düzendir. Bir otobüs dolusu insanın geri kalan milyarlarca insanın toplam zenginliğinden fazlasına sahip olduğu bir düzen insani bir düzen değildir. İşte egemenlerin kurtarmak için çırpındıkları düzen budur ve bu düzen sürdükçe işçi sınıfının, emekçilerin sorunları, çileleri katlanmaktadır.
Tam da bu nedenle 2018’den bu yana Fransa’dan Şili’ye, Sudan’dan Haiti’ye, Cezayir’den Irak’a, ABD’den Hindistan’a pek çok ülkede emekçiler adaletsizliklere, eşitsizliklere, yoksulluğa, kapitalizmin yarattığı yıkıma isyan ediyorlardı. İşçi sınıfı, sömürücülerin baskılarına boyun eğmiyor, büyük bir cesaret ve kararlılıkla meydanlara çıkıyordu. Dünyanın dört bir yanında kadın ve erkek sınıf kardeşlerimiz haklarına sahip çıkmak için mücadele ediyorlardı.
İşte tam da bu süreçte kapitalist efendiler koronavirüs salgınını gündemin en üst sırasına tırmandırdılar. “Halkın sağlığı ve can güvenliği” bahanesiyle işçileri, emekçileri meydanlardan uzaklaştırdılar. İflas eden dev şirketleri, çöken borsaları, dibe vuran petrol fiyatlarını, kapanan fabrikaları, işten çıkarmaları bir çırpıda koronavirüse bağladılar. Aynı efendiler şimdi de utanıp sıkılmadan, felaketin eşiğine sürükledikleri işçilerden canları pahasına fedakârlık yapmalarını bekliyorlar.
Kardeşler!
Türkiye’de koronavirüs salgınının başladığı açıklanır açıklanmaz “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketi açıklandı. İlk adımda 100 milyarlık bir kaynak, sermaye sınıfına aktarıldı. Buna rağmen onlarca işyeri ve fabrika üretimini durdurdu. “Kalkan” paketi ve ardından çıkartılan kanunlarla esnek çalışmanın ve ücretsiz izinlerin önü açıldı, grevler yasaklandı, sendikal yetki süreçleri ve toplu iş sözleşmesi görüşmeleri donduruldu. Koronavirüs bahanesiyle tüm eylemleri yasaklanan işçiler, fabrikalarda işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınmadan çalıştırılmaya devam etti. TÜİK’in açıkladığı Ocak ayı verilerine göre işsizlik oranı yüzde 13,8’e fırladı, yüz binlerce işçi daha salgın günlerinde işsiz kaldı. Ocaktan bu yana salgın bahanesiyle yüz binlerce işçi daha işten atılmıştır ve bunlar işsizlik verilerine eklenmemiştir.
Patronlara milyarlarca lira aktaran siyasi iktidar, işsiz kalan işçilere ayda 1177 lirayı reva görüyor. Bu süreçte her türlü imkândan faydalanan patronlar süslü reklamlarla televizyonlarda boy gösteriyor. Türkiye’yi yönetenler ise “Biz bize yeteriz Türkiyem” çağrısıyla işçi ve emekçileri milliyetçilik tuzağına çekip oyalamaya, hedef saptırmaya çalışıyorlar. İşçi sınıfına karşı başlattıkları savaşı, koronavirüsün ardına gizliyorlar.
Kardeşler!
Bir kez daha görüyoruz ki dinleri, dilleri, ırkları ne olursa olsun kapitalistler kokuşmuş, çürümüş, hastalık ve ölüm saçan sömürü sistemini ayakta tutmaya çalışıyorlar. Hükümetler, temellerinden sarsılan sistemi ve asalak patronlar sınıfını iflastan kurtarmak için bütün güçleriyle seferber olmuşlardır. Takındıkları kahramanlık pozlarına aldanmayalım! Açıkladıkları “önlemler”, krizin faturasını işçi sınıfına kesmek, işçiler üzerindeki sömürüyü alabildiğine arttırmaktan başka bir şey değildir.
Toplumun sağlığı, işçi ve emekçilerin can güvenliği bu sömürücülerin hiçbir zaman umurunda olmadı, olmayacak. İki dünya savaşında milyonlarca işçi ve emekçiyi savaş cephelerinde katledenler, tarihte yaşanmış veba gibi salgınlardan İspanyol gribine kadar türlü salgında yoksulların hayatını hiçe sayanlar, her ekonomik krizde milyonlarca işçiyi işten atarak haklarını gasp edenler, işçi sınıfını yoksulluğa, açlığa mahkûm edenler aynı egemen sınıfın temsilcileridir.
Unutmayalım ki daha kapitalizmin gelişme çağında bu gerçeğin farkına varan Amerikan işçi sınıfı 1 Mayıs 1886’da 8 saatlik işgünü hakkı için mücadeleye atılmıştı. Amerika’dan Avrupa’ya, oradan da Osmanlı topraklarına ve bütün Asya kıtasına yayılan 1 Mayıs ruhu her yıl dünya işçi sınıfını “birlik, mücadele ve dayanışma” bayrağı altında topluyor.
Sınıfların ve sömürünün olmadığı, savaşların ve katliamların son bulduğu, doğanın korunduğu, hastalıkların salgına dönüşüp yoksul insanların canını almadığı, deprem, sel gibi felaketlerin fırsata çevrilmediği, özgürlük dolu, güzel bir dünya ancak işçi sınıfının ortak mücadelesiyle kurulacaktır. 1 Mayıs dünya işçi sınıfının eşitlik ve sömürüsüz dünya mücadelesinin adıdır. 1 Mayıs, geçmişten geleceğe özgürlük şarkısıdır. Egemenler ne yaparlarsa yapsınlar, 1 Mayıs geleneğini unutturamayacaklar. Egemenler yarattıkları korkuyla şimdilik meydanları boş tutabilirler. Ama çok kısa bir süre sonra dünya işçi sınıfı o meydanları yeniden özgürlük şarkılarıyla inletecek!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Mücadelesi!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs!
Kahrolsun Kapitalist Sömürü Düzeni!
- İşçi sağlığı ve güvenliği önlemleri tüm işyerlerinde derhal ve eksiksiz uygulansın! İşçilere, gerekli önlemlerin alınıp alınmadığını denetleme yetkisi verilsin! Önlemleri almayan işyerlerine ağır cezalar getirilsin!
- Tüm izinler ücretli izinlere dönüştürülsün, yıllık izinlerin gasp edilmesine hayır!
- İşsizlik sigortası kayıtsız şartsız, hiçbir koşul konmadan tüm işçilere açılsın!
- Sağlık hizmetlerinin kalitesi ve kapsamı genişletilsin, tüm sağlık hizmetleri parasız sağlansın!
- İşçilerin elektrik, su, doğalgaz fatura borçları silinsin!
- Okyanusun Ötesinden 1 Mayıs
- Aynı Duygularda Ortaklaştığımız UİD-DER’li Emekçi Kadınlara Selam!
- Benim Yerim UİD-DER
- Toronto 1 Mayıs’ında Yüreğimiz UİD-DER’le Birlikteydi
- Güçlüyüz, Çünkü Birlikteyiz
- Bütün Dillerde Yankılanan Slogan
- UİD-DER Yüreklere Umut Ekiyor!
- O Gün Esen Rüzgâr Bile Farklıydı
- 1 Mayıs 2022: Hayatımın En Güzel Günlerinden Biri!
- Ne Kadar Özlemişim Kol Kola Halaya Durmayı, Ağız Dolusu Slogan Atmayı
- Yüreği Özgürlük İçin Çarpan Tüm Sınıf Kardeşlerimize Bin Selam
- Biz Beraberken Güçlüyüz!
- Yine Umudumuz Tazelendi Hep Birlikte!
- Biz de Oradaydık!
- En Güzel 1 Mayıs’ımdı
- Çoluk Çocuk Genç Yaşlı, İşte 1 Mayıs!
- Gökyüzü İlk Kez Bizimdi Bugün
- Dublin’de 1 Mayıs
- Mersin’den Maltepe’ye 1 Mayıs Coşkusunu Yaşadık
- Kocaeli’den Emekçi Kadınlar: 1 Mayıs’ta Kalabalığın Değil Birliğin İçindeydik
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Emeğin Mücadelesi Emekçi Kadınlarla Büyüyor!
- Asgari Ücret Dört Kişilik Ailenin İhtiyaçlarına Göre Hesaplansın!
- Geleceğini Arayan Gençlik: Yarınlar İçin Mücadele Edelim!
- Sömürüye, Baskı ve Zorbalığa Karşı Gücümüzü Birleştirelim!
- Sermaye Sınıfı Sefalet Zammına Hazırlanıyor!
- Kadına Yönelik Şiddet Neden Son Bulmuyor?
- UİD-DER Kadın Komitesi: Korkuya Teslim Olmuyoruz, 1 Mayıs Ruhunu Yaşatıyoruz!
- İşten Atmalara ve Ücretsiz İzinlere Hayır!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Dayanışmayla, Mücadeleyle, UİD-DER’le Güçlenelim!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Değişim Yaratacak ve Yeni Bir Dönem Açacak Olan Emekçilerin İradesidir! İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Fransa’dan sonra Doğu Avrupa ülkesi Çekya hükümeti de emeklilik yaşını yükseltmek üzere hazırlıklara girişti. Hükümet, 65 olan emeklilik yaşını 68’e çıkarmak istiyor. İşçilerse zaten mezarda emeklilik demek olan 65 yaş sınırının daha da...
- Fransa işçi sınıfı Macron hükümetinin emeklilik yaşını 64’e çıkarmasına genel grevlerle karşı koymaya devam ediyor. Ülkede, 23 Marttan sonra 28 Martta da milyonlarca işçinin katıldığı grevler gerçekleştirildi. Böylelikle Fransa işçi sınıfı Ocak...
- 27 Martta Almanya’da son yılların en büyük grevi yaşandı. Havaalanları, demiryolları, limanlar tramvay, otobüs ve metrolar 24 saat boyunca çalışmadı. Ulaşım ve kamu hizmetleri durdu. Grev alanlarında mitingler, gösteriler yapıldı.
- Çalışma koşullarının düzeltilmesi, baskıların son bulması ve ücretlerine yüzde 25 oranında zam yapılması talebiyle direnişte olan Mata Otomotiv işçileri, direnişlerinin 30. gününde Ankara’daydı. Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan...
- Ben Güneş, 17 yaşındayım. Nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum. Burası artık Hatay diyebileceğim bir yer değil, benim alıştığım Hatay değil. Çok garip bir şey, doğup büyüdüğüm yerin böyle yıkılışını görmek… Bunu yaşayacağımızı düşünmedim hiç. Tabii...
- İstanbul/Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv işçileri, 27 Martta Ankara’ya yürümek üzere İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölgesinde toplandılar. Daha insani koşullarda çalışmak isteyen ve haklı taleplerini duyurmak için Ankara’ya yürümek isteyen...
- Mata Otomotiv’de 27 Şubatta üretimi durduran 1000 işçi, hakları için 27 Martta Ankara’ya yürüyor. Mata işçileri, iş güvenliği önlemlerinin alınması, yönetim ve amirlerin uyguladığı baskının son bulması ve yüzde 20 ek zam yapılması için işten kaçınma...
- Tıpkı depremden önce olduğu gibi depremden sonra da devlet yetkilileri sorumluluklarından kaçmaya devam ediyorlar. Hatta umursamazlıkta adeta birbirleriyle yarış halindeler! İlk imdada koşanın devlet olmasını bekleyen depremzedeler hayal kırıklığına...
- Depremzede emekçiler bu kış günlerinde sıcak bir yuvadan yoksunlar. Çoğunun giyecek doğru düzgün bir kıyafeti ya da belki sarılacak bir battaniyesi yok. Çocukların ayaklarında ayakkabıları yok. Kimisi sıcak bir çorbadan yoksun. Deprem bölgesinde...
- DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından Cengiz Holding binası önünde direnişçi işçilerle birlikte kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Satera Elektrik işçilerine direnişteki Mata işçileri ile MKS işçileri de destek verdi. Eyleme DİSK’...
- İran’da kız çocuklarının eğitim gördüğü okullarda 30 Kasım 2022 tarihinden beri zehirlenme vakaları görülüyor. İlk olarak Şiilerin kutsal saydığı Kum kentinde bulunan Kum Kız Sanat Okulunda görülen zehirlenme vakası, kısa sürede diğer okullarda da...
- Depremin üzerinden haftalar geçti ama ihmaller, keyfi tutumlar, umursamazlık, akıl almaz söylemler depremin sonuçlarını felakete çevirdi. Erdoğan depremin üçüncü gününde deprem bölgesine korumalarının da içinde bulunduğu upuzun bir konvoyla gitti. O...