Buradasınız
Ne Kadar Mücadele O Kadar Ekmek!
Ekmeğin tarihi, insanlığın tarım devrimiyle yerleşik hayata geçmesine kadar uzanır. Ekmeğin yaşamımıza girmesinden bu yana geçen yaklaşık 10 bin yılda insanlık çok büyük değişimler yaşadı, ekmek de öyle. Uzun yüz yıllar boyunca insanlar, ekmeği eşit bölüştüler. Ta ki toplum bir gün sınıflara bölünene kadar. Sınıfsız toplumların yerini sınıflı toplumlar aldı; yani bir avuç asalak çoğunluğun ürettiğine el koymaya başladı. Böylece ekmek de zenginlerin ekmeği ve yoksulların ekmeği olarak ikiye bölündü. Zenginlerin ekmeği beyaz ve yumuşak, yoksulların ekmeği ise esmer ve sertti. Zenginlerin kuş sütü eksik sofralarının süsü olan ekmek, yoksullar için temel besin maddesi oldu. Dünyanın farklı coğrafyalarında, tarihin pek çok döneminde ekmek bulamayan yoksullar isyan ettiler. Bu isyanlar tarihe “ekmek isyanları” olarak geçti. Kimi zaman da egemenler yoksul halkların isyanının önüne geçmek için ekmeği kullandılar. Örneğin Roma’da imparatorlar sefalet içinde yaşamaya mahkûm ettikleri halka bedava ekmek dağıtarak, isyanların önüne geçmeyi başarabiliyorlardı.
Geçmişten bugüne çok şey değişti şüphesiz. Artık yoksul sofralarında ekmekten başka gıdalar da bulunuyor. Yine de biz işçiler için ekmeğin ayrı bir yeri var. İşçi sınıfının ozanı Hasan Hüseyin’in bir şiirinde dediği gibi, sofrada etten önce ekmeğe varıyor elimiz. Ama bundan da önemlisi ekmeğin binlerce yıllık serüveni onu bir simge haline getirmiş bulunuyor. Öyle ki her dilde söylenişi farklı olsa da dünyanın neresine giderseniz gidin işçilerin ekmeğe yüklediği anlam aynıdır. Örneğin yaşam kavgası “ekmek kavgası” demektir işçiler için. “Ekmek parası” için çalışırız. Yaşamın zorlaştığını anlatmak için “ekmek aslanın ağzında” deriz. Daha iyi bir yaşam için verdiğimiz mücadele “ekmeğimizi büyütme mücadelesidir” mesela. Geçmiş işçi kuşaklarının mücadeleyle kazandığı haklarımız elimizden alındığında “ekmeğimiz küçüldü” deriz. İşten atıldığımızda ekmeğimizden edildik deriz, ekmeğimize göz dikenlere, ekmeğimizle oynayanlara öfke duyarız.
Bugün bütün dünyada egemen olan sistem kapitalizmdir. Sanayinin ve teknolojinin daha önce hiç olmadığı kadar gelişmesiyle, yaşamımızı kolaylaştıracak olanaklar da arttı. Değişen koşullar toplumsal ihtiyaçları da değiştirdi. Ekmek sadece bildiğimiz ekmek değildir artık. Ekmek kıdem tazminatımızdır. Ücretimizdir, sosyal yaşamımızdır, sevdiklerimize ayırdığımız zamandır ekmek. Ekmek eğitimdir, konuttur, sağlıktır, emeklilik hakkıdır, demokratik haklarımızdır. İşte bütün bunlar için verdiğimiz mücadele ekmek mücadelesidir. Ama ekmeğimiz giderek küçülüyor. Patronlar sınıfı ve onların hizmetindeki AKP iktidarı ekmeğimizi giderek küçültüyor. Onlar deveyi hamutuyla götürürken bizim kırıntılarla yetinmemizi istiyorlar. Emeklilik yaşı yükseltiliyor, ücretler düşürülüyor. Kıdem tazminatımız elimizden alınmak isteniyor. Ücretlerimizi arttırmak ve çalışma koşullarını iyileştirmek için grev yapmak istediğimizde grevlerimiz yasaklanıyor. Sendikalaşma hakkını kullanmak istediğimizde işten atılıyoruz ama patronlardan hesap soran yok. Bir ev sahibi olabilmek için yaşamımızın 10-20 yılını ipotek etmemiz gerekiyor. Çocuğumuzun iyi bir eğitim almasını istiyoruz ama gerçekten kaliteli okulların kapısından girecek paramız yok. Ailemizle, sevdiklerimizle daha fazla vakit geçirmek istiyoruz ama geçinebilmek için yaptığımız fazla mesailer bize zaman bırakmıyor.
Demek ki çok çalışmakla büyümüyor ekmeğimiz, aksine küçülüyor. Sesimizi çıkarmadığımız sürece de küçülmeye devam edecek. Tarihin hiçbir döneminde egemenler kendiliğinden hak bahşetmediler bize. Sınıflı toplumların ortaya çıkışından bu yana ezilenler, emekçiler egemenlere karşı mücadele ederek büyüttüler ekmeklerini. Sadece bir yük hayvanı gibi karınlarını doyurmak istemediklerini, aynı zamanda yaşamın tüm güzelliklerinden paylarına düşeni almak istediklerini söylediler. Onların verdiği mücadeleler sayesinde bugün sahip olduğumuz haklar bize miras kaldı. Birçok hakkımıza el konuldu ama sermaye sınıfı sınır tanımıyor. Elimizde kalan hakları korumak, kaybettiklerimizi geri almak ve yeni haklar elde etmek için bizim de mücadeleden başka seçeneğimiz yok. Binlerce yıllık tarihimiz bize bunu gösteriyor. Ne kadar mücadele, o kadar ekmek!
Hakkını Aramak Nankörlük müdür?
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...