Buradasınız
Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!

15 Haziran 1970 sabahı, İstanbul ve Kocaeli sanki sıradan bir pazartesiye uyanmış gibiydi. Ama sokaklar başka türlü fısıldıyordu. Fabrika bacaları susmuş, presler durmuştu. Ne kayışlar dönüyor, ne makine gürültüsü yükseliyordu. Henüz üç yıl önce kurulmuş olan DİSK’in kapatılmak istenmesine karşı işçiler üretimi durdurmuştu. Birikmiş öfke taşmıştı. O sabahtan itibaren iki gün boyunca, 150 binden fazla işçi sokaklara aktı. Sloganlar gökyüzünü yırttı. İşçiler ne asker barikatı dinlediler, ne polis. Yürüdüler üstüne üstüne! Kimi tornacıydı, kimi lastikçi. Kimi Karadenizliydi, kimi Çukurovalı. Bu sadece bir başkaldırı değildi; bir sınıfın kendi sesini bu topraklarda en gür duyduğu andı. 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi bulutsuz gökte çakan şimşek değildi; mücadele içinde dönüşenlerin eylemiydi.
Cumhuriyet tarihinin ilk otuz-otuz beş yılı, işçi sınıfının ekonomik, sosyal ve siyasal haklarından tamamen mahrum bırakıldığı ve baskı altında tutulduğu yıllardı. Yeni kurulan kapitalist işletmeler, ballı ihaleler ve teşviklerle, ucuz işçilikle palazlandırıldı. İşçi sınıfımız bu yıllar boyunca ne gerçek bir sendikalaşma hakkına, ne toplu sözleşme hakkına, ne de grev hakkına sahip olabilmişti. Egemenlerin amacı yerli sermayedar yaratmaktı. 1960’larla birlikte ise bıçak kemiğe dayandı, işçiler birlik oldu, hava işçiden yana döndü. İşçi sınıfımız bu süreçte pek çok hak elde etti. Mesela o yıllarda sendikalı bir işyerinde tekstil işçisi olan UİD-DER’li bir ablamız şöyle tarif ediyor kazanımlarını: “O kadar hakkımız vardı ki kazandığımız parayı nereye koyacağımızı bilemezdik.”
Devran işçiden yana durduk yere dönmemişti. Zamanın ruhunu anlamak için dönemin simge fabrikalarından birinde, Derby Lastik fabrikasında yaşananları hatırlayalım. Kazlıçeşme’de bulunan Derby, o dönemde lastik sektörünün önemli fabrikalarından biriydi. 1960’lı yıllarda fabrikada ücretler çok düşüktü. Hemşericilik temelinde bölünmüş işçiler birbirine kırdırılıyordu. Sesini çıkaranlar işten atılıyordu. Hatta Derby patronu bir işçi sendikası kurdurmuş ve DİSK’e karşı işçileri zorla oraya üye yapmıştı. O yıllarda Derby Lastik fabrikasındaki işçilerle konuşuyor olsaydık, muhtemeldir ki pek çoğu kısa süre içerisinde tarihe geçecek bir eylemin örgütleyicisi olacaklarına inanmazdı.
Derby işçileri 1968 yılının 4 Temmuz günü sendika seçme özgürlüğü için referandum talebiyle fabrikanın kapısını kaynaklayıp işgale başladılar. Ülke gündemine oturan Derby işgali daha bir haftasını doldurmadan, işçilerin talepleri kabul edildi. Bu eylem sayesinde işçiler sadece taleplerini değil, daha da önemlisi kendilerine güvenlerini ve birliklerini de kazanmışlardı. Fabrikada hemşericilik son bulmuş, işçiler mücadele içinde kardeşleşmişti. İşgal sonrası “Derby Gerçek” isimli bir fabrika gazetesi çıkarmaya başlayan işçiler, sendika üyesi olmanın yetmeyeceğini kavrayarak işçi sınıfının siyasal örgütlerine yönelmişlerdi. Öte yandan Derby’de yaşananlar orada sınırlı kalmadı. Derby işgalini 15-16 Haziran 1970’e dek peşi sıra Altınel Pres, Emayetaş, Kavel, Singer, Demirdöküm, Çelik Halat fabrika işgalleri izledi.
Tarih birbirine eklemlenen, iç içe geçen zincirin halkaları gibi uzanır. DİSK’i kapatmak isteyen patronların hevesini kursağında bırakan 15-16 Haziran’a, Derby ile başlayan fabrika işgalleri ebelik etmişti. Peki, 1967’de DİSK kurulmasaydı, fabrika işgallerini sağlayan o bilinç, o irade, o örgütlülük olabilir miydi? DİSK’in kurulmasında mücadeleci sınıf sendikacılığını hayata geçiren Maden-İş’in rolünü nasıl yadsıyabiliriz? İşte böyle örülüdür işçi sınıfının tarihi! Her büyük mücadele, kendinden öncekilerin toprağında kök salar.
Bu tarih bize bir gerçeği en katıksız haliyle anlatıyor: İşçi mücadele içinde öğrenir, dönüşür ve yapar. İşçi kitleleri sınıf mücadelesini grev çadırlarında, işgallerde, işyeri toplantılarında, örgütlenmelerde yani sınıf kardeşiyle omuz omuza yürürken öğrenir. Her mücadele, onu yalnızca haklarına değil, kendi sınıfına da yaklaştırır. Öğrendikçe dönüşür, dönüştükçe daha fazlasını yapar. Bu gerçeği bugünkü grev ve direnişlerde de görmek mümkündür. Mücadele okulundan geçerken işçiler, adeta başka insanlara dönüşürler. Kendilerini sadece bir mücadelenin değil, bir uyanışın ve dönüşümün de ortasında bulurlar. Bugün bizlere düşen görev; Derby’nin kapısını kaynaklayan ellerin, 15-16 Haziran’da sokakları arşınlayan ayakların mirasını taşımak ve bu tarihsel zincirin yeni halkalarını örmektir.
Yaşımız 19…
- Tarihsel Bilincimizi ve Geleneğimizi Mücadelemizde Yaşatıyoruz!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Gelenekten Geleceğe 15-16 Haziran ve UİD-DER
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- 15-16 Haziran Ruhu Yeniden Can Bulacak!
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Gelenekten Geleceğe: 53. Yılında 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi
- Tanıklıklarla İki Büyük Günün, Güven ve Cesaretin Hikâyesi
- İşçileri Davar Sürüsü mü Zannediyorlar?
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Köklerimiz Çınar Ağacının Kökleri Gibi Sağlam
- Ali Özgentürk’ün mesajı:
- Kendi Tarihini Hafızana Kazı!
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 50. Yılında Gelenekten Geleceğe!
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Kim Bu Herkes?
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
Son Eklenenler
- İzmir Karşıyaka Belediyesi’ne bağlı Kent A.Ş. ve Personel A.Ş. şirketlerinde çalışan belediye işçileri, ücretlerinin ödenmesi talebiyle 28 Temmuzdan bu yana eylemlerini sürdürüyor. Kayseri Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren yatak üreticisi...
- Simsiyah gökyüzünde uçmaz oldu uçurtmam Bütün her şey oldu bana travma Bitsin artık, istemiyorum savaş, istemiyorum daha fazla
- Belki inanmayacaksınız ama bu sözlerin sahipleri de işçi. İki işçi kendi arasında sohbet ederken bir an kulağıma takıldı, içlerinden biri aynen şöyle dedi: “Bu işçiler de çok nankör canım! Ne yazı beğeniyor ne de kışı.”
- Dersim’de faaliyet gösteren Peri Tekstil’de işten atılan BİRTEK-SEN üyesi 17 işçi, sendikalarının tanınması, baskı ve mobbinge son verilmesi ve işe geri dönme talebiyle 29 Temmuzda fabrika önünde eylem yaptı. Manisa’da bulunan İtalya merkezli Bitron...
- UİD-DER’li işçiler olarak, Digel Tekstil işçilerinin direnişinin 189’uncu gününde dayanışma ziyaretinde bulunduk. Sıcak çaylarımızı yudumlarken direnişçi kardeşlerimizle uzun uzun sohbet ettik.
- TPI Kompozit grevinde işçilerin talepleri yalnızca ekonomik taleplerle sınırlı değil. İşçiler aynı zamanda sendikal haklarına sahip çıkıyor, gelecekteki kuşaklara onurlu bir mücadele mirası bırakıyorlar.
- Nazilere ait bir toplama kampının gri ve soğuk duvarları arasındaki bahçede küçük bir çocuk, babasının “saklan” dediği paslı bir metal dolaba gizlenmiştir. Babanın adı Guido’dur ve günlerdir çocuğuna “her şey bir oyun” demiştir. Kampta yaşanan...
- İnsana, doğaya, bitkilere, hayvanlara değer vermeyen iktidarın ve onların vekillerinin onayıyla ve torba yasalarla bir avuç sermaye grubunun önündeki yasal engeller aşılırken insanlığın geleceği yok ediliyor.
- Kocaeli/Dilovası’nda bulunan Omsa Metal’de işçiler, 2025’in ilk aylarında Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu şubede örgütlendiler. Toplu sözleşme görüşmelerinin başlamasının ardından Omsa Metal işvereni işten atma saldırısı başlattı. İşçiler...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi doğrudan ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin ilk oturumu 28 Temmuzda gerçekleşti. Görüşme öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde açıklama yapan KESK, kamu emekçilerinin...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana yaklaşık 60 bin Filistinliyi katleden İsrail’in Gazze’de uyguladığı acımasız abluka nedeniyle açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Ekim 2023’ten bu yana yetersiz beslenme ve açlık yüzünden 83’ü çocuk olmak üzere...
- Banksy mahlaslı sanatçının “bomb love” isimli eseri, ilk olarak 2001 yılında Londra sokaklarından başlayarak dünyanın birçok yerinde duvarlara çizilmiştir. Eser oldukça sade ve detaydan uzak görünmesine rağmen taşıdığı mesaj oldukça derindir....
- “Son 102 günde 132 kadın cinayeti” haberleri dolaştı medyada. Bu sayılar sadece bir istatistik değil; her biri bir yaşam, bir hayal, bir yaşama sevinciydi. Her biri aramızdan koparılan bir arkadaşımız, bir kardeşimiz, bir meslektaşımız, bir...