Buradasınız
“Cihan, Çaylar Nerde Kaldı?”
Bağcılar’dan bir kadın işçi
- Çaylar nerde kaldı?
- Ez hatım (ben geldim) ablaaa...
Cihan, Kefeli Han’ın çaycı çırağı. Yedi kardeşin en büyüğü. Bakmayın büyük dediğime, daha çocuk Cihan. Henüz 13 yaşında. Beş ay önce Erzurum’dan İstanbul’a gelmiş ailesine bakabilmek için, bakmadan kendi küçüklüğüne. Bir yaşındayken bedeninin sol yanını, tandırda annesinin pişirdiği ekmeğe katık etmiş. Sonra büyümüş ama biraz büyümüş. Babası koruyamamış Cihan’ı iki baş ineği koruduğu kadar. Çünkü ineklere bir şey olursa ailesi aç kalır. Ama tek başına Cihan aç kalırsa olgunlaşır, bu hayata “doyar”.
Hiç sevmemiş okulu, öyle diyor. Ya da sevebilmesine izin verilmemiş. Öyle güzel gülüyor ki sanırsınız her yerde yeşilin tonları var. Hep konuşuyor Cihan, hep koşturuyor. Ola ki küçük adımlar atıp soğutursa çayları, kulaklarını sağır eder küfür dolu sesler. Ama büyük adımlar atamaz ki… Çünkü daha çocuk Cihan. Boşları topladıktan sonra zamandan çaldığı birkaç dakikada ısıtıcıya sokuluyor ısıtmak için bileklerine kadar 13, geri kalan kısmı 50 yaşını gösteren ellerini.
“Özledin mi aileni” diye soruyorum, “özledim tabii ki” diyor. “En çok da annemi... Gideceğim ama” diyor. Etrafı kontrol ettikten sonra patronun olmadığından emin oluyor ama yine de kısık bir ses tonu ile, “gâvur patron izin vermiyor ki. Ancak ramazanda gidebilirmişim.” Yani herkes sevaba acıkırken, Cihan ancak o zaman doyabilirmiş özlemlerine.
Biraz da yaramaz tabi. Kapı önü tezgâhından terlik kaçırıyor gülerek. Oyun oynuyor kendince, eksik yanını gülümsetebilmek için. Sonra birden kaytarmasın diye cebine iliştirdikleri telsizden, öfkeli bir esnafın sesi duyuluyor: “Cihan, nerde kaldın laaan!” Korkusu telaşına yansıyor. Koşarak gidiyor, ardında yine oyunlarını, yine çocukluğunu yarım bırakarak. Nasıl korkmasın ki, korkar tabi, çünkü daha çocuk Cihan.
Elinde çay tepsisi, beliriyor yine hanın kapısında. Bir de türkü tutturmuş, çekimserlik ve cesaret arasında sıkışmış ses tonuyla; “bedenimde değil, ruhumda sızım ay ay…” Sadece nakaratını söylüyor ama. Çünkü sadece nakaratında buluyor kendini. O da farkında aslında, vücuduna 5 beden büyük gelen ruhundaki sızının.
Akşam oluyor artık. Akşam oluyor, Cihan mutlu oluyor. Çünkü paydosss… Çünkü onun deyimiyle kral gibi han odası var. Çünkü küfür yok, fırça yok, bacaklarından parmak uçlarına inen ağrıları yok. Varsın bu gecenin bir de sabahı olsun, yine onu çocukluğundan koparıp koca bir adam yapan. Kim bilir, belki de rüyalarında cenin olup öyle annesine sokuluyordur Cihan…
- Cihan! Kahvem nerde kaldı?
- Yav abla biraz bekle. Valla yoruldum!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...
- Biz işçilerin yaşadığı sıkıntılar, zorluklar gün geçtikçe artıyor. Aldığımız ücretler açlık sınırına denk durumda. Üstelik ücretlerimizin enflasyon karşısında erimesi belimizi iyice büküyor. Çalıştığımız işyerlerinde, fabrikalarda çalışma...
- Her geçen gün yoksullaşan, hayat pahalılığıyla beli bükülen işçiler olarak vergi rekortmeni olmamız pek mümkün görünmeyebilir. Ancak gerçek bu. Milyarlarca dolarlık servetlere sahip patronlar servetleriyle kıyaslayınca tabiri yerindeyse bir kuruş...
- Bizler, Avcılar’dan genç işçi ve öğrencileriz. Kimimiz fabrikalarda saatlerce çalışıyor, kimimiz ise okul sıralarında dirsek çürütüyor. Hepimiz işçi çocuklarıyız ve bizi birleştiren, bir araya getiren ortak sorunlara sahibiz. Çünkü içinde...
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...