Buradasınız
8 Mart ve Kadın İşçilerin Sorunları
Bostancı’dan bir kadın işçi
Merhaba, kadın ve erkek işçi kardeşlerim. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün yüzüncü yılı kutlanıyor. 8 Mart vesilesiyle sizlere seslenmek ve kadınların ortak sorunlarını paylaşmak istiyorum. Ben metal sektöründe çalışan bir işçi kadınım. Yıllardır da fabrikalarda işçilik yapıyorum. Aynı zamanda bir anneyim. Dolayısıyla sorumluluklarım ve iş yüküm biraz daha ağır. Anneyim dedim, evet ama anne olma duygusunu bile tam olarak yaşayamadım diyebilirim. Çünkü çocuğum henüz 2,5 aylıkken tekrar işe başlamak zorunda kaldım. Kim istemez ki çocuğunun yanında olabilmeyi, bebekliğinin her bir anını birlikte yaşayabilmeyi. Ama biz işçi kadınların böyle bir “lüksü” yok. Bizler de eşlerimizle birlikte çalışmak zorundayız. Asgari ücretin ne kadar olduğunu her birimiz biliyoruz. Böyle bir ücret ile bir evin giderlerini karşılayabilmek mümkün mü? Bu nedenle de doğum sonrası ücretli olan 1,5 aylık iznimizi kullandıktan hemen sonra işbaşı yapmak zorunda kalıyoruz. Ya da 6 aylık ücretsiz izin alabiliyoruz. Ama eve giren asgari ücretle 6 ay idare edebilirseniz ve tabii patronunuz size 6 ay izin vermeyi kabul ederse. Genelde doğum izninde olan kadınlar, çocuk dünyaya getirmenin cezasını işsizlik olarak ödüyorlar. Patron, doğum sonrasında günde 1,5 saat ücretli süt izni vermek zorunda. Veya bu izinleri birleştirerek haftada bir gün izin verebilir. Tabii ki bu patronların işine gelmiyor ve izin vermemek için işimize son veriyorlar.
Aynı zamanda biz kadın işçiler olarak patronların bu kirli düzeninde iki kat daha eziliyor ve sömürülüyoruz. Patronların sömürüsünün dışında, hayatın her alanında, yani işyerinde, sokakta ve evde kadın olmamızdan kaynaklı cinsiyet ayrımcılığına uğruyoruz, ikinci sınıf insan muamelesi görüyoruz. Bununla birlikte, işyerinde ve sokakta taciz ediliyor ve hakir görülüyoruz. Biz kadınların, tüm bu haksızlıkları ve çarpıklıkları görmemiz gerekiyor. Hangi işçi kadın arkadaşımız bu sorunları yaşamıyor ki? Bu nedenle mücadelenin en ön saflarında yerlerini alması gerekenler biz kadın işçiler olmalıyız. Erkeklerimizle birlikte yan yana olmalı, birleşmeli ve birlikte mücadele etmeliyiz. Bizim mücadeleye atılmak için o kadar çok nedenimiz var ki. Fabrikada işçisin, eziliyor ve sömürülüyorsun, tacizlere maruz kalıyorsun. Kadın olduğun için daha düşük ücret alıyorsun. Çocuk doğurduğun için işsiz kalıyorsun. Konfeksiyonlarda üç beş kuruşa, sigortasız çalıştırılıyoruz. Bir de gözlere gözükmeyen bir iş hayatımız daha var: Evlerimizde de çalışıyoruz. Yemek yap, çocuk büyüt, temizlik yap derken hayatımız katlanılmaz hale geliyor. Soralım kendimize: Ne anladık bu yaşamdan? Hangi gün kendimiz için bir şeyler yapabildik? Çocuklarımızın geleceği için hangi uğraşların içinde olduk?
Bizlere, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü miras bırakan Amerikalı tekstil işçisi kadınlar gibi mücadele etmeliyiz. Bugün 8 saat çalışma hakkı varsa, geçmişte Amerikalı kadın ve erkek işçilerin, Rus ve Avrupalı kadınların mücadelesi sayesinde var. Bugün işyerlerinde her ne kadar uygulanmasa da kreş hakkımız var. Bu hak da geçmişte verilmiş mücadeleler sayesinde kazanılmıştır. Ama bizlere bırakılan mirası artıramadığımız gibi, elimizde olanın gasp edilmesine de sessiz kalıyoruz. Oysa daha insanca yaşam için bu mirasa sahip çıkmalıyız. 8 Mart’ı yaratan kadın işçiler, bu mirası bizlere bırakabilmek için bedel ödediler, hayatlarını ortaya koydular. Biz kadın işçiler, erkek işçilerle bir araya gelerek güçlerimizi birleştirmeli, var olan haklarımızı korumalı ve yeni haklar alabilmek için mücadele etmeliyiz. Birlikte taleplerimizi ortaklaştırmalı, omuz omuza vermeliyiz. Bizler çaresiz değiliz. Tüm işçiler yan yana geldiğimizde, isteyip de başaramayacağımız hiçbir şey yoktur. Ben bir kadın işçi olarak, çocuğumun ve insanlığın geleceği için mücadele etmeyi seçtim. Bizden sonra gelecek işçi kuşaklarına, çocuklarımıza bırakacağımız miraslar olmalı. Soruyorum ne bırakabileceğiz çocuklarımıza? Ama mücadele edersek güzel bir dünya ve insanca yaşanabilecek bir hayat bırakabiliriz.
Bu yılki 8 Mart bizlere geçmişimizi yeniden hatırlatsın. Haklı taleplerimiz için bir araya gelelim ve birlikte mücadele edelim.
Her işyerine, her mahalleye ücretsiz kreşler açılsın!
Doğum sonrası izinler artırılsın ve ücretli olsun!
Kadınların muayyen günlerindeki izin hakkı uygulamaya geçirilsin!
Çalışma saatleri kısaltılsın, herkese iş!
Evet, bir işçi ve bir insan olarak bunları istemem o kadar doğal ki. Haydi, işçi kardeşlerim. Sizler de isteklerinizi bu listeye ekleyin. Birleştirelim umutlarımızı, güçlerimizi ve birlikte mücadele edelim. Bunu yapmak zor değil. Bunun için tek gerekli olan şey 3 iken 5, 5 iken 10, 10 iken 100 olabilmektir. Bizler de bunu yapabiliriz. Bizler insan gibi yaşamayı hak eden insanlarız. Çünkü biz üreten, biz çalışan ve biz var eden insanlarız. Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...